• lucescu'lu ikinci sezonunda nantes, psv ve lazio'nun arasından sıyrılmış aslanlar. ki şampiyonlar ligi'nin ilk fazı için zor grup. öbür yanda denizli öncülüğündeki lacivertliler de pis bir grupta. allah için zor grubun zorunu yapıyorlar, altıda sıfır . bizimkiler sergen'le, karan'la, perez'le, emre aşık'la, mondragon'un elleriyle, sami yen'in yankısıyla yürüyorlar. lucescu kendini ispat edercesine götürüyor takımı. ilk faz, üç galibiyet, bir beraberlikle ikinci olmuş takım. altı maçta, beş atmışız, dört yemişiz. mircea usta, bildiğimiz gibi işte. lucescu'lu takımlar pek ağ eskitmez.

    kuralar çekilmiş. roma-barca-liverpool. şampiyonlar ligi'nin onuncu yılı. çoğuna göre gelmiş geçmiş en zor grup. roma italya'nın fırlaması o sene. totti'si, bati'si, cassano'su, cafu'su fişek gibiler. liverpool owen'la, heskey'le, sarı kafa hyppia'la sağlam. barca sallapati gözüküyor. ama taralı saç enriqiue'si, kluivert'iyle barca, boru değil. hafife alınmaz.

    ilk maç sami yen'de. taraftar o sene 11 eylül'de, wtc dumanlarının altında lazio'yu, bir ay öncesinde psv'yi gırtlak gücüyle dize getirmiş. biletler pahalı, kaç yazar? 20 kasım istanbul'u. o kış sert başlamış. 20 kasım sulu sepken. istanbul buz çivisi olmuş yağıyor mecidiyeköy'e. insanın kulaklarını kesiyor soğuk tanecikler jilet jilet.

    totti, capello büyük konuşmuş basın toplantısında. üç ay sonraki roma dayağının gelişi neredeyse belli.

    sami yen sallanıyor. sarı-kırmızı'ymış, demokratlarmış kime ne? roma düşman o gün. yıkın collesioum'u aslanlar. lucescu bildik siyah pardesüsünde. bir yıl sonra tümer'in omzuna atılacak pardesü. tabi o gün için çingene lucescu, henüz dahilik mertebesine erememiş. pardesü babacanlığın değil, klarnetçiliğin simgesi medya gözünde. teşekkürler yakup yılmaz.

    çivi gibi meret çivi, ne sepkenmiş. ayhan koşuyor delicesine. arif yok. sociedad'da bir maç kadroya girmiş diye giremiyor kulübeye. sinyor, davala'yı yanına almış. o da namevcut. soldan ayhan bindiriyor, sağdan kıvırcık yakışıklı perez. ayhan iki bel kırıyor sol kanatta, sıfıra inmiş. perez penaltı noktası civarında. saat 22:00. yok, biraz geçmiş. yedi saattir sırılsıklam 22 bin kişi. herkes sarmaş, herkes dolaş. yapıştırmış fransız. eski açık tarafındaki kalenin, kapalı tarafındaki köşesine. allahım gerçek mi bu? capello al sana.

    1-0 olsun yeter ki, gerisi kır saçlı kıvırcığın işi. uyut oyunu mircea baba uyut. bilirsin işini sen. ilk kez herkes uyusun istiyor oyun. karan arada kaleyi yokluyor, fleurqin koşuyor, aşık marke vaziyette. idareten. ama hissettirmeden uyutuyor lucescu. hadi devre arası.

    yağışlı maçlarda, meteorolji işleri meleği mikail'in futbol sevmezliğinden olsa gerek, devre arası durur yağmur. birikir ki ikinci yarı daha bir güçlü aksın.

    ikinci yarı roma geliyor. sırık cafu bir yandan, marcos assuncao öbür taraftan, totti göbekten, emerson kıvıra kıvıra. mondi boylu poslu yine.

    saat 23:42 artık. yuh. 23:30'da niye bitmez bu maçlar vakitli vakitli? +3 kalkmış dijital tabelada, ne fazla ne az. sağdan şişirme bir orta. mondi boylu dedik ya kardeşim, bu ne ısrar. çekil fleurqin, sokma kafayı. top, fleurqin'in saçları, mondi'nin elleri aynı karede. aha da kısa düştü. assuncao doldurdu. bu emerson vurabil....

    oldu mu o soğukta, doksanüçte? çok üşümüşüm, dokuz saat olmuş. vallaha şu an farkettim. bayağı yağıyormuş be, aa göl olmuş ayaklarımın altı. aynı kaleye iki gol.

    nereden bilelim, cimbom'un o gruptaki hiçbir maçında farklı kaleye gol izlemenin mümkün olmayacağını? beşte beş beraberlikle gideceğini. daha ilk maçı grubun, dur bismillah. gayrettepe'den fulya'ya inen bayır bayağı esiyor.
  • tribünde izlediğim en dramatik galatasaray maçlarındandır.
    fazla hücumu sevmemesine karşın şimdi ah ulan ah dediğimiz o meşhur lucescu tarzı takım savunmasıyla zevk vermeden rakiplerini dize getiren galatasaray'ın yine zevk vermeyen fakat heyecanla dayanın çocuklar diyerek izlediğimiz avrupa maçlarından biriydi.
    o sene avrupa'da 4 tane kopyasını daha izleyeceğimizi bilmeden, bir an bile oturmadan takip ettik bu maçı.bilseydik takımın devamlı öne geçip ikinci yarı cümbür cemaat defansa çekilmekten mütevellit 5 beraberlik alacağını, bu kadar ümitlenmezdik herhalde.
    22'de gelen gol,ardından rölantide geçen ilk yarı ve 2. yarının ortalarından itibaren dalga dalga gelen roma atakları stresi tavana vurdururken,maç bir türlü bitmezken, son anlarda abdurrahim albayrak koşu pistine çıkıp taraftarı coştururken o meşum an geldi ve serbest vuruş cimbomun kalesine doğru kullanıldı. daha meşum olan ise atışı kullanan romalı oyuncunun topa vurmasıyla yanımdaki şom ağızlı arkadaşımın ağzından şu sözlerin dökülmesi oldu:
    olum bu uçan manda yakmasın bizi....
    (bkz: faryd aly camilo mondragon)
  • şu an ahval vaziyetimize baktığımızda, "mazim kalbimde tesellidir" durumu olsa da
    lucescu'nun galatasaray'ının oynadığı en iyi 45 dakikayı sunmuştur bu maç. malasef bir daha oyunu bu derece domine eden bir cimbom maçı izleyemedik. ayhan akman'ın kariyerinin en iyi maçıdır bana göre. ikinci yarı temponun giderek düşmesi ve gelen beraberlik işin trajedisiydi. fakat alışılagelenin aksine bu maçtan sonra hiç bir yıkılmışlık hissettirmemişti.
    oynayan futboldan aldığım keyfin, karşılamanın skorunun böylesine fersahlarca önüne geçtiği başka hiç bir maç anımsamıyorum.
  • artık hakkında konuşsak nafile tabi ama o maçın son dakikaları hakemin armağanıdır. her topa müdahelemizde faul çalmış ayağamıza geçen her topu rakibe vermiştir. maçı şimdi izlesem belki farklı düşünürüm ama bu maç aklıma böyle kazındı tabi bir de son dakikada ki yediğimiz gol var. maç sonunda galatasarayın yenilmesine sevinen bazı arkadaşlar gelip oğlumun adını emerson koyacam demişti ki, bu günlerde fenerbahçe seyircisinin yaşadığı psikolojiyi zaten yıllarca yaşamış olduğumdan pek sallamamıştım şimdi olsa yine sallamam.
  • zamanında berberliğe üzülen galatasaray taraftarının üzüldüğü karşılaşmalardan biridir.

    artık malesef bazen galibiyete sevinemez duruma geldik, orası ayrı.
  • yeni açıktan izlediğim maç. son dakika golü uzak kaleye olmuştu biraz zor görmüştük. bu cenabet golü bizle ilk kez maça gelen doktor arkadaşımızın uğursuzluğuna bağlamıştık. bir daha da gelmedi zaten.
  • evde izlediğim ve son dakikada yediğimiz gol sebebiyle kumandayı kırdığım maçtır.
  • son dakikada yediğimiz goller arasında en çok üzüldüğüm maç buydu.

    barcelona, liverpool ve roma'nın yer aldığı şampiyonlar ligi 2.tur grubundaki ilk maçtı.

    şu gol, galatasaray'ın bu gruptaki şanssızlığının başlangıcını temsil eder nitelikteydi adeta. daha grubun ilk maçı olmasına rağmen bu beraberlik golüne sanki tur atlamış takım edasıyla sevinen isimler ise totti, batistuta, cafu, emerson, cassano gibi isimlerdi.

    bu maçtan sonraki maçta barcelona deplasmanında 2-0 öne geçip 9 kişi kaldığımız maçı 2-2 tamamlamıştık. sonra liverpool maçında yine öne geçip skoru koruyamayıp berabere kalmış, olaylı roma deplasmanında yine öne geçip 1 puana razı olmuştuk. son maça kadar gruptan çıkma şansımızı sürdürüp gruptan çıkamamıştık.

    öne geçip galibiyeti koruyamadığımız 4 maçtan sadece 1'ini bile kazansaydık çeyrek finale çıkıyorduk. bütün bu şanssızlık zincirinin başlangıcı ah bu gol. her şey belki çok daha güzel olacaktı.
  • roma'nin orta sahasinda emerson ve tommasi'nin yaninda eski gaziantepspor'lu lima'nin oynadigi mac. o macin en etkili oyuncularindan biri olmustu. maci anlatan guntekin de topu her aldiginda daha bir kac sezon once antep'teydi simdi nerelerde gibi bir seyler soyluyordu. oldukca da cirkef bir adamdi, sanirim deplasmandaki macta da olaylarin icindeydi.
hesabın var mı? giriş yap