• 25 şubat 2011 hacettepe üniversitesi tıp fakültesi hastanesinde gerçekleştirilecek iş bırakma eylemidir.

    performans sistemine karşı iş bırakma eylemidir.

    asistan hekimlerin öncülüğünde öğretim görevlilerinin, tıp fakültesi öğrencilerinin ve üniversite çalışanlarının katılacağı grevdir.

    hacettepe'li asistan hekimler;
    müşteri değil hasta tedavi etmek istiyorlar,
    işletme değil hastane bünyesinde çalışmak istiyorlar,
    performans değil nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyorlar.
    hastalarına sadece 5 dakika ayırmak istemiyorlar.
    eğitim sürelerinin kısaltılıp puan peşinde koşmak istemiyorlar.
    iyi hekimlik yapmak ve nitelikli sağlık hizmeti vermek istiyorlar.

    http://www.facebook.com/…nt.php?eid=199376020088619
    (bkz: performans sisteminin hekim davranışlarına etkisi)

    sağlığı; paraya, piyasaya, özelleştirmelere ve patronlara tepsi içinde sunmaya çalışanlar
    ege üniversitesi, ankara, çapa, akdeniz üniversitesi asistan hekimlerinin tepkisine hazır olsunlar...

    ege üniversitesinden gelsin... "boyun eğmemek için"
    http://www.youtube.com/…mail&email=comment_received
  • bazı sorular üstüne cevaplamak gerekliliği ile yazılmıştır. dostça haklı sorular ve doğru kaygılardır.

    grev sırasında uygulanacak ttb'nin koyduğu kurallar vardır.

    acil servisler, yoğun bakımlar ve yatan hasta servisleri çalışacaktır.
    onkoloji(kanser), çocuk, diyaliz ve doğum bölümleri aksama olmadan çalışacaktır.
    iş bırakan asistan hekimler hastalarına karşı iş bırakmıyorlar. evet o gün bazı hastalar gözlük yazdıramayacaktır.
    eğer iş bırakma yapmazlar ise hasta bakma süreleri 5 dakikaya düşecek...
    hacettepe performans sistemi ile "zor" hastadan kaçar hale gelecektir.
    son basamak başvuru merkezi kalmayacaktır. üniversiteler eğitim özelliğini kaybedecektir.

    asistan hekimler, öğretim görevlileri, sağlık çalışanları ve hastalar hacettepeyi kaybetmemelidirler.
  • öğretim görevlilerine, tıp öğrencilerine, asistan hekimlere ve çalışma arkadaşlarımıza yönelik çağrı metni çıkmıştır.

    hastalarımıza yönelik metinler pek yakında...

    "...çağırıyoruz!!!
    değerli çalışma arkadaşlarımız, hocalarımız ve öğrenci kardeşlerimiz;
    eğitim araştırma hastaneleri’nden sonra ülkemiz üniversitelerinde de sağlıkta performans uygulamasına geçildi. performans sisteminin sağlığı daha verimli hale getireceği, rekabetin kaliteyi arttıracağı iddia ediliyor.
    oysa bizler, eğitim araştırma hastaneleri’nde çalışan arkadaşlarımızdan, performans sisteminin nasıl bir etki yarattığını biliyoruz.
    meslektaşlarımızın bir hastaya en fazla 5 dakika ayırmak zorunda bırakıldığını biliyoruz.
    bir hekimin günde 100’ün üstünde hasta bakmak zorunda bırakıldığı poliklinikleri biliyoruz.
    eğitim saatlerinde poliklinik hizmeti sürdürmeye zorlanan arkadaşlarımızı biliyoruz.
    yine bu hastanelerde, işbirliği içerisinde olması gereken bölümlerin birbirleriyle rekabete zorlandıklarını görüyoruz.
    işte bu nedenlerle izmir ve istanbul’daki asistan hekimlerin ardından, şimdi de ankara’da
    hacettepe’den asistan hekimler olarak
    bizler;
    hastanemizde performans sistemini reddediyoruz.
    hastalarımıza sadece 5 dakika ayırmayacağız.
    meslektaşlarımızla rekabet etmeyeceğiz.
    eğitim hakkımızın ihlal edilmesine izin vermeyeceğiz.
    hekimlik andına sadık kalıp insan sağlığına zarar vermeyeceğiz.

