• ülke tarihinin kapkara lekesidir.

    aslında konuşulacak olan başlık "13 mayıs 2001 diyarbakırspor altay maçı" şeklinde olabilirdi, ancak ortada futboldan eser olmadığı için bu şekilde olması daha uygun geldi.

    kanal 24'ün "keşke olmasaydı" programında 29 mayıs akşamı bu maç konu alındı, devlet eliyle şike altbaşlığı ile, 11 yıl sonra bile hatırlandığında insanın kanını donduran cinsten açıklamalarla.

    o dönem birkaç gazete dışında orada yaşananlar tamamen normalmiş gibi gösterildi. televizyon kanallarında bahsedilmedi bile. altay spor kulübünün ve taraftarlarının bu haksızlığa karşı mücadelesi koskoca! devlet karşısında cılız birer çığlık olmaktan öteye geçemedi. üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen bu konuyu gündeme getiren birkaç gazeteci dışında esamesi okunmadı, görmezden gelindi. rasim ozan kütahyalı birkaç televizyon programında konuya kısa kısa değinmişti (http://www.kure.tv/…ikesi-iddiasi/8219-bolum/93717/) bir de aynı zaman da sporx yazarı olan alper kaya'nın konu ile ilgili bir çalışması vardı (http://onbirartibir.blogspot.com/…ybettigi-mac.html) hepsi bu. çünkü trt, maçtan bir gün önce aldığı kararla maç yayınını iptal etmişti. gazetecilerin fotoğraf makineleri toplatılmıştı. ortada tek bir materyal yoktu... sadece 11 yıl önce oynanmış, kazananın çok büyük ihtimalle süper lige çıkacağı hayati öneme sahip bu maça dair tek bir görsel yok. kanal 24 bu konu ile ilgili iyi bir çalışma yapıp olayın kahramanlarının açıklamalarına dayanan bir program hazırlamış.

    "13.05.2001 tarihinde oynanan, diyarbakırspor-altay karşılaşmasıyla ilgili, hiçbir görsel malzemeye ulaşılamamıştır"

    http://www.youtube.com/…ayer_embedded&v=pkd9qhbuj3i

    maçın gözlemcisi galip bitigen'in raporundan; "maçta hiçbir olay yaşanmamıştır"
  • yaklaşık 11 yıl önce, türkiye cumhuriyeti'nin spor tarihine düşen bombadır diyarbakırspor altay maçı. ülke tarihinin de en büyük lekelerindendir.

    güney doğu anadolu bölgesinde yerleşik olan terör sorununu, diyarbakırspor'un üst lige çıkmasıyla bitecek zanneden devletimiz altay'ın emeğini, hakkını gasp etmiştir. maç öncesi ve maç sırasında yaşanan olayları anlatmaya kalkarsak sayfalarca entry girmemiz gerekir. ama ufak ufak birşeyler yazma zorunluluğumuz var. öncelikle o dönemde diyarbakırspor'u yöneten güçlere bakarsak; gaffar okan ve yaşar büyükanıt gibi isimleri görebiliriz. gaffar okan'ın şehit olmasından sonra da diyarbakırspor'un üst lige çıkma ihtimali şansa bırakılmamış ve altay maçında her türlü pislik yapılarak diyarbakırspor hak etmediği halde üst lige çıkmıştır. gaffar okan ve büyükanıt'ın isimlerini verdik. biri emniyet mensubu, diğeri ordu mensubu. yani devletin adamları. ayrıca diyarbakırspor'a ekonomik yönden her türlü desteği veren, oyuncuların maaşını bile ödeyen devlet var. unutmadan devam edelim; diyarbakırspor'un deplasman maçlarına o şehirde askerlik yapan erlerin gittiği, yönetim kuruluna da büyükanıt'tan başka daha birçok rütbeli subayın destek verdiğini ekleyelim.

    maçın hakemlerine gelirsek; her biri türk futbolu için utanç kaynağıdır. sadece 13 mayıs 2011 tarihinde yönettikleri diyarbakırspor altay maçıyla değil, geri kalan hakemlik hayatlarıyla da utanç kaynağıdır bu isimler.

    alper kaya'nın blogundan alıntı yaparak devam ediyorum;

    maçın hakemleri ordu ve polis kökenli; birinci hakem ali uluyol ve dördüncü hakem harun yiğit astsubay, ikinci hakem bünyamin gezer polis, gözlemci galip bitigen bile emekli astsubay! peki 13 mayıs 2001 sonrası maç görevlilerinin hayatı nasıl seyreyledi?

    birinci hakem ali uluyol, 2002'de susurluk davası sanığı ali fevzi bir'in başında patlayan futbolda çete ve şike soruşturması kapsamında ifade verdi, kısa bir süre tutuklu yargılandıysa da dava sonucunda pek bir şey çıkmadı. kısa bir süre kısağa çekilse de, 2002-2003 sezonunda maç yönetmeyi sürdürdü.

    yönettiği son süper lig maçı galatasaray'ın gaziantep'i 2-1 yendiği (30 mayıs 2003) maç olan ali uluyol'un o maça atanması ise, üzerindeki şaibe bulutlarını arttırıyor. zira 20 ocak 2002'de kadıköy'de onun aleyhine ifade verenlerden birisi de gaziantep teknik direktörü samet aybaba'ydı. dahası, ali uluyol'un süper lig'de o maç da dahil yönettiği sekiz galatasaray maçından 7'sini sarı kırmızılı ekip kazanmış, birisinde ise berabere kalmıştı.

