• bir ilkokul cagi kitap okuma aliskanligi kazandirma amacli kitap okuma etkinliginin yapilip yapilmadigini kontrol etme mekanizmasi...
  • bir sınava çalışma biçimi.
    yazarak çalışmayı seven bir öğrenciyseniz mutlaka özet çıkarmaya elverişlisiniz demektir. hayatınız boyunca hep böyle çalıştıysanız, özet çıkarmak konusunda kimse elinize su dökemez. malesef sınıf arkadaşlarınız da bunun farkındadır ve sınav zamanı ceketinizi giydirirler, çantanızı taşırlar, kantinden kahve alırlar, sigara ısmarlarlar, çok çok iyi insanlar olurlar. siz de sınav dönemi boyunca hem çalışmak hem de yalnız kalmamak adına özet çıkarmanın faydalarını görürsünüz.
    tabi ki uyanık olup özetleri parayla satmak da girişimci bir yöntem ama bu sefer etrafınızda sevgi dolu insanlar görmeniz pek mümkün değildir.
  • konu kitapsa, yaparken insanın aslında kendisinin kaç sayfa ettiğini ele verdiği eylem.

    öyle ya, birşeyi ancak kendiniz kadar küçültebilirsiniz.
    ancak önemini farkettiğiniz kadarının altını çizebilirsiniz.
    çizmedikleriniz, eksikliğinizdir belki. varolan ama sizin göremediklerinizdir.
    buna sebep küçültmekten kaçmalı, büyütmeye bakmalı...
  • ilkokul ve ortaokulda genelde son güne bırakılan ödevlerin başında geldiğinden dolayı, zavallı annenin eline tutuşturulan kitabın ilk, orta ve son bölümlerinden tombala misali sayfalar belirlenip okunmak suretiyle gerçekleştirilen, sıkıcı olay.
  • hermeneutik yoksunu insaların sosyalbilimler dersi verdiği her yüksek lisede* ders geçmek için geçerli olan tek çalışma bicimidir, öncelikle mevzu bahis hoca bütün kitabı baştan sona derste kendisi okur, sınavda da anlattığını* kağıda yazmanızı ister, tabi siz bakmayın "anlattıklarım.." dediğine o bütün kitabı ezberlemenizi istemiştir aslen, çünkü kendiside öyle geçmiştir bu yoldan, acısını sizden çıkaracaktır ...,

    herneyse sınavdan bir önceki gece 400 sayfalık kitap ele alınır, bakılıırr bakııılırrr "yok bu böyle olmayacak denilir.." sınav günü erkenden arkadaşlarla buluşulur, hepsine parça parça bütün konular anlattırılır "allah vardır, çok iyi anlatmışlardır, arkadaşlardır.." konuyu neredeyse tamamen anlamışsınızdır, sınava girilir hocanın beklediği gibi 6 sayfa(3 yaprak) yazılır, sınavdan çıkılır, herkes iyi kötü 60-70 geçer siz 35 alır kalırsınız.

    bu süreç böyle 4 yıl boyunca devam eder, arkadaşların çoğu mezun olur, sizin gibi birkaçı o hocanın girdiği derslerden okulu uzatır, "ulen biz neden kaybettik" diye düşünmeye başlar insan, ve ve ve işte o an gelir ve siz arkadaşları 4 yıllık uykudan uyandırmaya başlayacak ilk cümleyi kurarsınız;

    "ikra..!"

    yok yok öyle değil hemen kapılmayın dalgaya.. "lan" dersiniz "biz kaybettik çünkü bu şerefsizin istediği gibi çalışmıyorduk" , "tabbii yaa" sesleri kısa bir süre salonda yankılanır. "özet çıkararak çalışmalıyız.." kararı alındıktan sonra evlere dağılınır, çünkü artık kollektif çalışmadan verim alınamamıştır artık her koyun kendi bacağından asılacaktır, artık sizde zamanında "inek.." dediğiniz o kızlar gibi bir ay öncesinden o dört yüz, beş yüz sayfalık kitapları elinize alır baştan sona okur, ortalama 50 sayfalık özetler çıkarır, son iki,üç gün ise onları ezberlemeye! çalışırsınız ve sınav günü gelir çatar;

    daha öncesinden 35,45 ile kaldığınız aynı derslerden bu sefer 80-90 almışsınızdır, inanamazsınız bütün bu olanlara..,

    işte bütün bu olanlar özet çıkarmanın verdiği mucize formül falan değildir, çünkü bölüm başkanlığı o yıl değişmiştir ve o şerefsiz ve de gibiler artık bölüm başkanı ya da yardımcılarından biri de değildir, bu sebepten dolayı artık bölüm içinde belli bi'dokunulmazlığı da kalmamıştır, bütün mesele budur.

    buraya kadar sabırla geldiğiniz için hepinize teşekkür ederim, koca koca sosyoloji, hukuk, tarih kitaplarının özetini çıkaracam diye kasmayın, böyle düşündükçe ne yapsanız da yaranamazsınız böyle kasmanızı isteyenlere..
  • guya calisiyorum gorunumu ardinda elin iste gozun oynasta olma durumudur. eylemimizin ilk adimi ozeti cikarilacak metinle birlikte tertemiz sayfalardan bir demet, en guzel yazan kalemler ve hatta iyice azimli arkadaslar icin sozluk vs’nin masanin uzerine ozenle yerlestirilmesidir. sonrasinda sayfanin basina kitabin/makalenin kunyesi en ince ayrintilarina dek yazilir, alti iki kere cizilir. ilk bir kac paragraf buyuk bir ilgi ve azimle okunur, o kadar azimle okunur ki zaten bu noktada ozet cikarmaya pek gerek yoktur, anca bir iki can alici kelime kenara not dusulur. ancak az sonra artik ilgi mi dagilir, metin mi sapitir, is icinden cikilmaz bir hal almaya baslar ve surayi kenara not ediim nasilsa ozetin ustunden gecerken anlarim gibi carpik bir zihniyetle janjanli kelime obeklerinin gectigi her cumle kagida dosenmeye baslanir. kafa ispanya’da sato kurmaktadir, bir sure sonra cok calistim zaten elim kolum da agrimaya basladi bahanesiyle uykuyla sonuclanacak bir mola verilir. ertesi gun cikarilan ozete bakilir ve hic bir sey hatirlanmaz.
  • genelde ilkokul çağında, özeti çıkarılması gereken kitabı bir yandan okuyup, diğer yandan okunan sayfalardan önemli cümleleri deftere olduğu gibi özet diye yazarak yapılan eylemdir. bir kez olsun yapmadım diyene de hayatta inanmam.
  • ders çalışırken kullanılan güzel bir yöntemse de bokunu çıkarmamak lazımdır. netekim ev arkadaşım iktisada giriş (ilker parasız) kitabının sınavda sorumlu olduğumuz ilk 60 sayfasının özetini 75 sayfa olarak çıkarmıştı vakti zamanında.
  • genelde ilkokul çağına özgü olsa da, kimi doktora öğrencilerine profesörleri tarafından her hafta yaşatılan eziyet.
  • sadece ilkokulda falan kullanılmayan, oldukça sağlam bir yöntem. özellikle kendi el yazısı dışındaki yazılara, özellikle de matbaa yazılarına kayıtsız kalanlar için konuyu özümsemenin biricik yöntemi.
hesabın var mı? giriş yap