• muhteşem coğrafyası ve su altı güzellikleriyle kendisine hayran bırakan kızıl deniz kenarındaki mısır şehri. bayıldım atmosferine.
    diving yapmak isteyenler için yeryüzündeki cennet diyebilirim.
    halkı da çok nazik ancak şehir merkezi çok düz ve siradan
  • coğrafyanın muhteşemliğinin sualtı ile sınırlı olduğu mısır şehri. dalmak isteyenler için harika, "dalmak bana göre değil; gözlük şnorkel de olur" diyenler için de doğru adres. şehir ise koca bir şantiye alanını andırıyor. kum, kum ve kum :)

    şarm el şeyh'ten selamlar.* :)
  • dalış için mükemmel güzellikte denizi bulunuyor. sahilden girdiğiniz zaman bir anda uçurum kadar derinleşiyor. şehir otellerden oluşuyor bu sebeple tercihiniz her şey dahilden yana olsun ki yemek yemek için otel dışında fazla mekan bulunmuyor.
  • edit: yeteri kadar yeşillendirildim, bilgilendirildim. teşekkürler sözlük halkı.

    bordo pasaportlular için (umumi pasaport) 15 günlük turist vizesi ücretsiz veriyorlar diye okudum bakanlık sitesinde ancak bir bilgi karmaşası var. şharm el şeyh havaalanında mı veriyorlar bu vizeyi (bir takım belgeler karşılığı, konaklama, uçuş vs.), konsolosluğa gitmek gerekiyor mu?

    giden, seyehat eden ya da bilen birileri yeşillendirirse çok memnun olurum.
  • türkiye'de fazla bilinmeyen bir turistik yer.
  • üst edit: arkadaşlar temmuz - ağustos aylarında bu şehiri ziyaret etmek istiyoruz diye çok sayıda mesaj alıyorum. temmuz ve ağustos aylarında sharm'da hava sıcaklığı 40 dereceyi buluyor. bu sıcakta hiçbir şekilde keyif alamazsınız, eziyet olur. tavsiyem kasım - mart arasında ziyaret etmelisiniz. bu konuyu araştırmadan bilet almayınız.

    2 haftadır buradayım. gözlemlerimi buraya tatile gelmek isteyenler için paylaşmak isterim. öncelikle bu şehirin %99'u dolandırıcı araplardan oluşmaktadır. turistleri yolunacak kaz olarak görmektedirler. hiçbir şekilde etik değer ve ahlak gözetmezler. elinizden geldiğince araplarla muhatap olmadan turistlerle takılın. bu şehir önceden çölmüş, burada hiçbir şey yokmuş. israillilerin parasıyla kurulmuş. sokaktaki ağaçlar bile sonradan getirilmiş. daha ülkeye girer girmez dolandırılmaya başlıyorsunuz. herkes sizi koca bir dolar simgesi olarak görüyor. havaalanından simkart aldım. 40 gb için para ödedim. bana 20 gb vermişler. gelen mesajlar arapça olduğu için anlamıyorsunuz tabii ki! havaalanından çıktım saat sabah beş. 30 tane adam peşime takıldı taksi taksi taksi diye. yok diyorum. uzaklaşmaya çalışıyorum. 300-400 metre ilerledim hala 3-4 kişi peşimde. good price, best price diyip duruyolar. hava karanlık ortam tenha. bizim sabiha gibi değil. koca havaalanında bi tane bekçi var. polis görmedim. bıçaklayacaklar diye korktum en yakındaki kafeye gittim. menüde fiyatlar yazmıyor. tipinize göre fiyat veriyorlar. patates kızartması istedim. hayatımda yediğim en kötü patatesti. o kadar çirkin yağları var ki. bütün bir şehir resmen kokuyor. plansız geldiğim için hemen bookingden bir otel buldum. bütün taksiciler 20-25 euro arası fiyat çekti. birini buldum 5 dolar ödeyerek şehir merkezi olan naama bay'e geldim. öğrendim ki taksinin hakkı 2 dolarmış. 1 dolar 31 mısır pound'u ediyor. açılış 13 mısır poundu, km başına +6,5 pound ekleniyor. merkez 6 km uzaklıkta. daha şehire kafamızı sokar sokmaz önce sim card satan kişi, sonra taksici düdükledi. o kadar temkinli olmama rağmen. booking'den bulduğum otele gittim. cash ödersem indirim olur mu diye sordum. 103 dolar olan fiyatı 128 dolar olarak istedi. ben de booking'den rezervasyonumu tamamladım odama geçtim. illa komisyon ödemek istedi yani. internetteki otel fiyatlarıyla yerel fiyatlar aynı değil. rezervasyonu internetten yapın. hiç mi olumlu bir şey yok derseniz, denizi çok güzel. bütün plajlarda suyun içinde balıklar var. balıklarla beraber yüzüyorsunuz ve bu kadar tertemiz suyu türkiyede görmek çok zor. oteller çok ucuz. günlük 20 dolar civarına şahane oteller var. burada asgari ücret 90 dolar (2700 mısır poundu). ama burası turistik bir şehir. kahire'den buraya gelmek isteyen mısır vatandaşları bile özel izin olmadan gelemiyorlarmış. şehrin yarısından çoğu rus, ukraynalı, italyan, alman, polonyalı. şu an istanbulda yağmur yağarken fırtına bastırırken ben burada denize giriyorum. burada yapılacak çok fazla şey yok. şehir merkezi naama bay ufak bir sokaktan ibaret. 1 haftadan sonra sıkılmaya başlıyorsunuz. gezilecek yerler çok az. bizim kapalı çarşının açığını düşünün, old market adıyla burada. soho square diye başka bir yer daha var. orası da üstü açık avm. hiçbir özelliği yok ve fiyatlar çok pahalı. bu üç bölgeyi gezince zaten şehir bitiyor. şehrin bi ucunda farscha diye çok güzel bir kafe var. oraya takılıyorum birkaç gündür. oraya da damsız almıyorlar. bir şekilde giriyorum ama sürekli mırın kırın ediyorlar. ras muhammed adasına gittim bir kere tekne turuyla. dalış yaptım. o da güzeldi. ama dalış sırasında bi fotoğrafçı peşinize takılıyo, video ve fotoğraflarınızı çekiyor. teknede sizi çağırıyor. sabahtan akşama kadar süren tur 30 dolar, fotoğrafları isterseniz +50 dolar. turdan daha pahalı. en iyisi su altı kamerası ile gelip kendiniz çekilmeniz. yarın da safariye gideceğim. deveye bineceğim. çöl gezisi yapacağım. günlerdir otelin plajında pinekliyorum. çünkü yapacak hiçbir şey yok. kalabalık değil, bu nedenle kulüpler de kalabalık değil. üstelik giriş ücretleri 400-450 mısır poundu arasında değişiyor. düşünün asgari ücretleri 2750. her yerde pazarlık yapın. misal bir kuyumcuda kolye beğendiniz. 700'den açtı kapıyı. yok istemiyorum vs diyerek 250'ye kadar düşürebilirsiniz. pazarlığı abartın. ve şunu bilin ki burada her şey çakma. parfümler, tekstil ürünleri, kozmetik ürünleri. diş macunları bile çakma. en güzeli düzgün bir otelde kalıp dışarıyla hiç muhatap olmamak. zaten ucuz.

    çok mesaj gelmesi üzerine edit:

    ben pegasus kampanyasından biletimi aldım, son dakika kararıyla bavulumu hazırladım çıktım gittim. oteli bile mısıra indikten sonra havalimanında ayarladım. bu ara instagramda önüme çok fazla mısır turu çıkmaya başladı. bence bağımsız olarak gitmelisiniz. tur nereye siz oraya şeklinde keyif alamazsınız. kendiniz keşfedin, çalışmaya gitmediniz. rahat rahat tatilinizin tadını çıkartın.