    çağırıyoruz!!!
    hastalarımızın nitelikli bir sağlık hizmeti alması için, uzmanlık eğitimini en iyi şekilde almak için ve nitelikli hekim olmaya devam edebilmek için;
    sizleri de 25 şubat cuma günü hacettepe üniversitesi’nde yapılacak bir günlük iş bırakma
    eylemine destek olmaya, performans sistemine karşı birlik olmaya çağırıyoruz.
    hacettepe üniversitesi asistan hekimleri"

    http://www.facebook.com/…nt.php?eid=199376020088619
  • şebeklerce ısrarla hakkında yalan söylenen iş bırakma eylemidir. akp taktiğidir. tekel işçisi 6000 alır, asistan hekim 10 bin alır gibi halka yalan beyan salınır. ısrarla hekimlere saldıranlar bilinçlidir. halk sağlığından filan anlamayacak kadar argoya batmışlardır.

    eylemin ve iş bırakmanın sebebini asistan hekimler aşağıdaki okunacak basın açıklamasında özetlediler.
    doktorlar para için sokağa döküldü yalanını atacakları üzecek bir metindir. herkesi kendileri gibi küçük, argo sever ve para yalakası sandıkları için...

    "değerli halkımız ,
    değerli asistan hekimler, öğretim üyeleri ve görevlileri, öğrenci kardeşlerimiz ve sağlık çalışanları,
    bizler ankara’da, üniversite hastanelerinde çalışan asistan hekimleriz. bizler 7 gün 24 saat görevinin başında olan, polikliniklerde, servislerde ve acil servislerde gece gündüz duraksız hizmet veren, sağlık sisteminin yükünü sırtlayan hekimleriz.
    bizler asistan hekimler olarak sağlıkta performans sistemine karşı olduğumuzu bildirmek için bugün buradayız, biraradayız.
    “sağlıkta dönüşüm programı” adı altında gerçekleştirilen uygulamalar, halk sağlığını tehdit eden bir noktaya gelmiştir. eğitim-araştırma hastanelerinden sonra bu ay itibariyle üniversite hastanelerinde de “performans sistemi” uygulamasına geçilmiştir. bu sistem her hastaya puan gözüyle bakmaktadır.
    hastalar ve hastalıklar hastaneye sağladıkları kar ölçüsünde değerlendirilmektedir.
    performans sisteminin sağlığı daha verimli hale getireceği, rekabetin kaliteyi arttıracağı iddia ediliyor. oysa biz bu sistemin uygulanmakta olduğu hastanelerden biliyoruz ki;
    1- "performans sistemi" hastalara zarar vermektedir!
    bakılan hasta sayısına dayalı performans değerlendirme düzeni ile bir hastaya nasıl baktığımız değil kaç hasta baktığımız dikkate alınmaktadır. hastanelerin en öncelikli amacı kar etmek olan işletmelermiş gibi bir tutum sergilenerek; hekimler tüccara dönüştürülmeye çalışılmaktadır. işletmenin kara geçmesi için az sürede en çok hasta bakılması dayatılmakta ve bir hastaya en fazla 5 dakika ayrılır hale getirilmektedir.
    uyarıyoruz!! bu durum, yanlış tanı ve tedavileri beraberinde getirecektir.
    reddediyoruz!!! hekimlik tüccarlık değildir. halkın sağlığının ticareti yapılamaz.

