• 28 nisan 1960'da beyazit'taki istanbul universitesi kampusunde, ogrencilerin, dp iktidari aleyhine duzenledigi gosteriye polisin mudahele etmesi, catisma cikmasi, catismanin meydana yayilmasi ve oradan gecen ilgisiz ogrenci turan emeksiz'in vurulup olmesiyle hatirlanan olaylar butunu.
    olay, dp iktidarinin sonunu hizlandirmis, bir hafta sonra ankara kizilay'da 555k gosterisi, 19 mayis'ta harbiyelilerin gosterisi ile birlikte, 27 mayis darbesinin yolunu acmistir..
  • 27 mayıs askeri darbesi öncesinde, tahkikat komisyonu’nun kurulması ve chp genel başkanı ismet inönü’nün tbmm’den uzaklaştırılması üzerine üniversite öğrencilerinin 28 nisan’da istanbul’da, 29 nisan’da ankara’da düzenledikleri, demokrat parti yöne-timini protesto gösterilerinde meydana gelen olaylar.

    istanbul’da 40 civarında öğrencinin yaralandığı, 13. orman fakültesi öğrencisi turan emeksiz’in polis kurşunuyla öldüğü 28 nisan günü “kanlı perşembe” olarak da anılır.

    28-29 nisan olaylarında, polis göstericileri dağıtmak için ateş açarken, takviye için çağırılan ordu birlikleriyle öğrenciler arasında tam bir dayanışma yaşanmıştı. dp yönetimi aleyhine “kahrolsun diktatörler”, “hürriyet isteriz” diye sloganlar atan öğrenciler askerlere “türk ordusu çok yaşa”, “ordu ile beraberiz” diye bağırmış, bunun üzerine öğrencilere müdahale etmeyen askerler polisin kendilerine teslim ettiği öğrencileri de serbest bırakmış
  • dönemin iktidarına karşı (dp) istanbulda çoğunlukla üniversite öğrencilerinin başlattıkları eylem . üniversite kurşunlandı,olaylar çıktı,rektör sıddık sami onar tartaklandı. turan emeksiz öldürüldü .liderleri memduh eren , kastro nuri(nuri yazıcı), kemal kumkumoğlu (şimdi avukat) vs. idi.
    26 nisan 1960 günü çıkarılan tedbirler kanunu, birikmiş protestoların yükselmesine ve olayların başlamasına vesile olmuştur.

    ertesi gün bu olaylar ankaraya sıçramış ,burada da benzer olaylar yaşanmıştı.ankarada ismi öne çıkanlardan biri yalçın küçük ,diğeri de hikmet çetin idi.
  • bu olaylarda gözaltina alinan ögrencilerin kiyma makinelerinden geçirildigi ve tavuk yemi haline getirildigi seklinde iddialarin ortaya atilmasi üzerine, 27 mayis darbesinin ardindan et-balik kurumunda incelemeler yapilmistir.
  • bu olaylarda turan emeksiz'in nasil öldügü konusunda :
    (bkz: #5574010)
  • ertesi sabaha 28-29 nisan olayları diye geçer. zira o 28 nisan'ı sokaklarda söylenmesi bir yana, o "dostu dostu kırana" filan diye bir şarkısı vardı bunun.
    uyduruyorum:nu
    dostu dostu bilir
    kardeş tetikte,
    sen seni o bilmecede...
    cem şit
    you shit!
    (bulup da yazayım)
  • cahit külebi'nin bir şiirinde ses olup söze dönüşüp çığlık gibi bir belge olmuştur.

    28 nisan

    gökyüzü öyle mavi,
    minareler öyle inceydi, öyle aktı.
    anne gibiydi ilkyaz güneşi
    nerdeyse insanları okşıyacaktı.

    anne gibiydi, ılıktı, ılımandı
    saçları uçurmıya hazır rüzgar.
    delikanlılar andızlara benziyordu,
    bahar laleleri gibiydi kızlar.

    kıpırdamaktaydı tohumlar toprakta,
    çimenler yeşermekte, çağlalar büyümekteydi yavaş yavaş
    erguvan kokuları geliyordu boğazdan
    vapur düdükleri, deniz yosunlarıyla sarmaş dolaş.

    öyleyi ama ne güneş okşar,
    ne rüzgar uöururdu saçları.
    siren sesleri deliceydi, umutsuzdu,
    umutsuzdu kent, umutsuzdu çocuklar.

    birşey düğümlenmişti gırtlaklarında
    nisan yağmuru gibi kirpiklerinde damlalar vardı.
    yaşamak güzeldi ama insan gibi
    yaşamadıktan sonra neye yarardı.

    neye yarardı sabahlara kadar
    kör ışıklar altında oturup çalışmak.
    neye yarardı bilim, neye yarardı tüze,
    neye yarardı eşit olmadıktan sonra aşk.

    neye yarardı başaklar gibi
    ilkyaz günlerinde hayal kurmak.
    neye yarardı umut, neye yarardı sevi
    neye yarardı sabahlara kadar çalışmak.

    özgürlük diye bağırıyorlardı
    minareler, kümbetler titriyordu damar damar.
    gırtlaklardaki düğüm çözülüyordu
    çınlatıyordu dört yanı türküler, naralar.

    çınlatıyordu istanbul'u duman duman
    dalgalar gibi, dağlar gibi
    çırpınan çocuk göğüslerinde
    bütün türkiye özgürdü şimdi.

    birden güneş kayboldu korkusundan,
    aldı başını gitti rüzgar,gelmez oldu erguvan kokuları,
    birden öbür yana savruldular ağaçlar.

    karaydı motor sesleri, gölgeler kapkara
    birden dolup yaştı meydanlar.
    kılıçlar uzundular, sopalar uzun,
    namlular genişti, karaydı kuyular kadar.

    ah kader, beklenmedik yolcu!
    sen hep ters zamanda gelirsin.
    umut isteriz, özgürlük isteriz yüz yıldan beri
    geçer karşıya dikilirsin.

    ah kader beklenmeden gelirsin
    bir yanda kılıçlar, sopalar, kara namlular
    bir yanda özgürlük diye, onur diye
    açılmış tertemiz avuçlar var.

    bir yandan bilim, çalışma, inanç
    türküsü söyliyen dudaklar var.
    bir yanda kahpelik, kalleşlik
    küfürler, tekmeler, kurşunlar var.

    durdu iki yaka, bir an durdu,
    hayvanlar bile gitmedi üstlerine.
    birden kara gölgeler uludu,göğüslerine.

    yaşamaya son kurşuna kadar!
    son kurşun akadar bilime.
    tüzeye son kurşuna kadar!
    son kurşuna kadar en güzele, en iyiye.

    bayrak gibi saçlar darmadağın
    kız mı, erkek mi belli değildiler,
    kanrevan içinde, ter içinde
    özgürlük istiyenler devrildiler.

    sonra herşey sustu, meydan sustu
    sustu özgürlük diye inliyenler.
    minareler, güvercinler, lambalar ağladı bütün gece
    beyazıt meydanında gördü gidebilenler.
    son kurşuna kadar boşalttı
  • olaylardan bir ay sonra 27 mayıs ihtilali gerçekleştiğinde, hürriyet gazetesi, "teklif ediyoruz" başlığı ile aşağıdaki baş yazıyı neşretmiştir:

    "28 nisan 1960 perşembe...

    atatürk'ün cumhuriyeti emanet ettiği türk gençliği, (en hakiki mürşitin beşiği) (üniversite) bahçesinde, atatürk gençliğine yakışır bir vekar içinde, göğüslerini dolduran hürriyet ateşi ile türk milletinin en samimi hislerine tercüman olmuş, onların hep bir ağızdan göklere yükselen "hürriyet" âvazelerine, silâh ve ateşle mukabele edilmişti. bu vatan toprağında, 507 senedir türkün olan tarihi şehir istanbul'da, bu masum evlâtlarımız üzerine sıkılan kahpe kurşunlarla şehit olanların, uğrunda öldükleri ideal, bugün tanrıya şükürler olsun tahakkuk etmiştir.

    hürriyet mücadelesinin bu kahraman şehitlerini milletçe tazim ile anıyor, büyük türk milletinin bu aziz evlâtlarının, aziz ruhları önünde saygıyla eğiliyoruz.

    bu gaye ile, üniversite bahçesinde aziz üniversiteli şehitlerimiz için bir anıt dikilmesini ve bu anıtın üzerine, bu kahraman vatan evlâtlarının isimlerinin hakkedilmesini teklif ediyoruz.

    ileride bu milletin "hürriyet"ine kastedecek bedbahtlar çıktığı takdirde, bu anıt ve üzerindeki yazılardan ibret alsınlar ve her senenin 28 nisan günü, ömürlerinin baharına doymamış, "hürriyet" şehitlerimizi, üniversitemiz önünde, hür ve mesut birer vatan evlâdı halinde şükranla anmak bize ve bizden sonra gelecek nesillere müyesser olsun."
  • "fakültenin yanı demirden köprü
    fakültenin önü bir sıra kavaktı
    biz, bir garip, yigit kişiydik
    bütün hürriyetler bizden uzaktı" *

    (bkz: fakültenin önü)
hesabın var mı? giriş yap