*

  • (bkz: ben ve öteki)
  • kendi ozdegerliligini, baskasinin farkliligini kotuleyerek ve kendini overek arttirma cabasidir. ayrimcilik sucunun islenmesidir.
  • (bkz: habermas)
  • insanın dogası geregi kaçınılmaz olandır, bazen kadındır öteki, kimi zaman erkek ya da bizlerle aynı dili konuşmayan bir yabancı. ama her zaman ötekileştirdiklerimiz vardır. en tehlikeli olan ise bızım kim oldugumuzu farkına varmadan onların bizi belirliyor olmasıdır. o kadar ötekileştirir durumu gelmiştir ki insan oğlu, ne oldugunu unutup, ne olmadıgını anlatarak tanımlar kendını.
  • ötekileştirme; aslında kamplaştırma ve böl-yönetçilerin çok kullandığı bir yöntem. bir kimlik oluşturmak amaçlanıyor. dışlama için de ötekileştirme mekanizması kullanılabilir tabii. bu sefer tu-kaka kişisinin kimliği değiştirilir ki gruptan dışlansın. o artık bizden değil, ötekilerden diyebilmek için. tarih boyunca her türlü kurum (devletler, imparatorluklar, derebeylikleri, siyasal gruplar) bu yöntemi kullanmış, ellerindeki potansiyeli diğerlerinin üzerinde tahakküm kurmak üzere kullanmaya çalışmıştır.
  • son zamanlarda ceviz kabuğu programında izleyicilerin zihninde oluşturulan kavram.

    (bkz: ceviz kabuğu)
  • beraber ele alınan nesnelerin farklı özelliklerine göre gruplandırmalarının yapıldığı andan itibaren her grubun diğer grupları kendisinden ayırd etmesi. sosyolojik sınıflandırmalarda genelde azınlık olan grubun çoğunluk olan gruba göre düşünülme biçimi.
  • şu ana kadar bir tanım yapılmamış olmasını kucuk dilimi yutmuş şekilde farkettiğim kavram. *
  • toplumları bir arada tutmak için kullanılan önemli bir araçtır. biz düşüncesini bireyler düzeyinde içselleştirip aidiyet duygusunu ve ihtiyacını biz'i çoğaltıp, güçlendirmek için kullanılmıştır uzun yüzyıllar boyunca.

    müslümanlar, hıristiyalar, museviler kendileri için en iyiyken; yunanlılar, türkler, kürtleri almanlar için de aynı şey geçerlidir. sarı ırk, siyah ırk, beyaz ırk derken bu böyle gider.

    ancak günümüzdeki eleştiri daha çok bireyler nezdinde yapılan ötekileştirme; çoğunluğun azınlığa yaptığı ötekileştirmedir. cinsel azınlıklar, dini azınlıklar, etnik azınlıklar günümüzde devletlerin sistematik olarak yaptığı ötekileştirmeden bireyler nezdinde paylarını düşeni almaktadırlar.

    yüzyıllardan beri devletlerin oluşturmaya çalıştıkları güçlü, bölünmez biz'in karşısına şimdilerde politically correct, pozitif ayrımcılık, renklerimiz kavramları konulmaktadır. zira güçlü biz oluşturacağız diye çabalayan çok kültürlü uluslar bugün büyük biz'in içindeki biz'ler sayesinde bölünme tehditi yaşamaktadır.
  • geleneksel bakış açısı ile şekillendirilen toplumlarda öğretilen seçme ve elemeye bağlı tanımlama şekli. cinsiyet, etnik köken gibi ortak noktalardan çok farklı gelen noktalara odaklanılan durumlarda direkt ortaya çıkan karşındakini kendine göre konumlama. karşıt bazlı söylemin alt yapısını oluşturur: "ben" karşıt "o", "biz" karşıt "onlar".
hesabın var mı? giriş yap