    olumsuz şeyler: sokakta 100 metre "taksi taksi" diye taciz edilmeden yürüyemiyorsunuz. istemiyorum desen bile ısrar ediyorlar. en güzeli taksicileri yok saymak. ülkede kime türküm dersen "yavaş yavaş hasan şaş" diyip gülüyorlar. değişik mizah anlayışları var. asgari ücretleri 90 dolar olduğu için şehrin tüm ekonomisi turist gondikleme üzerine kurulmuş. herkes geçirebildiği kadar geçiriyor. almanlara farklı, türklere farklı fiyat veriyor çoğu yer. pazarlık yapmadan normal esnaftan gofret bile almayın. mağazalarda satılan şeylerin hepsi çakma. 14 günlük gezimde orijinal hiçbir şey göremedim. muhtemelen şampuanlar, diş macunları bile çakma. koskoca markette abidas, kike ayakkabılar satılıyor. tabelada rayban, adidas, footlocker vs görüp aldanıp girmeyin. hepsi çakma. ülkede telif denen bi şey yok. herkes kafasına göre tabela asabiliyor. plajda yanınıza gelip tur satmaya çalışanlarla pazarlık yapın. internetten tur fiyatlarını araştırın. ben super safari için 30 dolar ödedim, benimle gelen diğer kişiler 25 dolar ödemiş. bir başkası 45 dolar ödemiş. kime ne tutturabilirlerse yani. gece kulübü girişleri ücretli. alkol pahalı. space isimli gece kulübünde bira 300 liraydı. turistik şehir olduğu için gece kulüpleri bazı günler açık. her gün biri açıyor mekan dolsun diye. şehrin merkezi naama bay küçücük bir caddeden ibaret. sol tarafı komple turist kazıklama üzerine kurulmuş kafeler, sağ tarafı da yine turist kazıklama üzerine kurulmuş dükkanlar. kafelerin kapılarındakiler sokakta yürüyenleri sürekli türlü türlü şekilde içeri davet ediyor. asla dinlemeyin ve uzaklaşın. bir tanesi beni çevirip içerideki arap kadınlarından istediğini seçebilirsin bile dedi. yuh yani.

    dikkat edilmesi gereken şeyler: en fazla ne kadar olabilir ki diyerek fiyatını bilmediğiniz hiçbir şeyi almayın. önce fiyat sorun. dahab turuna giderseniz yolda bazı dükkanlarda mola veriyorlar. ilk markette su 2 dolar, çakma gözlük 10 dolar, kafayı kapatmalık puşi 5 dolar. eğer tura gelene kadar önceden ayarlamadıysan mecbur alıyorsun. dahab turunda asla paketinize quadbike ekletmeyin. yalnızca 5 dakika yalandan kullandırıyorlar. safaride çok çok daha keyifli şekilde kullanırsınız. daha sonra bir dükkanda daha durup bluehole'u tanıtıyorlar. 15 dolara dalış kıyafeti ve palet kiralamazsan yüzemeyeceğini, denizin soğuk olduğunu söylüyorlar. asla inanmayın. topu topu 20 dakika yüzüyorsunuz ve kıyafete asla ihtiyacınız yok. bir kere geliyorum diyip 15 dolarınızı kaptırmayın. dönüşte bir dükkanda daha duruyor, kıyafet, hediyelik eşya ve parfüm satan bir yer. eğer yalnızca kabin bagajıyla geldiyseniz aldığınız parfüm gibi sıvı şeylerin hepsini havalimanında çöpe atıyorlar. kıyafet vs alacaksanız mutlaka mutlaka pazarlık yapın. %50 indirim almanız çok olası. taksilere şurası ne kadar diye asla sormayın. binin, taksimetreyi açın lütfen diyin, haritadan gideceğiniz yeri gösterin ve yolu haritadan takip edin. açılış 13,5 mısır poundu, km başına 6,5 mısır poundu. en ufak olumsuzluk yaşarsanız turizm polisini arayacağınızı söyleyin. şehir içinde genellikle minibüs kullanın, çünkü havaalanı hariç her yere gidiyor ve sadece 5 mısır poundu (3 tl). şehirde en uzun mesafe 20 km. restoran vb yerlerde menüdeki fiyatların üzerine %12 servis ücreti %14 vergi ekliyorlar. çoğu yer yapıyor bunu. fiyatları ona göre hesap edin. tüplü dalışta fotoğrafçı gelip sizi çekiyor, siz de vaktinizi onunla harcıyorsunuz. daha sonra fotoğraflar için 50 dolar istiyor. tur zaten 25 dolar... bence su altında değil de dalış kıyafetleriyle teknede güzel fotoğraflar çekilin. 50 dolara değmez. güneş kremi almayı unutmayın. müslüman ülke olduğu için alkol pahalı ve çoğu restoranda alkol yok. akşamları hava soğuk oluyor, mont olmasa bile polar, hırka vs. almayı unutmayın.

