• amerika'nın enerji alanındaki marshall planı olarak tanımlanan, şimdilik 11'i nato üyesi 12 ab üyesi ülkeyi kapsayan ruysa ve çin'i önleme projesi. proje kapsamında karadeniz, adriyatik denizi ve baltık denizi (muhtemelen akdeniz de dahil edilecektir) alanları üzerinden yeni enerji nakil hatları/koridorları geliştirilmesi öngörülüyor. ne yazık ki bu proje aynı zamanda türkiye'nin libya ve doğu akdeniz'deki politikalarını da çok daha içinden çıkılmaz hale getirecek gibi duruyor.
    konu hakkında şurada ayrıntılı yorum yapılmış. olduğu gibi aktarmak istiyorum:

    --- spoiler ---

    abd'nin konferans'ta önerdiği 3 deniz inisiyatifi projesi.

    proje; 11'i nato üyesi olan 12 ab üyesi ülkeyi kapsıyor. bu ülkeler:
    avusturya, bulgaristan, hırvatistan, çekya, estonya, macaristan, litvanya, letonya, polonya, romanya, slovakya, slovenya.

    amerika tarafından hazırlanan projenin en temel amacı; avrupa ülkelerini rusya'nın enerji bağımlığından çıkartmak, rusya'nın ve çin'in proje kapsamındaki deniz ve ülkelerdeki askeri/ekonomik/teknolojik etkinliğinin artmasını önlemek.

    proje ilk olarak 2015 yılında gündeme getirildi. bu dönemde abd; almanya'nın rusya ile birlikte yaptığı kuzey akam 2 projesinden çekilmesini dayatmış aksi halde yaptırımlar uygulanacağını açıklamıştı.

    amerika, aynı açıklamasında türkiye'yi de, rusya ile yürüttüğü türk akım projesinden çekilmesini aksi halde yaptırım uygulanacağını belirtmişti. abd dışişleri bakanı pompeo; enerjide marshall planı olarak tanımlanan bu projenin altyapı yatırımı için 1 milyar dolarlık bir bütçe hazırlandığını açıkladı. tıpkı, çin'in bir kuşak bir yol projesi'nde yaptığı gibi, 3 deniz inisiyatifi projesinin altyapı maaliyetleri abd tarafından karşılanacak.

    yukarıda da belirttiğim gibi proje ile, abd'nin iki küresel rakibinin; rusya ve çin'in aşağıdaki alanlarda durdurulması hedefliyor:
    1- rusya'nın avrupa ülkeleri üzerindeki enerji egemenliği,
    2- çin'in bir kuşak bir yol projesi,
    3- rusya ve çin'in sözü edilen bölgelerde ticari ve askeri deniz hareketliliği,
    4- rusya ve çin'in sözü edilen ülkelerdeki ekonomik etkinliği,
    5- çin'in #avrupa'daki teknolojik etkinliği.

    bunlar neden önemli ve neden abd, rusya ve çin'in bu adımlarını bertaraf etmek için kesenin ağzını düşünmeden açabiliyor:
    1- yukarıda saydığımız her bir unsur, ab ülkelerinin rusya ve çin'e bağımlılığını artırıyor.
    2- çin ve rusya'nın yukarıdaki alanlar üzerinden ab ülkelerindeki etkinliklerinin artması, aynı zamanda nato paktının da geleceğini ve mevcut gücünü etkiliyor.
    3- yukarıdaki etkinlik alanları ve karşılıklı ekonomik-askeri-teknolojik geçişgenlik; abd'nin uzun yıllardır yürüttüğü ab/avrupa ülkelerini rusya ve çin'den kopartarak, bu iki ülkeyi temel tehdit unsuru haline getirerek kendisine yedekleme politikasının altını boşaltıyor. elbette almanya, fransa, ingiltere vd rusya ve çin ile rekabet halindeler ve tehdit olarak görüyorlar.

    ancak bunu, abd'din dayattığı gibi bir yarılma, ayrışma, izolasyon konusu haline getirmek istedikleri şüpheli. belki burada kısmen ingiltere'nin abd ile aynı noktada olduğunu söyleyebiliriz.

    bu proje, türkiye'nin dışta tutulması, türk akım üzerinden tehdit edilmesi, bypass edilmesini gündeme getirmesi bakımından da oldukça önemli. zira sözü edilen 3 denizden birisi, bizim kıyıdaşı olduğumuz karadeniz'dir. bir diğeri ise adriyatik denizi'dir. bu durum:
    1- karadeniz'de güvenlik risklerinin oluşmasını beraberinde getirebilir.
    2- türkiye'nin içinde yer almayacağı yeni enerji nakil hatlarını gündeme getirecektir.
    3- türkiye'nin bir şekilde projeye-sürece dahil olmaması halinde türkiye-abd ayrışmasını daha da derinleştirebilir. dahil olabilmesi durumunda ise rusya ile ilişkileri ve enerji ortaklığı tartışmaya açılacaktır.

