• 2001 ocak ayi itibariyle icine girdigimiz yeni yuzyil.. en onemli ozelligi 20.yy'da yazilmi$ tum bilimkurgu romanlarinin kurguladigi yillarin uzerinden geciyor ve orada bahsedilen hic bir $eyi (ortalikta dolanan robotlar, ucan arabalar, aya seyahat turlari) henuz ya$amiyor olmamiz..

    dolayisiyla en ufak teknolojik yeniligin dahi "i$te bu.. yirmibirinci yuzyila yaki$ir icat" $eklinde sunuldugu bir donem bu..
  • 21. yy* özentiliğin ve boş insanların çağı, tabii bir de teknoloji var.
  • bizim de görebileceğimiz bir döneminde her türlü kablodan kurtulmuş bir dünyada yaşamayı hayal ettiğim yüzyıl. (konuyla ilgili olanlar zaten biliyorlardır ki, tesla ciddiye alınmış olsaydı 20. yüzyılın ortalarında bile bir santimetre kablo kalmazdı)
  • 19. yüzyıl maddeye iyice üstünlük sağlayan aklın başarısını gördü.
    20. yüzyıl bu başarının sonuçlarının deneylerine sahne oldu.
    önümüzdeki yüzyıl, maddenin insan aklına karşı sağladığı başarının çağı olacak.

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • çağımızın adı bulunamadıysa..
    çağımıza bir ad takmak üzerinde birleşilemediyse, bu, çağımızın kesinlikten zengin oluşundan gelmeyor, bizlerin kesinlikten yoksun oluşumuzdan geliyor.
    biz kesin olalım, çağımız kesin olacaktır.
    nasıl kesin olunur? şimdiki bizler gibi değil.
    20. yüzyılda biz kesin değiliz.

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • sözlüğü bile var.
    (bkz: jacques attali)
  • 22nci ile 20nci yuzyillar arasinda kalmis olan yuzyildir.
    daha cok 1960-1990 yillari arasinda yapilmis olan bilimkurgu filmlerinde falan gecerdi bu yuzyil. simdi icerisinde olunca insan pek bir yalniz oldugunu anliyor bu yuzyilda.
    simdi internet var, sozluk var. oyle oturuyosun bir monitor basinda sabahdan, aksama dek..
  • karındeşen jack: "tarihe bakildiginda 20.yuzyili benim baslattigim gorulecektir" demişti. 21. yy için böyle bir laf çıkmadı daha. ileride denir belki 21. yy ı bu olay ya da şu laf başlattı diye. bekleyip göreceğiz.
    bence blade runner daki kadar kaotik, brazil deki kadar bürokratik ve baktığınız yere göre de geleceğe dönüş teki kadar eğlenceli ve konformist olacak.
  • insanoğlu önce konuşmayı öğrendi, sonra saymayı. derken kelamı kaybolmasın istedi, alfabeyi ve sayıları yarattı kayıt tutmaya başladı. derken soluk alıp veren her şeyin doğuşu, büyüyşü ve ölümünü bir döngüye oturtmak, ölçmek istedi; akıp giden şeye zaman adını verdi. zaman kaybolmasın istedi, tarihi yarattı. tarihe düştüğü notlar üstünden düşündü, bildiklerini başkalarıyla paylaştı uygarlığı yarattı. günler uzadı yıl oldu, yıllar uzadı yüzyıl oldu, yüzyıllar binyıl oldu. kişioğlu kelamını yazmaya başladığından beri 5000 sene katetti, uzaya çıktı, atomun gücünü emrine aldı. lâkin bir şeyi unuttu: onu yaratan tabiatı ve tabiatın kurallarını. hırslarına tabiatı kurban etti; öyle ya tekamül için kaynak lazımdı ve tabiat anası ne istese verir, ne yapsa sineye çeker; verdiğinin karşılığında bir şey istemezdi. ama şimdi, miladi takvimle 2007 yılında işler değişti. insan artık ocak ayını 20 dereceye yakın havalarda geçiriyor, toprak artık ona ekmeğini yaptığı tohumu, içtiği suyunu vermeyi reddediyor. kişioğlu artık şapkasını önüne koyup düşünecek: ya kendine çekidüzen verecek, tabiat anasının kuralı kaidesi neyse ona uygun hayat sürecek yahut 21. yüzyıl onun dünya üzerinde egemen canlı olarak yaşadığı son zaman dilimi olacak. seçim sizin, seçim hepimizin.

    (bkz: küresel ısınma)
    (bkz: there stood the last oak tree)
  • 7 senedir içinde yasadigim icin hakkinda bir seyler soyleyebilecegim yüzyil.. mesela daha az tanidigim arkadaslar var onlar hakkinda bir sürü soz soyledim ama bu yüzyil hakkinda soylemedim.. bir utanci daha yokedicem simdi..

    ben onu bunu bilmem arkadas, bu yüzyil bilgi paylasim yüzyili.. her konuda ama. yani oyle "aman tanrim sanirim kansere care buldum hemen bunu arkadaslara forwardliim fwd:fwd:fwd:cok komik kansere care bulmusum" kivaminda bilimsel bir bilgi paylasimindan ziyade, yasami, tecrübeleri, oluslari birbiri ile paylasma yüzyili..

    bu baglamda hayat ana akisinda yol aldiginizda cok ama cok kolaylaşiyor.. mesela diyelim ki bi telefon almaya karar verdiniz. birinin modeli nokia digerinin azuth.. azuth modeli süpper ucuz ve dünyanin en güzel telefonu olabilse de yasanilacak bir sorunda az kisinin kullanmasi yüzünden sizi ortada birakabilir, şarji bitse şarj aleti bulamassiniz edemessiniz.. ama nokia oyle mi? sikko bir telefona cok para versen de ayni zamanda dünyanin neredeyse her evinde bir nokia şarj aleti bulabilirsiniz. bir sorunu olsa her hangi bir telefoncu halledebilir..

    sirf teknolojik aygitlarda degil, hastaliklarda bile bu tantana işliyor su anda. insanlarin hastaliklar için orgutlenmelerinin, "kani sari akanlar dernegi" gibi dernekler kurmalarinin yegane nedeni bilgi birikimlerini paylasabilmeleri. örnekler cogaltilabilir.. az tutulan bir takimin taraftariysan forma bulamassin mesela, garip yemekleri seviorsan garip yerlerde yemek zorunda kalirsin..

    eskiden hayatin ana akisindan uzaklasip erguder yoldas misali adalarda yasamak cok fantastik ve güzel bir seyken simdi hayati gereksiz yere zorlastirmak ve cirkinlestirmek anlamina geliyor acikcasi.

    ama aslinda bu da tüm insanoglunu tek tiplige iten bir gelisme.. herkesin ayni hobileri olmaya, herkesin ayni oyunlari oynamaya, herkesin ayni hastaliklara sahip olmasinin baslamasina neden olmus gibi gorunuyor.. cevremde panik atak olanlarin ve reflu olanlarin haddi hesabi yok mesela. dünya "kisiye ozel uygulamalar" yüzyilinin içindeyken o kisileri de birbirlerine benzetmeye calisiyor gibi gorunuyor.. kapitalizm in işlerligi sanirim "benzerlikler" den kaynaklaniyor. yani ürünün benzerligini ortadan kaldirmaya calisirken, müsteriler birbirine benzemeye basliyor..
hesabın var mı? giriş yap