• nedense aklima geldi, ayrica fazil say'in nazim eserinde cok guzel bir duzenlemesi vardir bu siirin.
    nazim hikmet
    şehitler, kuvâyi milliye şehitleri,
    mezardan çıkmanın vaktidir!
    şehitler, kuvâyi milliye şehitleri,
    sakarya'da, inönü'nde, afyon'dakiler
    dumlupınar'dakiler de elbet
    ve de aydın'da, antep'te vurulup düşenler,
    siz toprak altında ulu köklerimizsiniz
    yatarsınız al kanlar içinde.
    şehitler, kuvâyi milliye şehitleri,
    siz toprak altında derin uykudayken
    düşmanı çağırdılar,
    satıldık, uyanın!
    biz toprak üstünde derin uykulardayız,
    kalkıp uyandırın bizi!
    uyandırın bizi!
    şehitler, kuvâyi milliye şehitleri,
    mezardan çıkmanın vaktidir
  • bugünlerde, fazıl say'ın nazım eserindeki düzenlemesi kanaltürk ekranlarında sıkça dönen, tüyleri diken diken eden, 1959 yılında yazılmış nazım hikmet şiiri. söz konusu düzenleme için;
    http://www.youtube.com/watch?v=yi6cko1pb1e
  • izmir de bir semt...
  • fazıl say'ın eli yüreği dokununca seviye atlayan nazım hikmet şiiridir. bu şiiri ilk defa bugün okumuş olmak kendimden utanmama sebep oldu, niye daha önce göremedim ben bunu !? ayrıca tarzını pek beğenmediğim fazıl say'a da müthiş bir saygı duymaya başladım şu an.

    nazım hikmet mi ? onun için ne söylenebilir ki ?
  • turgut uyar'ın belki de en karşılaştırma yapılmış şiiridir.

    sen,
    adını bilmediğim bir köyde doğmuşsun..
    kucak kucağa büyümüşsün toprakla,
    yorulmuşsun, sevmişsin
    harman yapmışsın,
    çocuk yapmışsın,
    -topraktan korkum yok ki zaten-
    diyebilmişsin ölürken...

    sen,
    bir şehir çocuğuymuşsun,
    dev makinaların gıdası olmuş kanın.
    büyüyememişsin
    sevememişsin.
    son merdane hücumunda manganın,
    şehit olmuşsun...

    sen,
    ilık bir sahilde doğmuşsun.
    beyaz bir eviniz varmış,
    ananla, babanla yaşarmışsın,
    kanlı canlıymışsın.
    sedef yüklü,
    kadın yüklü gemiler varmış rüyalarında
    ölüm hiç aklına gelmemiş.
    fakat bir şafak vakti hastanede
    her şey birden bitivermiş.

    sen,
    bir orospu çocuğuymuşsun,
    belki hapishanede,
    belki kaldırımda doğmuşsun,
    ananla beraber kucaklarda sabahlamışsın.
    o bile bilmezmiş kimden olmuşsun.
    lânetlenmiş, kovulmuşsun.
    vatan sevmeye değecek kadar güzeldir amma.
    yaşamak için fırsat vermemiş talihin sana...

    sen, sehir çocuğu,
    sen, orospu çocuğu, hepiniz,
    toprağın nemli bekâretindesiniz.
    kitaplarda, türkülerdesiniz.
    hatıralarınız ıssız kasabalarda kaybolmuş,
    kiminizin kızı hizmetçi,
    kiminizin karısı metres tutulmuş,
    dünya nimetlerinden kırıntılar dişlerinizde..

    bir tükenmez bolluk içindeyken dünya
    harp gelmiş çatmış kader bu ya
    levhalar asılmış,
    davullar vurulmuş
    sırtta çanta, elde tüfek düşmüşsünüz yola,
    önünüzde bir kahraman onbaşı,
    canlı bir çığ gibi koşmuş yorulmuş.
    yarı kalmış işlerin, sevdaların telâşı,
    kiminizin göğsünde bir mendil,
    kiminizin muska.

    kiminizin resim
    dudaklarınızda yarım yamalak bir isim.
    kimbilir hangi hain ovanın düzünde,
    bir saniyelik sevinç olmuşsunuz,
    düşman toplarının gözünde...
    damarlarınızda hazza benzer bir sızı
    ölüm çiçeklenmiş gövdenizde yer yer,
    kırmızı kırmızı...

    şimdi en sakin uykulardasınız,
    vatan selâmetle, hürriyetle dolmuş,
    bayramlar, eğlenceler, şenlikler,
    siz uyuyun siz uyuyun şehitler,
    yattığınız yer artık hakkınız olmuş....
  • aynı zamanda bursa'nın inegöl ilçesine bağlı bir köy.
  • keçiören metrosu'nun son durağı olan gazino'nun yeni ismi.

    zamanlama süper cidden. hem boğazımıza dek battığımız islâmcı yaşam tarzı uyarınca gazino gibi zinhar haram şeyler bertaraf ediliyor, hem de 15 temmuz'dan bu yana iyice suyu çıkarılan şehitlik kavramına övgü. yarasın.
  • başlangıçtaki şehitlerini, artık güçlü ve zalim zamanlarında aldığı şehitlerle geçersiz ve beyhude kılıyor. kendini de geçersizleştirip değillediğinden büyük bir haksızlık sayılmaz bu.

    17 ağustos 1999 kaybı olan kardeşlerimizi anıyorum. çok yakın çevremdem kaybım yok. muhabesebecimin erkek kardeşi yakın kaybımız. her yıl gece yarısından itibaren anarlar.. hani şehitler boşuna mı öldü diye tepkisel sorarlar ya milliyetçiler, 'deprem ölüleri boşuna mı öldü?' (bkz: 17 ağustos 1999/@ibisile)

    (bkz: şehit/@ibisile)
    (bkz: şuhut/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap