• kimileri ışığa karşı duyarlı olup çekingen yaklaşırken, dur bir bakayım neymiş şöyle gözüm alışsın, adaptasyon süreci sancısız güzel geçsin diye düşünürler. kimileri de kör gözlü sinekler gibi gördükleri hissettikleri her ışığın üstüne neşeyle, sevinçle, sımayliyle atlarlar ki biz bu duruma ışığı gören geliyor, bir başka deyişle "sözlüğü x'ler y'ler bastı arkadaşlar" da diyebiliyoruz.
  • ölüm çizgisini geçtikten sonra bir tünelden gecildiği varsayılır ve bu tünelin sonunda ışık vardır..hasta hayata döndürülür ve ilk sözü su olur genelde.."işiği gördüm"
    ama inancı sarsılmasın diye o ışığın ameliyat masası işiği oldugu söylenmez.
  • cat stevens 'ın başına gelen hadise.
  • atların, karanlık ahırın kapısı aniden açıldığında huzursuzlanıp kişnemeleriyle sonuçlanan hadise. bu analojiyi matematik öğretmenimiz sınıfta gürültü olduğunda kullanırdı, "ne oluyor ışık mı gördünüz" diyerek.*
  • let there be light diyen insanlar gunesi isaret ediyor. isiga git isik, isigi gor deniliyordu bir ara.
    bir tek gunes var iste bildigim parlak isik kaynagi. isik dedikleri odur herhalde. cok parliyor su an. zaten eskidendir insanlar gunesi kutsal bir sey saniyorlardi, ra falan vardi misirda. gunesi isaret eden adama degil de gunesin kendisine bakinca nasil bir tanri kavramina sahibi oldugum ortaya cikabilir belki. ben de bilmiyorum.

    are you experienced'ten.
    (bkz: third stone from the sun/#5429036)
hesabın var mı? giriş yap