    2- performans sistemi “ağır hastalıkları” göz ardı etmektedir!
    biz, ülkemizdeki en üst basamak sağlık hizmetinin verildiği kurum olan üniversite hastanelerindeyiz. hastanelerimize başvuran hastaların büyük çoğunluğu, imkansızlıklar nedeniyle diğer sağlık kuruluşlarında tedavi edilememiş kişilerdir. kimi zaman bir hastanın tanısını koymak ve tedavisini planlamak için günler harcamakta, takibi uzun sürecek hastaları haftalarca yatırarak tedavi etmeye çalışmaktayız. ancak performans sistemi kanser hastalıkları gibi uğraştırıcı, zaman alıcı ağır hastalıkları gözardı etmektedir. dayatılan puan sistemiyle tanı ve tedavi aşamaları diğer hastalıklardan daha uzun ve meşakkatli olan, başka merkezlerde çözüme kavuşturulamamış bazı hastalıklar; mevcut sisteme uyum sağlamak ve karlılığı arttırmak adına ötelenecektir. bunun yerine daha kısa sürede muayene edilen, hatta muayene edilmeden ilaç yazılan hastalar tercih edilecektir. çünkü bu sayede "sürümden kazanılacak"tır. bu uygulamaya başlanmasıyla, üniversite hastaneleri de “sistemin” parçası olacak; bu tip hastaların başvuracağı sağlık kurumu kalmamış olacaktır. ağır hastalarla uğraşan hekim ise sistemce cezalandırılmaktadır. hekimlik vicdandır, puanlanamaz!
    amaçlanan, üniversite hastanelerinin, karı düşük, ekonomiye yük haline gelmiş kuruluşlar olduğu izlenimini vermektir. tıpkı marmara modelinde olduğu gibi. bu şekilde, özerkliklerinin ortadan kaldırılması ve sağlık bakanlığı tarafından yönetilir hale getirilmesi amaçlanmaktadır. bu plan kapsamında biliyoruz ki hedeflerden biri, öğretim üyelerini “bugün işten atılır mıyım?” korkusu ile çalışan sözleşmeli köleler haline getirmektir. sonuç olarak maddi açıdan tamamen bağımlı hale gelen üniversiteler, siyasi iktidarların güdümüne girecektir. ya bu sistemden vazgeçilecek ya da üniversite hastaneleri batacak ve satılacaktır.
    3- "performans sistemi" sağlık harcamalarını artırmaktadır!
    hastaları puan toplama vesilesi olarak gören bu sistem, hekimleri gereksiz tetkik ve tedavi işlemleri uygulamaya zorlamaktadır. unutulmamalıdır ki, bu şekilde harcanan her kuruş hepimizin cebinden çıkan paradır. bizler, hem bu dayatmaya karşı çıktığımız ve ahlak dışı uygulamalara alet olmayı reddettiğimiz; hem de ülke kaynaklarının boşa sarf edilmesine engel olmak için bugün buradayız. sağlikta ticaret ölüm demektir.

    4- "performans sistemi" toplum sağlığını tehdit etmektedir!
    bu sistem, sağlığı koruyucu uygulamalara değer vermemektedir: aslında en değerli sağlık hizmeti, halkı hastalıklardan korumaya yönelik hizmetlerdir. oysa bu sistemde koruyucu hekimliğin performans puanı yoktur. sizleri kalp krizinden korumayı değersiz; kalp krizi geçirdikten sonra size anjiyo yapılmasını ise değerli kılar.

    5- tıp fakültelerinde “performans sistemi” iki kere zararlıdır!
    tıp fakülteleri; hekim yetiştiren, bilimsel araştırma yapılan ve bilgi üretilen, bilgiyi yaşama dönüştüren yerlerdir. üniversite hastaneleri, deyim yerindeyse sağlık sektörünün “ar-ge” sidir. tıp fakültesi hastanelerinde kapasitenin üstünde hasta bakmanın teşvik edilmesi, az önce bahsettiğim sakıncaların yanı sıra, eğitimin ve bilimsel faaliyetlerin aksatılmasının da teşvik edilmesi demektir.
    öğretim üyelerinin "performans" kaygısıyla çalıştırılması, öncelikli amacı eğitim vermek olması gereken tıp fakültelerinin bu işlevini ortadan kaldırmakta; halkımızın sağlığını emanet edeceği biz genç doktorları nitelikli eğitimden mahrum bırakmaktadır.
    ülkemizde sağlık düzeyini yükseltecek bilimsel çalışmalar yapılamayacak olması, sağlık sektörünün gelecekteki tablosunu karartmaktadır. en büyük tatmini, bir hastanın sağlığına kavuşması olan bu meslek, hakkıyla icra edilemez hale getirilmektedir.
    bu sistem, hekimlik hariç hiçbir meslek grubuna dayatılmamıştır.
    değerli çalışma arkadaşlarımız, hocalarımız ve öğrenci kardeşlerimiz;
    sayın basın mensupları;

    mesleğimize, hekimlik andımıza sahip çıkmak için buradayız.
    nice zorluklarla edindiğimiz bilgi birikimimizi, hastalara şifa dağıtmak ve bizden sonra gelenlere aktarmak istediğimiz için buradayız.
    vaktimizi hasta üzerinden puan toplayarak geçirmek istemediğimiz için buradayız.
    mezun olduğumuzda diplomamıza el koydular, sesimizi çıkarmadık.
    diploma almak için 6 yıla varan zorunlu hizmet uyguladılar, sesimizi çıkarmadık
    sizleri bizlere karşı kışkırttılar, kimimize hakaret edildi, kimimiz dayak yedi, kimimiz sakat kaldı, kimimiz öldü, sesimizi çıkarmadık
    almadığımız ücretleri aldık gibi gösterdiler, maaşlarımızı olduğunun birkaç katı gibi gösterdiler, sesimizi çıkarmadık
    kanuna aykırı olarak bizleri 36 saate kadar kesintisiz çalıştırdılar, sesimizi çıkarmadık
    biz, halkın sağlığına kast edilinceye kadar sesimizi çıkarmadık!
    artık sesimizi çıkaracağız, susmayacağız, buna müsaade etmeyeceğiz!
    üniversite hastaneleri olarak üzerimizde oynanan oyunun farkındayız ve bu oyunda piyon olmayacağız!
    dayatılan bu sistemi reddediyoruz!

    hastalarımıza sadece 5 dakika ayırmayacağız.
    meslektaşlarımızla rekabet etmeyeceğiz.
    eğitim hakkımızın ihlal edilmesine izin vermeyeceğiz.
    hekimlik andına sadık kalıp insan sağlığına zarar vermeyeceğiz."

    hacettepe, ankara ve gazi üniversitesinden asistan hekimlerin ortak okuyacağı basın açıklamasının metnidir.
  • an itibariyle hacettepe'nin önünde sağlam bir kalabalık toplandı. sağlık bakanlığı'na yürümeleri saat 16:00'yı bulacaktır..
  • (bkz: 25 şubat hacettepe üniversitesi iş bırakma eylemi)

    ''üniversite hastanelerinde uygulanmaya başlayan performans sistemini protesto eden ankara`daki tıp fakültelerinde görevli asistan doktorlar iş bıraktı. yazının devamıankara üniversitesi, gazi üniversitesi ve hacettepe üniversitesi`nin tıp fakültelerinde çalışan asistan doktorlar ve onlara destek veren öğretim üyeleri, hacettepe üniversitesi tıp fakültesi kampüsünde toplandı.

    "dikkat sağlığınız tehlikede" pankartı ile "puanları mario toplasın hekimler değil", "sıradaki 100. hasta olmak ister misiniz", "müşteri değil hasta, işletme değil hastane", "hastaların karşısında değil yanındayız" yazılı dövizler taşıyan grup, "tüccar değil hekimiz", "holding değil tıp fakültesi" şeklinde sloganlar attı.

    eyleme destek veren öğretim üyesi prof. dr. murat akova, üniversiteye önce asistan sonra uzman ve öğretim üyesi olarak 25 yıla aşkın bir süredir hizmet verdiğini söyledi. hekimlerin hizmet alanının insan olduğunu vurgulayan akova, "bizler, her koşulda her kim olursa olsun insanlara yardım edeceğimize, bize öğretilenleri hastalarımızın sağlığı için kullanacağımıza yemin ederek göreve başlarız. bunun bir başka örneği olan meslek yok" dedi. üniversite hastanelerinin, içinden çıkılmaz derdi olan pekçok hasta için son durak olduğu kaydeden akova, " başka bir değişle, performans açısından karlı sayılmayacak müşterilerin, sevk edildikleri kurumlarız bizler. o yüzden ticari işletme olarak karlılığımız hep düşük, hep zarardayız" diye konuştu.

    asistan doktorlar adına yapılan açıklamada ise asistan dokların, 7 gün 24 saat görev başında olan, sağlık sisteminin yükünü sırtlayan hekimler olduğu ifade edildi. üniversite hastanelerinde de bu ay itibariyle performans sistemine geçildiği hatırlatılan açıklamada, bu sistemin her hastaya puan gözüyle bakmak anlamına geldiği savunuldu. açıklamada, performans sisteminin hastalara zarar verdiği ileri sürülerek, hekimlerin tüccara dönüştürülmeye çalışıldığı iddia edildi. "hekimlik tüccarlık değildir" denilen açıklamada, performans sisteminin ağır hastalıkları da göz ardı ettiği öne sürüldü. sistemin, sağlık harcamalarını artırdığı iddia edilen açıklamada, sistemin tıp fakülteleri için iki kat zararlı olduğu savunuldu. asistan doktorların performans sistemini reddettiği vurgulanan açıklamada, eylem süresince acil hastalara sağlık hizmetinin verildiği ifade edildi.

    eylemde asistan doktorlar "sözlerimi geri alamam" adlı şarkıya klip çekti. asistan doktorların eylemi gün boyu sürecek.''
  • bir doktor adayı olarak sonuna kadar desteklediğim eylemdir. eğer basın açıklaması metni okunursa hasta haklarını korumak için ne kadar çaba sarfedildiği de görülür.

    şimdi insan işin içinde olmazsa bilmiyor. 5 dk. bir hastaya bakmak için çok kısa bir süredir. bizim tanıya gidebilmemiz için en önemli yol göstericimiz öykü ve fizik muayenemizdir. bilir misiniz bize ne kadar çok muayene dersleri öykü alma dersleri anlatılır? üstüne basa basa mümkün olduğunca bunlardan çıkardığımız sonuçları değerlendirip gereksiz tetkik yapmamamız gerektiği söylenir. ama bizim maalesef hekimleri suçlamak için hazır haldeki insanlarımız bunu düşünmez, daha çok hasta bakılacak derdindedir. bakın, hastalara çok kısa sürede de bakılabilir, yapar bir sürü tetkik hem performans kazanır hem çok hasta bakar hekim. fakat biz hekimlik görevimizi yerine getirmemiş oluruz. gereksiz tetkikler yapılmış gereksiz yere hastayı yormuş oluruz. tanı koymada tedavide sorunlar çıkabilir. efektif olmaz, hekimlik böyle bir şey değildir! tabiki hekimler de her insanın kendini düşündüğü gibi düşünecek. size söylemesi kolay ama sırf 6 yıl deli gibi okuyup, tus gibi bir sınava hazırlanıp kazanan üstüne kaç yıl asistanlık eğitimi alan insanların, tabiki para yönünden doyurulması lazım. eğer siz kendi sağlığınızı bu kadar önemsiz buluyorsanız, iyiki az kazanıyor hekimler, zaten önemsiz bir iş yapıyorlar değil mi! bir de eylem yapıyorlar ne terbiyesizler değil mi? ne yazık ki bunları düşünen, gerçeği göremeyen insanlar var. artık lütfen bakış açımızı genişletip bu eylemlerin hem hastaların yararına hem iyi hekim yetişmesinin yararına olduğunu anlayalım!!!
  • izmir'deki meslektaşlarımızın bize aşağıdaki metni göndererek destek verdiği eylem.

