şakak
-
şakak. alnin her iki yanindan yanaklara dogru inerken hissedilen ufak cukurluk.
-
-
bas agridiginda buralar ovulur. birde iki kas arasi ve alin.
-
romanlarda sürekli terler.
-
şık kelimesinin çoğulu.
-
şakağa dayanan el/elayası düşünmeyi artırıyor. volta atmak aklı/düşünceleri derli toplu hale getirip yaratıcılığı artırıyor. om* demek insanı içine, daralmaya, yoganın özüne doğru götürebiliyor. piramit, sözcüğün içindeki piros ve amidi yani "içerideki ateş"i işlevinde de yansıtıyor. birisi jilet keskinleştiren piramit yapmış, başka biri içine konulan süt ürünlerini kuru tutan piramit. ah demek of demeye göre ağrıya dayanmada daha yararlı/etkili. (bkz: ah/@ibisile)
"üzerine çakılmak istenen çivinin ucunu duvar nasıl hissederse, o da öylece şakağında hissetti. dolayısıyla hissetmedi denebilir." franz kafka -
kişiyi, özellikle erkekleri karizmatik yapan önemli bir yüz detayı.
-
sıcaklar geldiğinden mi, zayıflayıp spor yaptığımdan mı yoksa son zamanlarda çok fazla üzüldüğümden mi oldu bilmiyorum ama şakaklarımdaki damarlarım bayağı belirginleşti. tansiyonum da yüksek değil. 9-10 6-7. veri olarak kalsın.
-
ağrısıyla ve beyazlarıyla meşhur.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap