• kola eskiden bizim için ödüldü. imece usülü kotarılan işlerin peşine içilirdi. kolanın şişesi coca-cola olsa da adı her zaman pepsiydi. ağustos sonunda kapının önüne 5 ton kömür gelir, peder kömürlükte hepsini domino taşı özeniyle dizer, dayımlar ve komşumuz veli abi kıç çatalı gözükmesine rağmen kazmaya büyük parçaları kırar, diğerleri ise kömürleri, kömürlüğün doğaya bakıp nefes alabildiği ve yılda bir kez hatırlanan pencereden içeri atardı.

    kömür taşınıp da tozu kalınca devreye kadınlar girer, çalı süpürgeleriyle sokağı boylu boyunca yıkamaya başladığı an big bang'ten sonra dünyanın zirveye ulaştığı anlardan biri daha yaşanırdı.

    -şşş şurdan 2 pepsi al-gel de hepberaber içelim

    zaten bakkala yazdırıldığı için para lazım olmazdı. ayakları kıçına vura vura bakkala gidip gelirdi evin en küçüğü. köyde ekinler biçilince tarlaya anız denir bizim oralarda. anızın üstünde balle makinesinin toplayamadığı samanlar kalır. isteyen gider onları toplar, ordan 5-6 balle daha saman çıkarır. yorucu bir iş ama ödülü sabit; pepsi!

    sonraları devir değişti, kola da değişti, artık dibi çıkınca ayakta duramayan pet şişeler gitmiş, daha ihtişamlı 2.5 litrelik şişeler gelmişti. kalabalık aileler için ideal, su yerine ayı gibi kola içen çocuklar varsa üstüne üstlük.

    aradan yine zaman geçti, gözlem yapmaya başladım. kızları gözetlemekten bahsetmiyorum, o ap ayrı bir konu. kola tüketicilerini gözlemledim hipermarketlerde. bizim gibi kendi halinde gariban tipli insanlar, nerde 2 tane 2.5 litrelik kolaya bantlanmış bardaklı şişe var, nerde son kullanma tarihi yaklaşmış sprite promosyonlu 2.5 litrelik kola var onlara sarıyor. ekonomik geliri biraz daha iyi olduğu belli insanlar 4x1 litrelik kolalara abanıyor, kalburüstü hatta zengin diye tanımlayabileceğimiz kişiler ise 6'lı kutu kolaları sepetlerinden eksik etmiyor.

    toplumun ekonomik yapısının göstergesinin benim nazarımda koladan ibaret olması hiç de yadırganacak bir durum değil. zira ekonomist değilim, bakkala gidip bir pergel, bir silgi bir de gofret alan bir neslin ferdiyim ben.

    neyse efendim, yelkovanın ne işi durmadan akrep kovalıyor, bayağı bir koşturduktan sonra bizim aile kaldı mı 2 kişi, biri zaten kara şeyden pek hazzetmez. diğeri desen ice tea'yi kuma bellemiş kolaya. 1 litrelik kola bitmez oldu evde. ben 2.5 litrelik kolanın 10 bardağa bölüştürülüp dağıtılmasını, içmeyenin kolasını abimden önce kapabilmek için bi'dikişte bardağımı bitirmeyi özledim.
  • (bkz: diyet yapmak)
  • özellikle son yıllarda 2,5 litrelik kolanın tadıyla eskişehir has hamam'daki aslan figürünün ağzından akan suyun tadı aynı bayık tonda olduğu için artık yoktur böyle bir özlem.
  • bir kış ritüeli. yazı hatırlatan başka bir detay.
hesabın var mı? giriş yap