    olumlu şeyler: mısırda vizesiz gidebildiğimiz tek bölge. 2 saat uçuşla gidiliyor. oteller ucuz. restoranlar ucuz. denizi gerçekten tertemiz. türkiye'de bu kadar temiz su göremezsiniz. 10 metre aşağıyı net şekilde görebiliyorsunuz. ras muhammed adası tekne turuna mutlaka katılın. tüplü dalış mutlaka yapın. korkulacak hiçbir şey yok. white island bölgesi çok çok güzel. ama ne yazık ki sadece 20 dakika fotoğraf çekilmek için götürüyorlar sonra geri dönüyorsunuz. super safari turuna mutlaka ama mutlaka katılın. mısırda yaptığım en güzel şey super safariye gitmekti. gitmeden önce yanınıza gözlük ve puşi almayı unutmayın. gece çölde yıldızları seyretmek çok keyifliydi. dahab turuna gidin. kanyonları gezin. deveye binin. mısırdaki turlar gerçekten çok güzel. ayrıca neredeyse her otelin anlaşmalı olduğu bir plaj var. plajlar da denizler gibi tertemiz ve ücretsiz. ilgi alaka süper. en ucuz otelin bile plajı 10/10 diyebilirim. deniz mahsülü yemekleri çok güzel. faresh ve star fish isimli restoranlar bu konuda çok başarılı. karidesler türkiye'den farklı. balıklar da türkiye'den farklı. bunda denizlerdeki tuz seviyesi farklılığı büyük etken sanırım. denize sıfır restoranda 3 kişi çatlayana kadar yedik. kalamar gitti karides geldi, balık çorbası gitti kocaman balık geldi vs. hesap 3 kişi için toplam 500 tl:). farscha kafeye mutlaka mutlaka mutlaka gidin ama ufak bir sorun; damsız almıyorlar. bir şekilde girseniz bile içerde oturtmuyorlar. mutlaka dışardan birisini bulup gidin. şehrin bir ucunda olduğu için gittikten sonra giremezseniz üzülürsünüz. old markt adında bizim kapalı çarşıya benzer bir alan var. burada gezip yemek yiyebilirsiniz. el-masrien ismindeki mekanın pilavı ve karışık ızgarası çok güzeldi. hediyelik alabilirsiniz. her dükkanda aynı eşyalar var ama onlarca dükkan var. en iyi fiyatı verenden alın. tatlı dille en uygun fiyatı veriyorum diyenlere inanmayıp diğer dükkanları da gezin. rekabet çok yüksek, fiyatlar çok değişebiliyor. merkez naama bay'de yolun sonunda güzel bir yat kulübü var. denize sıfır, müzikler ve manzara şahane. hem denize yansıyan ay ışığı, hem de dağ manzaralı. yemekler güzel, alkol var, fiyatlar gayet ucuz. genelde boş oluyor çünkü yeni açılmış. buraya uğramanızı tavsiye ederim. kalimera isminde bir mekan var. sabahları beach, akşamları kulüp. buraya gece eğlenmeye gelmenizi tavsiye ederim, güzel mekandı. soho square diye bi bölge var. üzeri açık avm gibi. ambians ve mekanlar güzel fakat çok çok pahalı. fiyatlar avrupaya göre dizayn edilmiş. burada asansörün yanında bir yunan restoranı vardı, müzikler ve yemekler çok güzeldi çok da pahalı değildi. soho'ya giderseniz yunan restoranını tavsiye ederim. sinai casino'ya giriş ücretsiz. ben orada tanıştığım türklerle gittim, onlar oynadı ben izledim ama kumarhane ortamı görmüş oldum. sürekli ücretsiz alkol sigara servisi, oryantal şov vardı. içeride fotoğraf video vs. kesinlikle izin verilmiyordu..

    şimdilik aklıma gelenler bunlar. 1 hafta bu bölge için yeterli. 10 günden fazla uzun kalırsanız sıkılırsınız. eğer takıldığınız, sormak istediğiniz bir şey olursa seve seve yardımcı olurum.
  • haziran sonunda gideceğiz bakalım faydalı tiyolara açığım
  • hava sıcaklığından dolayı haziran-eylül arası aylarda tatil önerilmemektedir, mısırın vizesiz bölgesine vizesiz seyahat edilebilmektedir bir çok farklı otel seçeneği ile bütçeye uygun tatil yapılabilir.
  • hep gitmeyi çok istiyordum haziran ortasına rezervasyon yaptırdım şimdi yanıma bir yol arkadaşı bulduktan sonra da uçak biletlerimi alacağım. bakalım anlatılan kadar harika bir yer miymiş çok merak ediyorum gerçektennn
hesabın var mı? giriş yap