özgürlük
-
bacak bacak üstüne atamazsam özgür değilim, prangalıyım sanıyorum, bütün huzurum kaçıyor.
arafat. artık evli hissetmediği ve daha bitirmediği bir evlilik. onun özgürlüğünü bir ötekine bağlı olmak mı güvenceliyor? dışarı gitmelerde özgür, yalnız kalıp karar vermelerde değil. böylece özgürlükten de kurtuluyor, başka bir bağlılıktan da.
demokrasi de özgürlük de birer yaklaşmadır, ütopyadır.
özgürlük yani denetimli serbestlik bir hükümlü hukukudur.
sıçanlara özgürlük! sıçamayanlara belediye baksın.
kahrolsun hürriyet, yaşasın istibdat.
#aşağıbakmayacağız
artık özgürüm; karım nereye ben oraya!
aramızda kalsın, özgürlük çok pahalı, ölü yatırım.
kaostaki özgürlük ve öngörülemezlik: kargaşada, herkes olabileceği ve istediği gibi olur. o sırada mutlak veya zorunlu bir yetke yoktur.
ipinden boşanmış dana,
- özgür değildir.
onun özgürlük değil serbestlik olduğunu dana örneğinde anlıyoruz. oysa insan düzleminde ne nedir, ne görünür ne olur aslen bilmiyoruz. yalnızca, özgür hissetmediğinde değilsindir, hissettiğinde şüphelidir denebilir.
kıskançlık gibi, bu da sevgiden değil galiba. kocadan daha zayıf olduğundan da değil. kocaya karşı güçlü, yaşama ve özgürlüğe (sorumluluğa) karşı zayıf. (bkz: koca budalası/@ibisile)
iktidar hemen her zaman meşruiyetini yitirir. özgürlük ise çoğu durumda yasadışı.
özgür değiliz, evetiz!
hayır demek özgürlükse- (bkz: evet/@ibisile)
ehliyet bir kadının (ve çocuğun) özgürlük bildirgesidir.
kız çocuğu (10y.) "aptal olunca kendini özgür hissediyorsun."
ona şunu sormalı: "peki, kendini aptal hissedince daha özgür oluyor musun?" (bkz: ignorance is bliss)
özgürlüğün ve özgürlükçülüğün göstergelerinden biri şirketinin veya ailesinin kendinden sonraki 3. kuşağını planlamamak, garantiye almamaktır. sanırım en alttakilerden iken yapılan mücadele, özgürlüğünü feda etme sayılamaz. özgürcülük rahatından ve kârından vazgeçmeyi, mal mülk feda etmeyi daha kolay içeriyor. özgürlük duygusunun en pahalıya mal olma şerefini gurur ile paylaşmasına yine de değer.. yerine göre candan bile daha değerli. tasavvuf aslen candan vazgeçmeyi öğreten tarafıyla çok özgürlükçüdür.
sevgilini (hadi kılçık atalım, seviyorsan) zannettiğin kadar kıskanmazsın, daha doğrusu dayanamam sandığın doğru değil. o ne ki, erkekler biz, en iyisiyle, reddedilmeyle büyüyoruz. sahip olamamak (aynı zamanda sahip olunamamak) varoluşun açmazı, normal bir duygu. onun bir uzantısı, ortada bir öteki yokken bile sevgilimiz bizi herkesten fazla sinir eder*. (bkz: seviyorsan/@ibisile)
ulusal karakter olarak türklerde bütün o gazla çalışan insan modeli, deli dolu, sallapati, kendini kandırmak, kandırılmaya ihtiyaç, yorgun savaşçı gibi kavramlarla birlikte garip bir şekilde var olduğuna ve kemal tahir'in de güzel canlandırıp betimlediğine inandığım bir özellik. inatçılık, laftan anlamama, öğrenmeme de var ama özgürlük de var. türklerin şirketleri de o yüzden uzun ömürlü olmuyor. her şeyi satıp savıp yalnız, özgür veya yanmış kalmak türklere uyuyor bir yerde. bu bakımdan (bkz: kemal tahir/@ibisile), deli dolu/@ibisile.
"dün doğdum bugün ölürüm" dizesi hayatın ve özgürlüğün enfes bir yorumu olan hatayi deyişi için (bkz: ela gözlü pirim geldi).
"geceleri uykularında düş gören insanlar, gündüzleri yaşayamadıkları özel bir mutluluk yaşarlar. dile çalınan bal gibi, dingin bir coşku ve kalp huzurudur bu. ayrıca şunu da bilirler bu insanlar: rüyaları tam bir cennete çeviren asıl özellikleri, sınırsız özgürlük ortamlarıdır. kendi iradesini dünyaya dayatan bir diktatörün özgürlüğü değil; herhangi bir iradesi olmayan, irade zincirlerinden boşanmış bir sanatçının özgürlüğüdür rüyalardaki." karen blixen (al alvarez night'ta alıntılıyor.)