    ali uluyol hakemliği bıraktıktan sonra 2010'da karşımıza yeniçağ gazetesi spor yazarı olarak çıkıyor. 2011'de ise ankara birinci bölge'den milliyetçi hareket partisi aday adaylığıyla konuşuluyor ancak bu süreç daha fazla sürmüyor.

    dikkat çekici bir diğer nokta, 2002'deki davada ali uluyol ile birlikte sanık niteliğinde ifadesi alınan bir diğer hakem de diyarbakır-altay maçının üçüncü hakemi harun yiğit'tir.

    harun yiğit 2000-2001 sezonunda üst klasmanda maç yönetmeye hak kazanıyor, 2002'de ise çete davasından tutuklu yargılanıyor! aynı zamanda sonradan da çok konuşulacak olan, ev sahibi ekibe kırmızı kart gösterdiği, çete davası dinlemelerine de takılmış olan çanakkale dardanelspor - erzurumspor maçında (28 ekim 2001) hakem de harun yiğit'tir. mevzubahis maçı dardanel tüm kötü şartlara rağmen kazanmıştır.

    harun yiğit'in 21 eylül 2002'de şekerspor - ankaraspor maçından bu yana pek sesi soluğu çıkmıyor. süper lig'deki son maçı ise 15 aralık 2001'de gaziantep'in yimpaş yozgatspor'u 3-2 yendiği maçtı...

    bünyamin gezer'se, yakın geçmişimizden bir isim. bilindiği üzere, kadıköy'de yardımcısının başı yarıldığı halde "maçı iptal etseydim civardaki dükkanlar yağmalanırdı" diye sonradan yaptığı açıklaması vesilesiyle fenerbahçe-galatasaray maçını oynatan hakemdir. bünyamin gezer şu an devlet kanalında yorumculuk yapıyor. hakemlik döneminde yönettiği maçlar ise genellikle sonradan çok tartışmalara konu olmuştur.

    gözlemci galip bitigen, kayseri bölgesi hakemi olup; atandığı her bölge maçında kayseri takımlarını doğramasıyla dikkat çekmiş; olaylar iyice ayyuka çıktığında ise mhk üyesi olarak diğer hakemlere "kayseri takımlarına asla acımayın!" talimatları verdiği iddia edilmişti. galip bitigen'in oğlu abdülkadir bitigen ise geçtiğimiz hafta yarım kalan kırıkhan-kastamonu ve geçen ay oynanan olaylı altay-iskenderun demir çelik maçlarının hakemi olarak atanmıştı...

    galip bitigen, diyarbakır-altay maçına dair altında imzası olan raporda ise "maçta hiçbir olay yaşanmamıştır" ifadelerine yer vermişti. galip bitigen'in 8 ay süren mhk üyeliği süreci ise yeni seçilen tff yönetimiyle sonlandı.

    bir de, maçın ikinci yardımcı hakemi var!

    ankara bölgesi hakemlerinden metin kıtmir. hakem kadrosunda olduğu son süper lig maçı 19 mart 2006'da galatasaray'ın kayseri erciyes'i 4-2 yendiği maç olup; 16 mart 2008'de yalovaspor - zonguldakspor maçıyla düdüğünü asmıştır. aradaki iki yıl boyunca sadece alt klasmanda yardımcı hakemlik yapmış olan metin kıtmir adına hakemlik camiası çok uzak kalmayacak, aradan iki yıl geçtikten sonra bir skandalla anılacaktır.

    18 şubat 2010 tarihli, umbro firması tarafından açılan "marka sahteciliği suçu" kapsamlı davada hif klasmanı hakemlerine sahte hakem malzemesi temin etmekten yargılanan metin kıtmir'in, yedi ay sonra da görme engelliler federasyonu futsal branşı hakemliği federasyon kararıyla düşürüldü.

    okudunuz, gördünüz. belki birçoğunu biliyordunuz. devlet işini şansa bırakmamış, sahaya da kendi güçlerini çıkartmış. altaylı futbolcular saha dışında devlet terörü ile uğraşırken, saha içinde devlet şikesi ve devlet terörü ile mücadele ediyorlardı. evet, devlet terörü hem saha içinde hemde saha dışında vardı. futbolcular canlarını kurtarmak için kime sığınacaklarını bilmiyorlardı o gün. can güvenliğini sağlamakla yükümlü olan kolluk kuvvetleri altaylı futbolcuların can güvenliğini tehdit ediyordu. kısacası; asker-polis-hükümet üçlüsü belki de ilk kez bu kadar kapsamlı çalıştılar ve teröristten daha terörist olarak altayın hakkını yediler. 13 mayıs 2001 ülkemiz için utanç günüdür. devletin şike yaparak bir takımın hakkını yediği gündür. diyarbakırspor'un üst lige çıkması, terör sorununa fayda sağlamadığı gibi; terör 2001 yılından bu yıla kadar sürekli artmıştır.
hesabın var mı? giriş yap