    "bugün izmir’deki asistan hekimlerin yüreği hacettepe atatürk anıtının yanındaki tüm dostlarıyla beraber atmaktadır. bugün izmir ve istanbul’dan sonra ankara’daki hekim dostlarımız sağlık sisteminde yaşanan bu utanç verici durumu kabullenmeyeceklerini söylemek için ayaktalar. bakanlığın dayattığı, adına performans dediği bu sistemi hacettepe üniversitesi’nde istemediklerini herkesle paylaşıyorlar. puanlanamayacak hünerlerini hastalarının tedavisine sunmalarının bu sistem ile mümkün olmadığını haykırıyorlar.

    bu ses, izmir’de yüzüncü hastasına bakmak zorunda kalan suat seren eğitim araştırma hastanesi asistan hekimi tarafından duyulmaktadır. bu ses, istenmesi gereken tetkiklere getirilen sınırlama yüzünden hastasının ihtiyacı olan tüm tetkikleri isteyemediği için sıkıntı duyan bozyaka eğitim araştırma hastanesi asistan hekimi tarafından duyulmaktadır. bu ses, eğitim saatinde hastalarının beslenme raporunu yazmak zorunda bırakılan ege üniversitesi hastanesi asistan hekimi tarafından duyulmaktadır. bu ses otuz üç saattir nöbet tutan tepecik eğitim araştırma hastanesi asistan hekimi tarafından duyulmaktadır. bu ses, önlüğünün rengini kefene benzetenler tarafından, koşulların ezici ağırlığı altında, güvencesiz çalıştırılan taşeron işçileri gördüğünde gözünden süzülen damlalara hakim olamayan atatürk eğitim araştırma hastanesi asistan hekimi tarafından duyulmaktadır. bu ses, puanlanamayacak hekimlik sanatını puanlamaya çalışan bakanın nasıl hekim olabildiğini düşünen dokuz eylül üniversitesi asistan hekimleri tarafından duyulmaktadır. ve bu ses, hiçbir karşılık beklemeden insanüstü çabalarıyla yıllardır halk sağlığı, çağdaşlaşma, insanlığın berrak geleceği için çalışan, doğruluğu, iyiliği, özveriyi, vicdanı ve vefayı türkan hocasından öğrenen izmir’in tüm asistan hekimleri tarafından duyulmaktadır.

    bu ses bugün ankara’da yükselirken sadece izmir’den değil türkiye’nin dört bir yanından dinlenmektedir. inanın sadece bir gün duyulmayacak bu ses. onurumuzu, vicdanımızı, eğitimimizi yok sayan bu sistem geri çekilene kadar, kıvılcımın ateşe dönüşmeye başladığı bu alanda sizlerle yan yana bu sistemi bakanlığın önüne koyana kadar, asistan dostlarınız olarak bizler hiç susmadan sesinize ses katmak için yanınızda olacağız.
    13 mart’ta çok ses tek yürek ankara’da buluşmak dileğiyle…

    izmir hastaneleri asistan hekimleri adına,
    izmir tabip odası asistan hekim komisyonu"

    (bkz: 13 mart 2011 nitelikli sağlık hizmeti mitingi)
  • gün boyu sözlerimi geri alamam diyerek şarkı söylediğimiz ve doktor nedir ? performansla çalışan tüccar mıdır ? gibi nice sloganlar attığımız güzel eylem. biraz uzun sürdü ve program dağınıktı ancak hacettepe band söylediği şarkılarla herkesi ayakta tuttu. ankaranın kasvetli havası sağlık bakanlığı önüne geldiğimizde yerini güneşe bıraktı , bize umut ışığı oldu.

    bağıra bağıra söylediğimiz gibi : " puanları süper mario toplasın , hekimler değil"
  • katılımın sabah olmasa da öğle saatlerinde ve yürüyüşte gayet iyi olduğu eylemdir. hacettepe band çok güzel çaldı, özellikle gitaristi beğendim. eyleme sadece üniversite asistanları değil hocalar, eğitim araştırma hastanelerinden asistanlar ve benim gibi intörnler de katıldı, en büyük çoğunluğu ankara tıp ve hacettepe oluşturdu. yürüyüş sırasında yoldan geçenlerin de bize destek vermesi hoşuma giden bir detaydı. 13 mart 2011 nitelikli sağlık hizmeti mitingi öncesi çok olumlu bir sinerji oluşturdu bence. bu arada aslında protesto edilecek olan sadece performans sistemi değil, nöbet sonrası izin hakkının olmayışıydı fakat onun hakkında pek bir şey geçmedi.
hesabın var mı? giriş yap