• yavuz bingol'un bir plaginin adi
  • bu albümde 'sele verseydim,leyli leyli,zamansız şehre dönmek,yürekte yareler' gibi türküler yer almaktadır.
  • aynı adlı albümden bir şarkı...

    sokaklar ıssız
    sayfalar bembeyaz
    ucu yırtık bir mektup
    üşüdüm biraz

    ve deniz kokusu rüzgarın sırtında
    kimi zaman kendimdeyim
    kimi zaman kendi koynumda

    aşkı unut
    sevmeyi unut
    geceyi unut
    unut herşeyi

    aşkı unut
    sevmeyi unut
    geceyi unut
    unut unutabilirsen
  • sonunda çakılan kibrit ve müziksiz söylenen nakaratla ürperten ve içlendiren şarkıdır.
  • müziğin her türlüsünden keyif alan bir insan olarak yavuz bingölün farklı bulduğum tarzından ötürü türkülerini sever ve de dinlerim. kendisi gayet sakin sessiz bi adam olsa da, türkülerinin sözleri çığlık çığlığadır, iç burkan yardım çağrısıdır. ama bu albüm, albümlerinin içinde -belirtmekte şiddetle fayda var ki; "bence"- en "olmuş" olanıdır. albüm başlı başına, komple, tastamam, büsbütün, bildiğim bilmediğim tamamlayıcı her ne sıfat var ise mükemmel şarkılarla/türkülerle doludur. bilinen, ve alışılagelmiş türkü formatının daha modernize edilmiş hali gibi geliyor tarzı bana. onun için mevcut haliyle sevdiğim türkü formatını, fonda keman ve piyanoyla zenginleşmiş ve yeni denenmiş biçimde dinlediğimde de ayrı bir keyif alıyorum. yavuz bingöl hakkında yorum yapamam fazla ama sesi işte tüm bu enstrümanlarla birleştiğinde kulağa çok hoş geliyor. işte bu albüm, tüm bu anlattıklarımın özetini bünyesinde fazlasıyla barındıran bir albümdür, tavsiye ya da hediye ederken de bir saniye bile duraksayıp tereddüt etmem.
  • derinlerinde derin duygular barındıran, ana fikri göz yaşartan şarkılardan biridir.
    var olan "üşümek" durumuna neden olanın soğuk değil ıssızlık olduğunu bilmek, yalnızlığı daha acı ve soğuklaştırır.
  • bu adamı sevmem, şarkı çıktığında lisedeydim, en az 15 yıldır dinlemedim ama bugün nakaratı durup dururken aklıma geldi.

    şarkı da içli ha...
  • ucu yırtık bir mektup, üşüdüm biraz

    üzerin açık uyuma derken, tam olarak bundan bahsetmek istemiştim.
  • bu albüm var olduğunda, albüme ayrı ozanına ayrı sevdalanırdım. salkım hanımın tanelerinde çıplak sesiyle sarı gelini söyleyen erin albümüydü bu.

    sele verseydim, bekle buğday tanesi, yalnız şarkı, bülbülün kanadı sarı, üşüdüm biraz, leyli leyli ve tanrıdan diledim eserleri ile zirvededir bu albümün diskografideki yeri. sözlerinin muazzam derinlikteki anlamları ile anadolu'yu dile dökerken, ezgileri ile bağır yakardı bu eserler.

    "bülbülün kanadı sarı" türküsünü dinlerken, kerpiçten duvarları olan geniş ve çorak bir bahçede, kerevetin üzerinde yatan ve hayallerini yaşayamayan bir çocukluk yaratırdım kendime hayallerimde nedense. erkan oğur'un sesiyle içim acırdı, hayalimdeki çocuğun gerçekleşmeyen anıları için. yıllar sonra murathan mungan'ın harita metod defteri'ni okurken türküyle yarattığım hayalimdeki çocuğu kitapta bulmuştum.

    albüm hakikaten çok değerli bir albüm. hatıralarımızın arasında olduğu için ve hatıralarımız da çok değerli olduğu için yeni olan hiçbir şey ile kirletmek istemiyorum. hep bu albümdeki güzel haliyle hatırlayacağım hem yavuz bingöl'ü hem erkan oğur'u.
hesabın var mı? giriş yap