    buyurun size doğu akdeniz'deki sorunlu süreci tamamlayarak çok daha büyük bir çıkmaz yaratacak yeni bir sorun!
    --- spoiler ---
  • ekşişeyler'de karşıma çıkınca ben de iki kelam etmek istedim. bu kapsamda yapılmaya başlanan, yapılması planlanan bazı projeler mevcuttur.

    bunlardan bir tanesi, litvanya'nın tek liman şehri olan klaipeda ile yunanistan'ın diğer bir liman kenti olan selanik arasında yapımına 2006 yılında başlanan bir otoyol projesidir.
    via carpathia projesi için bkz

    şimdi google maps, normalde bu iki şehir arasındaki ulaşımı şu şekilde göstermektedir.
    bu proje ile çekya'ya uzanıp kıvrılan yol yerine, direkt düz bir şekilde ulaşımın sağlanması hedeflenmekte.
    edinebildiğim bilgilerden hareketle tamamlanacak olası ulaşım hattı ise şu şekilde olacak.

    bu liman şehrinin ulaşım ağı açısından önemi için bkz

    - kara yolunun yanında polonya ve hırvatistan arasında doğal gaz transferini yapacak bir boru hattı planlanmakta.
    - bunun yanında italya'nın bologna şehrinden başlayıp doğu ve batı avrupa'nın ortasından geçerek varşova'ya uzanan bir koridor açılması da planlanıyor.
    baltic-adriatic coridor
    - prag'dan başlayıp helsinki'ye uzanacak diğer bir proje için bkz european route e67.
    - ve bir dizi bağlantılarla, limanlara dek uzanmasıyla taşımacılık işlevini epeyce yükseltecek bir demir yolu projeleri mevcut: bkz rail baltica

    bütün bu projelerin sonucunda karşımıza şöyle bir ulaşım ağı çıkmaktadır:
    bkz

    peki bu bize neler anlatır?

    şahsi kanaatim, mavi ve kırmızı çizginin oluşturduğu hattın tamamen rusya'ya yönelik bir önlem olduğudur. soğuk savaş dönemindeki o iki kutuptan (nato vs varşova paktı) geriye sanki sadece (nato vs rusya) kalmış şeklinde bir sınır gördüm. yani rusya'ya karşı abd, kuzey avrupa ülkelerini yanına çekerken bu ülkeler üzerindeki olası rusya tehditlerine karşı da bir önlem/hazırlık almakta.

    diğer renklerde ise, her ne kadar baltık - karadeniz - adriyatik denizi arasında bir bağlantı gibi gözükse de yunanistan ve italya sayesinde abd'nin bir ayağının da akdeniz'de olacağını düşünmekteyim.
    ilerleyen yıllarda olası bir doğu akdeniz sorunu (das) kapsamında yunanistan üzerinden avrupa birliği'nin sesi de daha çok çıkacaktır. çünkü böylesi bir proje sonrası das, sadece akdeniz ülkelerinin meselesi halinden çıkıp bu proje kapsamındaki ülkelerin de söz hakkının olduğu bir meseleye dönüşebilir.

    niye böyle söylüyorum? çünkü israil, kıbrıs, yunanistan, italya arasında kararlaştırılan eastmed projesi kapsamında yeni bir ulaşım hattı planlanmıştı. bkz eastmed proje haritası
    ileride bu 3 deniz inisiyatifi, bu ulaşım hattı ile bağlantılı olabilir.

    tabii yine tüm bunlar çıkarımlardır. gerçekte abd ne planlamaktadır, diğer ab ülkelerinin yaklaşımları/tutumları ne olacaktır tam bilemeyiz.
    biz kendi açımızdan olaya bakarız.

    hem karadenizde hem akdenizde limanları bulunan, 3 tarafı denizlerle çevrilmiş, asya ile avrupa arasındaki bağlantı köprü konumunda bir ülkenin, böylesi bir ulaşım mekanizmasının düşünüldüğü projede saf dışı bırakılmasını stratejik olarak pek anlamlandıramadım.
    belki de bilerek böyle yapılıyordur.
    nasıl ki geçmişte marshall planı'nda ilk başta türkiye'ye yer verilmediyse, bu inisiyatifte de bizim için bir rol biçilmemiş.
    zamanı gelince de tıpkı geçmişte olduğu gibi bizim yalvar yakar, el pençe divan şekilde bu projeye katılmayı istememizi bekleyeceklerdir.

    bu yüzden geleceğe şimdiden güçlü hazırlanmak adına öncelikle doğu akdeniz sorunu'nu lehimize olabildiğince sağlam bir şekilde halletmemiz gerek.
  • trump'dan once baslanmis bir projedir. komplocu arkadaslara, agizlarinin suyu akmaya baslamadan soyleyeyim, covid19'a denk gelmemistir. aralarinda bir iliski yoktur.

    (bkz: http://three-seas.eu/)
hesabın var mı? giriş yap