• charles chaplin'in adini duyurmasini saglayan karakterdir.
    charles chaplin 30 yasinda gelmeden kisa metrajli 81 film yapmistir ve bunlarin 6 yada 7 tanesi seslidir.
    sarlo karakteri getirdigi unun yanisira chaplinin amerikadan kovulmasini da saglamistir.fakat yillara sonra omur boyu basari oscari almasi icin chaplin amerikaya davet edilmistir.
  • şarlo adı, 1915'te fransız sinemasının ilk günlerinde, yapımcı jacques haik tarafından ortaya atılmıştır. bu tip, chaplin'in bir ingiliz soylusunu canlandırdığı ilk filmi ekmek davası'nda yoktur ancak ikinci filminde "venedik'te çocuk otomobil yarışları (kid auto races at venice)" ortaya çıkmıştır.
    şarlo, çok az konuşabilen, her türlü cambazlığa yatkın, ama en yüce insani duyguları da ortaya koyabilen bir çeşit kukladır. özelliklerini meydana getiren melon şapkası, bambu sopası, bol ve yamalı pantolonu, dar ceketi, yamalı pabuçları ve kısa bıyıklarıyla büyük üne kavuşan şarlo tipi aynı zamanda iyilikseverliği, kurnazlığı, duygusallığı ve kadere boyun eğen insanı temsil eder.

    (evet bu alıntı yazıdan, şarlo'nun nasıl bir tip olduğunu anlayabiliyoruz fakat bu ismi jacques haik neyi düşünerek verdi, onu bilemiyoruz, merak da ediyoruz.)
  • (bkz: şarlot)
  • acımasız sömürü çarkına sokulmuş insani bir çomaktır şarlo. çünkü şarlo yoksuldur, çoğu kez işsizdir ve otoriteyi temsil edenlerce itilip kakılır. hor görülür, haksızlığığa uğrar, yanlış anlaşılır ve başına gelmedik şey kalmaz.
    kalmaz da tüm bunlara rağmen, kendisine yapılanlara boyun eğmez. bir biçimde hesap sorar. 1889''da doğan chaplin değilse de şarlo hala yaşıyor özgürlüğü için direnenlerin safında
    "beni duyma olanağı olanlara diyorum ki; umutsuzluğa düşmeyiniz. üzerinize çöken bela, vahşi bir iştahın ve insanın gelişmesi yönünde kaygılananların duydukları acıların sonucundan başka birşey değildir. insanların kini geçecek, diktatörler yok olup gidecektir ve halktan zorla aldıkları güç yine halkın eline geçecektir. insanlar ölmeyi bildikleri sürece, özgürlük yok olmaz, olmayacaktır."
    işte bu sözlerin altına imzasını atabilenlere aydın denir.bu tavrıyla bugün pek sık gördüğümüz türden bir sanatçı olmayan chaplin burjuvazinin pek garip sinemacılar sürüsüne de dahil olmaz.
  • 1 mayıs itibariyle 3 tl'lik fiyatıyla raflardaki yerini almıştır. penguen ve uykusuza göre çok daha politik olduğu muhakkak, alternatif arayanlar için ideal olabilir.
  • eskişehir barlar sokağın da hangover'ın karşısında açılmış iki katlı canlı müzik yapan bir bar.
  • (bkz: the tramp)
  • bir insan üzerine yerleştirilebilecek, en evrensel duygular bütününe sahip karakterdir şarlo.
    şarlo hem bizdir, hem ötekidir. yer yer bilinir ama, ağlatırken güldürür.
    şarlo, gülmenin değerini anlamak adına temsili bi' örnektir aslında.
  • charlie chaplin'in yarattığı modern palyaço, yani şarlo(charlot), "kid auto races in venice" isimli kısa filmde melon şapkalı, sürekli bastonunu çeviren, büyük ayakkabılı, yamalı pantolonu ile sürekli kameranın önüne geçen ve yönetmenin kendisini sürekli uyardığı ancak sanki istemeden olmuş havası verip özür dileyen ama sonra yine kameranın önüne geçen, bir yandan da sakar bir karakterdir...

    hele sirk filminde sevdiği kızın kendisini sevmediğini öğrendiğinde bir yüz ifadesi vardır ki, hani nazım'ın dediği gibi;
    "bir de kim bilir
    sevdiğin kadın seni sevmez olur,
    ufak iş deme,
    yemyeşil bir dal kırılmış gibi gelir
    içerdeki adama."
    sözleri gelir insanın aklına, işte öyle bakar...

    sonrasında o kız sevdiğine kavuşsun diye yaptıkları ise, "sevgi neydi" sözünü anımsatır insana...

    bi de modern times filminde, efsaneleşmiş sözü vardır, ki zaten bu replik sinema tarihinin son altyazılı repliğidir,
    ""gülümse, umudunu kaybetme, başaracağız"...
hesabın var mı? giriş yap