[gene de werther her intihara damgasını vuran soyluluğu atlar dolayısıyla dile getirir: "soylu bir at ırkından sözederler, korkunç kızıştıkları, aşırı ölçüde yoruldukları zaman, daha rahat soluk alabilmek için bir ısırmada kendi damarlarını açma içgüdüleri varmış. bende de böyle oluyor sık sık: sonrasız bir özgürlüğe kavuşmak için damarımı açmak isterdim."] roland barthes - fragments d'un discours amoureux
"hiçbir şey ummuyorum,
hiçbir şeyden korkmuyorum,
özgürüm." nikos kazancakis - askitiki
"sen özgürlüğün ne olduğunu bilmeyen birisin. dahası, ne kadar iyi anlarsan o kadar az sahipsindir ona." john fowles - the magus
"özgürlük, kendi hiçliğini ifraz ederek kendi geçmişini oyundışı bırakan insan varlığıdır." jean-paul sartre - l'etre et le neant
"bu demektir ki özgürlüğüme, ondan kendisinden başka sınır bulunamaz, ya da dilerseniz özgür olmaya son verme özgürlüğüne sahip değiliz." jean-paul sartre - varlık ve hiçlik*
"başdönmesi uçuruma düşmekten değil de kendimi oraya fırlatmaktan ürktüğüm ölçüde içdaralmasıdır." jean-paul sartre - varlık ve hiçlik*
"özgür olmaktan korkuyorum, başka türlü yapamam, öyleyse varım." [catherine clemet'e göre jean-paul sartre]
"kitapsa özgürlüğüme* hizmet etmez: onu gerektirir*. gerçekten de sahici özgürlüğü zorlama, büyüleme ya da yalvarmalarla çağıramazsınız. ona erişebilmek için tek bir yol vardır: ilkin onu tanımak, sonra da güvenmek; en sonunda da ondan, kendi adına, yani ona duyduğumuz güven adına, bir edim istemek. demek ki kitap, araç gibi, herhangi bir ereğe varmanın bir yolu değildir: (...)" jean-paul sartre - edebiyat nedir
"sanat yapıtı bir erek gütmez; bu konuda kant'la aynı kanıdayız. ama bu, sanat yapıtının kendisinin bir erek oluşundan ileri gelmektedir. kant'ın sözü her resmin, her yontunun, her kitabın içinde çınlayan çağrıyı hiç hesaba katmamaktadır. kant yapıtın önce bir olgu gibi, ancak daha sonra bir görü gibi var olduğunu sanıyor. oysa yapıt ancak kendisine bakıldığı* zaman vardır ve öncelikle de katkısız bir var olma gerektirimidir. (...) şu kitabı masaya bırakıvermek bütünüyle elinizdedir. ama açtığınız an, sorumluluğunu yüklenmişsiniz demektir. çünkü özgürlük, öznelliğin özgür işleyişinden alınan tatda değil, bir buyruğun gerektirdiği yaratıcı edimde ortaya çıkar." jean-paul sartre - qu'est-ce que la litterature*
"demek ki yaratıcı edim, yarattığı ya da yeniden canlandırdığı birkaç nesne aracılığıyla, dünyayı yeniden ele geçirme ereğini güder. her resim, her kitap varlığın bütünlüğünün yeniden ele geçirilişidir; her sanat yapıtı bu bütünlüğü seyircinin özgürlüğü önüne getirir. çünkü sanatın son ereği de budur: dünyayı olduğu gibi, ama sanki kaynağını insani özgürlükten alıyormuş gibi göstererek yeniden ele geçirmek, yakalamak." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"bundan öncelikle şu sonuç çıkıyor: kullanılan renkler ne denli koyu olursa olsun, dünyayı, insanlar onun karşısında özgürlüklerini hissetsinler diye betimlediğimize göre, kara yazın* yoktur. demek ki ancak iyi ve kötü romanlar vardır. ve kötü roman, pohpohlayarak hoşa gitmeye çalışan romandır, iyi romansa bir inanma ve inanılma işidir." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"düzyazı sanatı, düzyazının anlam taşıdığı biricik yönetim biçimi olan demokrasi ile bağdaşır ancak. biri tehlikedeyse, öteki de öyledir. ve o zaman onları kalemle savunmak yetmez. bir gün gelir, kalem durmak zorunda kalır; o zaman yazarın kalemi bırakıp silaha sarılması gerekir. böylece, hangi yoldan gelmiş olursanız olun, savunduğunuz görüşler ne olursa olsun, yazın sizi kavganın ortasına atıverir; yazmak, özgürlük istemenin bir biçimidir; bir kez yazmaya başladınız mı, ister istemez bağlanmışsınızdır." jean-paul sartre - edebiyat nedir
"özgürlüğün başlıca ve kaçınılmaz niteliği bir durum içinde olmak'tır. durumu betimlemek özgürlüğü zedelemez. jansen öğretisi, üç birlik kuralı, fransız düzyazı sanatının kuralları sanat değildir; hatta bunlar, sanat açısından, birer hiçtir, çünkü yalın bir birleşimle iyi bir ağlatı, iyi bir sahne, hatta iyi bir dize yaratmaları olanaksızdır." jean-paul sartre - edebiyat nedir
mephistopheles:
"(...)tüm bu bulaşık işlerin arkasında kışkırtıcı
asmodeus gizlenmiştir; arabozucu
özgürlük için vuruşurlar sözde; oysa yalan,
tutsaklar tutsaklara karşı çarpışırlar hep." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
"batıda minimum kişisel özgürlükle maksimum politik özgürlük vardır; doğuda ise bunun tam tersidir. batıda avrupa'nın teknolojik ve bilimsel eğilimlerdeki muazzam gelişimini, uzak doğuda ise, avrupa'da olsaydı kontrol altında tutulacak olan, ruhani güçlerin uyanışını görmekteyiz." carl gustav jung - aspects of the feminine
"sizi şehrin kapısında ve ocak başında secde etmiş kendi özgürlüğünüze taparken gördüm, tıpkı bir kölenin kendisini bir zalimin karşısında hakirgördüğü ve onu hunharca katletse de övdüğü gibi." halil cibran
"ölesin her gün. doğasın her gün. her gün neye iyeysen olumsuzlayasın. en yüce erdem özgür olman değil; özgürlük için savaşmakta olmandır." nikos kazancakis - askitiki
"her büyük devrim, yabancılaşmayı parçalar. sınıflar ve insanlar birbirlerinin karşısına gerçek yüzleriyle çıkarlar; olayların gücüyle dolaysız kararlara, başka deyişle özgürlüğe, kendi kendilerine giden yolu bulurlar." ernst fischer - franz kafka
"özgürlüğümüzü budayan ayağımızı yerden kesmenin güçlüğü mü?" bilge karasu - narla incire gazel
"özgürlük, zaten, herhangi bir şey yaratıp eyleyerek, sevip bağlanarak, yaşanacağı seçerek yaşanabileceklere sınır getirmek değil midir" bilge karasu - narla incire gazel
"sevi yaşanmakta olandır.
sevi ile özgürlük birbirini azdırır, birbirini yokedebilir.
sevinin zamanın geçişine dayanamadığını sanabiliriz. (...)
sevinin yaşanması ile sevişme aynı kişilerde buluşur da buluşmaz da." bilge karasu - narla incire gazel
"dolayısıyla özgürlük hayatın deterministik gerçeklikleriyle nasıl ilişki kurduğumuzla alakalıdır." rollo may - man's search for himself
"kadın özgürlüğü olmadan aşk sözkonusu değildir." octavio paz - la llama doble amor y erotismo
"özgürlük hiçbir ezeli uyumla garantilenemez. her bireyin kendi çabasıyla alınır, kazanılır veya kaybedilir." jacques ranciere - cahil hoca
"aradığın özgürlük, kurtulmak istediğin tutsaklık kadar vasat." susan sontag - i, etcetera
"bilmemek özgürlüktür. bilmek hapishane." jiddu krishnamurti
"spinoza açısından özgürlük, doğa/tanrı'yı kavramakla bir ve aynı anlama gelir." çetin balanuye - spinoza'nın sevinci nereden geliyor
"savaş özgürlüğü öğretir. çünkü nedir özgürlük? özsorumluluk istencine sahip olmaktır. (...) sıkıntıya, güçlüğe, yoksunluğa, dahası yaşamın kendisine daha kayıtsız kalabilmektir. kişinin, davası için, kendisini de ayırmamak şartıyla insanları gözden çıkarabilmesidir." friedrich nietzsche - götzen-dammerung
"bireysel özgürlük, uygarlığın armağanlarından değildir. uygarlığın doğumundan önce en geniş haliyle mevcuttur; fakat elbette o zamanlar fazla kıymeti yoktu çünkü birey onu savunma ihtiyacını nadiren duyuyordu." sigmund freud - uygarlığın huzursuzluğu
["gün gelir de verimsizlik, özgürlüğün bir neticesi olarak addedilirse eğer, bu trajik bir şey olur," dedim.] thomas mann - doktor faustus
(ilk giri tarihi: 28.5.2015)
(bkz: özgenlik)
(bkz: özgür/@ibisile), özgür olmak
(bkz: özgürce/@ibisile)
(bkz: özgürleştirmek), özgürleşmek
(bkz: negatif özgürlük)
(bkz: özgür bırak), azatlık
(bkz: özgür değilim/@ibisile)
(bkz: pozitif özgürlük)
(bkz: bireysel özgürlük/@ibisile)
(bkz: özgürlük ve kader)
(bkz: özgürlüğün bedeli/@ibisile)
(bkz: özgürlük için)
(bkz: özgürlük hissi)
(bkz: özgürlükten korkmak/@ibisile)
(bkz: hürriyet/@ibisile), hürriyyet
(bkz: hürriyeti bağlayıcı ceza)
(bkz: türkler/@ibisile)
(bkz: trafik sosyolojisi)
(bkz: night/@ibisile)
(bkz: selbesimek)
(bkz: kendi için)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap