• 23.02.2005 tarihi itibarı ile tbmm tarafından yasalaştırılarak cumhurbaşkanı ahmet necdet sezerin onayına sunulmuş af yasasıdır 29 haziran 2000 tarihinden sonra üniversite ile ilişiği kesilmiş tüm öğrencileri kapsamaktadır. her ne kadar ana hedefi türban sebebi ile üniversiteden uzaklaştırılanları affetmek olsa da sonuçta tüm öğrencileri kapsamıştır. artık resmi gazetede yayınlanarak çıkmasını önleyecek tek şey cumhurbaşkanının veto etmesi ve akabinde meclisten tekrar geçememesidir. zira anayasa mahkemesi yolu tıpkı genel afta olduğu üzere pratikte kapalıdır. şöyle ki, cumhurbaşkanının yasayı reddetmesi ve meclisin yasayı olduğu şekilde cumhurbaşkanın onayına tekrar sunması halinde cumhurbaşkanının tek seçeneği yasayı onaylamak ve fakat anayasa mahkemesine iptal davası açmaktır. ancak yasa yayınlandığı tarihte yürürlüğe gireceğinden bir kısım öğrenciler başvuruda bulunarak bu verilmiş haktan yararlanacaktır ve anayasa mahkemesinin iptal kararı kazanılmış hakları geri alamayacağından ancak haktan o tarihe kadar yararlanmamış olanlar ile yararlanmış olanlar arasında adaletsizlik doğuracaktır. bu durumda da böyle bir adaletsizliğe anayasa mahkemesi izin veremeyeceğinden iptalin reddi kararı vermek durumunda olacaktır. kaldı ki cumhurbaşkanımız bu gibi bir adaletsizliği en başından göreceğinden zaten durumun bu noktaya gelme olasılığına dahi imkan tanımayacak sağduyuya sahip bir hukukçudur.
  • bu sene sonunda atilma konumunda olacak olanlari da kapsayip kapsamadigi merak edilen af
  • ünivesitelerde yapılan geyiklerin ve sanılanın aksine hala öğrenci statüsünde bulunanları alttan 30 tane dersi olanları kapsamayan müstakbel af'tır.
  • http://www.ogrenciaffi.net/ sitesi af çıktığında "başardık!" diye bir giri$ hazırlamı$tı.. sezer'in vetosu ile sadece logolar kaldı..

    ayrıca 2000 yılında çıkan 4111 sayılı af kanunundan yararlanıp, af sınavlarına halen girmekte olan öğrencileri kapsayıp kapsamadığı da açıkça belirtilmemi$tir..

    genel af niteliğinde olmadığı için meclise iade edilen bu af, ak parti'nin hukukçularının ya da hukuk danı$manlarının bir kez daha dü$ünmelerini gerektirir.. oysa mecliste bu af kanunu tartı$ılırken chp'nin hukukçuları uyarmı$tı..
  • alttan çok fazla dersi olan ve hala onca dersten geçemedikleri için son senesi olanların faydalanamayacagı af. fakat bu ögrenciler, resmi gazetede yayınlanmadan önce üniversiteyle ilişkilerini kesip bu af kapsamına girmek istiyorlar.
  • türkiye büyük millet meclisi'nce çıkarılan, ancak cumhurbaşkanımızca, nitelikli çoğunluk olan 3/5 sayıdaki milletvekilinin onayıyla alınmadığı için veto edilen yasa...
  • savunanların üniversite'den atıanların sanki haksız yere atıldığı izlenimini verdiği aftır. oysa üniversiteden atılmak kolay iş değildir, yıllarca okulla ilgilenmemek çabasını gerektirir. bu durumda af kapsamında olanların büyük bir kısmı ya aftan yararlanmaya gerek görmeyecek, ya sınavlarda başarısız olup geri dönemeyecek, ya da geri dönse bile tekrar aynı akibete uğrayacaktır.

    ama aftan gerçekten yaralanabilecek insanlar vardır. hastalık ya da başka özel duırumlar nedeniyle kendi insiyatifleri dışında okullarını bırakmak zorunda kalanlar özellikle. bu yüzden lüzumsuz da diyemeyiz bu affa.

    fakat mesele affa ne kadar ihtiyaç olduğu değil, üniversitelerin bu af ile nereye geleceğidir. "taş çatlasa bölüm başına 20 kişiden ne olacak ki" diyen zihniyet üniversitelerin nasıl işlediğinden bihaberdir. en iyi devlet üniversiteleri bile 2-3 yıldır feci bir kadro sıkıntısı içindedir. ekstradan 10-20 kişiyi bir yana bırakın bir çok bölüm şu andaki öğrenci mevcuduna deyim yerindeyse "kasarak" eğitim vermektedir. kamuoyunda "ah orası süper eğitim veren çok güzel bir bölüm" diye bilinen bölümler her dönem başında durumun vehameti üzerine "acaba bu sene eğitim öğretime ara mı versek" diye düşünmekte ama yine dişlerini sıkmaya devam etmektedirler. son iki üç yıldır bu alanda olan tek olumlu gelişme araştırma görevliliği kadrolarının biraz daha serbest hale getirilmesidir. eğer bu serbestlik de olmasaydı bir çok üniversitenin bir çok bölümüne son 2-3 yılda atanan araştırma görevlisi sayısı bir elin parmaklarını bile geçmeyecekti.

    durum böyleyken siz söyleyin yükseköğretim sisteminin geleceği için bu sorunları çözmek mi önemli, bu sorunlar meydandayken af çıkarmak mı. eğer üniversitelerin durumu iyi olsaydı derdim ki "bu af bir kişiyi tekrar okula bağlayacaksa çıksın". fakat bu af üniversiteleri ne kadar az etkileyecek olursa olsun yine de üniversiteler bunu kaldıracak durumda değildirler. affı çıkaranlar da bunun bilincindedir. fakat yaptıkları ayranı yok içmeye tahterevanla gider sıçmaya olayıdır. niyetlerini de allah bilir.
  • 2005 basinda yuksek lisanstan atilmis olmam ve bu affin da bu olayin ustune gelmesi hasebiyle kendimden suphe etmeme ve gidip iddaa oynamama vesile olan sey.

    tutturamadik o ayri...
hesabın var mı? giriş yap