• radikal kültür-sanat'ın güzelliklerinden biri olan sinema yazarı abimizdir.
  • tesadüfen bir yazısına denk geldim. david thomson isimli sinema tarihçisinin türkçe'ye çevrilen bir kitabı üzerine yazmış. eleştiri şöyle bitiyor:

    'arada sırada david thomson’ın fikirlerine takılıp “canım o işler öyle değil” diye aklımızdan geçirsek de, bu durum filmler hayatımızı nasıl etkiler’i başucu kitabı yapmaktan geri koymuyor.'

    canım o işler öyle değil diye düşünmüş kendisi. bu ülkedeki insanların küstahlıklarına ölüyorum ben. kibir, kibir, kibir, kibir, kibir...

    sanatçısı da böyle, eleştirmeni de böyle, izleyicisi de böyle...

    yoruyorsunuz insanı.
  • mustang hakkında en dolu ve tutarlı eleştiriyi yapan insan. güncel olarak eleştiri yazan kaç tane sinema eleştirmenimiz var zaten, bence değeri bilinmeli.
  • bugun anayurt oteli filmi ve romani hakkinda guzel bir yazsina denk geldigim , gazeteci ve film eleştirmeni.
    analinizine saygi duydum .

    adi gecen yazi :
    http://www.gazeteduvar.com.tr/…il-ruh-hastasi-oldu/
  • koşesinden konsolosluğa dilekçe yazmasını mevkisini kotuye kullanmak olarak gördüğüm yazar. o kadar vize alamayan kendisi gibi ekmeğinin peşinde insan varken ben gazeteciyim berlin film festivali akreditasyonu almanyayı sizden çok daha iyi bilirim diyip kendi vize reddini özelleştirmeye çalışması bana ayrıca mantıksız geldi. en son abd konsolosluğuna bir tanıdığım böyle bir dilekçe ile başvurmuştu sonraki 3 başvurusunda da reddedildi ve bunun dilekçesinde sert tutumundan olduğunu düşünüyoruz. vize reddine sitem cok haklı bir durum ama bunu en son gösterilecek yer konsolosluk olur bence. kuruma hakaret.. gazeteci olduğu için kendi reddini abes bulmasını ve köşesinden kamuoyu oluşturup vize almaya calışmasını uygunsux buldum. madem bu kadar dargın vermezseniz vermeyin vizeyi diyebilirdi meselaa. üff ne dolmuşum ya. gelsin eksiler.
  • kıymetli sinema yazarı. haftalik olarak sinema kritigi yapan yazarlar arasinda bence en iyisi.
  • bugünkü film festivalindeki yerli filmler yazısında üç kere “sıkıntı” sözcüğünü kullanmış eleştirmen. hakkında yazdığı iki filmi ( kız kardeşler ve görülmüştür ) henüz izlemedim dolayısıyla eleştirilerine katılıp katılmamak değil derdim. “sıkıntı” benim kulağımı tırmalayan bir sözcük olduğundan takıldım bugünkü yazıya. ve bence asıl mesele kendisinin bahsettiği her güzelliğin hemen peşinden, daha cümleye nokta koymadan bir terslikten bahsedivermesi.

    belli ki bu iki filmi sevmemiş ve bunu bize aktarmak istiyor. pekala bunu cümleleri yılan gibi kıvıra kıvıra sinsi bir kötücüllükle değil de doğrudan yapsa daha ikna edici olurdu görüşleri.
  • babadan zengin ve varlıklı burjuva eleştirmenlerin yanında bıyıklı ve kıymetli bir eleştirmen olmasının yanı sıra 2019'un sanatını derleyip topladığı yazısında akp iktidarının kuramadığı 'kültürel iktidar'ı ve etrafında öbeklenen kültürel yozlaşma yanına bir de memleket sinemacılığındaki bitmek bilmez "taşra sevdası"na dair nakış gibi dizeleriyle daha da kıymete kazanan zât:

    "...diğer yandan 2000’li yıllarda inşa edilen ‘yeni sinema’nın anlatım olanaklarının sonuna geldiği de bir gerçek. sanat sinemasının taşra anlatılarından, kasaba sıkıntılarından ve amiyane tabirle söylersek 'nuri bilge ceylan estetiğinden' kurtulmasının vakti çoktan geldi de geçiyor bile."

    bu berrak çağrısının yanına, unuttuğu taşradan çıkamamış hırslı "erkek" hikâyeleri de eklendiğinde türkiye'nin mevcut sinemacılık çıkmazına dair çok doğru şeyleri söyleyen kişi.
  • kendisinin genel yayın yönetmenliğini yaptığı kafa dergisinin bu ayki sinema özel sayısını büyük beklentiyle aldık fakat inanılmaz bir yüzeysellikle karşılaştık. belki de hakikaten bir poster dergisinden nitelikli içerik beklemeyi bırakmalıyız artık.
    tanım: türkiye'nin başarılı sinema eleştirmenlerindendir.
hesabın var mı? giriş yap