• hayatımın en güzel gününü eziyete, rezalete çeviren törendir.
    bir okulun ve de onun başındaki insanın öğrencisine ne kadar saygısız olabileceğini gösteren törendir.
    bir törenin ne kadar baştan savma, ve de rezilce düzenlenebileceğini gösteren törendir.
    ve de öğrencilerin, asistanların ve de okul çalışanlarının gününün içine edilip; anlamsızca sırıtılabileceğini öğrendiğim törendir.

    habercik ve ailesi yaklaşık 2 haftadır bu günü beklemektedir. hani insan hayatında 1 kere üniversiteden mezun olur ya; o güne öncelerden hazırlıklar yapılmıştır ve de o büyük gün gelip çatmıştır.

    hazırlıklar tamamlanır ve de yola çıkılır.. lakin herkesin kafasında önemli bir soru vardır...

    okul mevcudu 400 kişidir ve de bir tören; olması gerektiği gibi bu 400 kişi üzerinden hazırlanılmak zorundadır. lakin ortada garip bir durum vardır: törenin yapılacağı açıklanan yer, okulun 1 nolu anfisidir ve de mevcudu 1060 kişidir. oysa her öğrenci törene doğal olarak velileriyle birlikte gelecektir ve de sadece anne ve babası gelse 400+800=1200 kişilik bir katılımın oluşması çoook öncelerden hesaplanabilecek ve de kuvvetle muhtemel gerçekleşebilecek bir olaydır.

    tören günü saat 14.00' te okula gelinir; cübbe ve kep bir güzel giyilir; prova beklenmeye başlanır.. derken kafalardaki soruların git gide kabusa dönmeye başladığı görülür.. öyle ki aileler bırakın 2 kişi olmayı; genellikle sülale cinsinden okulda haklı olarak yer bulmuşlardır!..

    oysa hukuk fakültesi mezuniyet törenleri daha önceden yeterli salonlarda yapılmaktadır. öyle ya; akm kapatılmadan önce törenler orada yapılmaktadır. ama okulun yetkili idarecisi "illa ki anfi ; illa ki anfi-1 yoksa hanım beni boşar!!" diye tutturmuştur. herhalde ruhani güçler kendisine "merak etme idareci bey; o gün çoğu mezun, kep atmaya gelmeyecek ve de hiç bir sorun çıkmayacak" demiş ve de sevgili idarecimiz bu kararı gönül rahatlığıyla almıştır. yoksa başka herhangi bir gerekçe göremiyorum; "hesaplayamama" gibi bir mazeretin var olabileceğini bile düşünemiyorum.

    tören saati gelir ve de öğrenciler yerlerini alır; derken veliler içeri alınmaya başlanır. ama bir de görülür ki kapıda izdiham yaşanmaktadır. veliler akın akın salona dolmaktadır ve de çok kısa bir sürede salonda yer kalmaz. işin daha kötü yanı daha dışarıda bekleyen en az 500 veli daha vardır!! herkes birbirine "ne olacak olm; ne bok yiycez şimdi?" diye bakınırken fakültemizin emektar ve de kabak hep başına patlayan sekreteri suzan hanım beklenen açıklamayı yapar:
    "evet arkadaşlar; velileri içeri almamız için sizi dışarı çıkarmak zorundayız!!"

    aslında bu replik; koskoca fakültenin ne hale düştüğünü; daha doğrusu ne kadar düşüncesiz bir zihniyet tarafından yönetildiğini gözler önüne sermektedir. yaklaşık 330 öğrenci kendi mezuniyet törenlerinden dışarı çıkarılmışlardır. yaklaşık 330 öğrenci anne babalarıyla birlikte güzel duyguyu yaşamaktan mahrum bırakılmışlardır.. aslında çook daha düşündürücü, komik ve de ironik sahneler de yaşanmıyor değildir.. örnek olsun - aah semih gemalmaz ne büyüksün - yüce dekan kürsüye çıkıp öğrencilere(!) ithafen yaptığı konuşmada bütün öğrencilere hayat boyu başarılar dilemektedir. rektör beyciğin gelememesinden dolayı konuşma yapan sevgili rektör yardımcığı ise adaletli bir yaşamın biz yeni mezunlarla daha da makul olacağını söylemektedir.. ve de bütün bunlar öğrencilere söylenirken öğrenciler dışarıda beklemektedir.. (sizlere bu bilgileri vermemi sağlayan babama huzurlarınızda teşekkürü borç bilirim..)

    sonlara doğru gelirsek; gruplar halinde içeri alınan öğrenciler diplomalarını alıp dışarı çıkmaktadır.. ve de ne tuhaftır ki; onlara diplomalarını veren sevgili hocalarımız ile diplomalarını alan öğrenci arkdaşlarımızın velileri de salonu terk etmektedir. ve de ben diplomamı ismini bilmediğim bir insandan alırken; salonda hemen hemen kimse kalmamıştır bile...

    aslında tipik bir imam-cemaat olayı; dekan bey içeride beklemez ise diğerleri niye içeride dursun? bir dekan bütün öğrencilerinin dekanı ise bütün öğrenciler diplomalarını almadan niye salondan çıkar? ve de nispet yaparcasına dışarıda fotoğraf çektirir?!! (kime diyorum ben ki a.q.)

    aslında cevap da beklemiyorum; çünkü en kısa zamanda özür dilemesi gereken dekan beyimiz; törenden sonra düzenlenen ikramda da, öğrencilerinden özür dilediğine dair, en ufak bir emare de göstermemiştir.

    bir de unutmdan!! herhalde törende kep atamayan ilk mezun öğrenci grubu da biz olduk; havuzlu bahçede yapılan ve de ufak bir grubun eğlencesinden ibaret olan kep atmanın da işi iyiden iyiye sirke çevirdiğini de eklemem gerekir. iş o kadar komik boyutlara vardı ki her arkadaş grubu çaresizlikten "biir-kiiii-üüüç!!!" diye keplerini havaya savurdu.. e depozitolu alındığı için de kepler, iki saat yerlerde kep arandı...

    velhasıl kelam boktan bir gündü.. iğrenç bir gündü.. bu iğrenç günü hazırlayan bütün organizasyon yönetimine sevgilerimi(!) sunarken bütün çile çeken ve de mezuniyet törenine gelen öğrenci arkadaşlarıma da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

    ne de olsa iühf' li olmak bir ayrıcalıktır....
hesabın var mı? giriş yap