*

  • halen hatırlandığında hayal gibi gelen maç..ayrıca ali sami yenstadındaki real madrid macına cok benzemektedir..
  • cok enteresan bir mactı. kimse son dakikada penaltı oldugunu anlamamıstı.
  • sanirim hakan sukuru eski psgli bruno ngotty dusurmustu.
  • bir arkadasimin dogumgunu sebebiyle kalabalik bir sekilde, buyuk bir heyecanla maci izliyorduk, ilk yari skorunun 1-1 olarak sonuclanmasi insanlari partiden alip goturmus, kimi halinin uzerine coreklenmis, kimi kanepede, koltukta kendine bir yer edinmis, 15 dakikalik arada mac yorumu yapmaya baslamistik. lakin ikinci devrenin basinda yedigimiz gol, tum salonu derin bir sessizlige soktu, ardindan insanlarin bir kismi maci izlemekten vazgecti, lakin ben ve bir iki arkadasim tv'nin karsisindan ayrilmadik. cunku takim bastiriyordu. yanlis hatirlamiyorsam macin bitimine 15 dk kalmisti ve cimbomumuz 2-1 yenikti, herkes tamam bu is bitti, kapatin tv'yi de buraya gelin derken, ben o an herkesin rahatca duyucagi sekilde sunu soyledim "arkadaslar galatasaray 2 gol atip bu maci kazanicak, buna eminim".. tabi herkes guldu bana.. bunu dememden belki de 5-6 dakika sonra hakan sukur'un o muhtesem golu geldi, firladik yerimizden, aslan cimbom nidalari atmaya basladik, millet de killandi bana ama hala cogu kimse 3. golun gelecegine inanmiyordu fakat bir umut da belirmemis degildi. herkes oturdugu yerde bir oraya bir buraya donuyor, hop oturup hop kalkiyor, kipir kipir yerinde duramiyordu. ve bir anda o mubarek penalti gerceklesti.. ben bir arkadasin uzerine zipladim, biri benim kafamin uzerinden diger tarafa uctu*, biri o kanepeden obune atliyordu, manyakca anlamsiz bagirtilar icine girdik, sonra umit topu penalti noktasina yerlestirirken hepimiz birbirimizi $$$$tttt sessiz olun komutlari cekiyorduk, kizlar tv'ye yuzlerini donduler, benim ise kalbim yerinden cikacakmiscasina atmasina ragmen bu ani kacirmak istemedigimden halinin uzerinde diz ustu cokmus tv'ye odaklanmistim.. gol oldu, cok sevindik tabi ama kesinlikle hakemin penalti anindaki gibi bir sevinc degildi bu, sanki o penalti karari gercek golmus gibiydi bizim icin.. o gun bugundur o arkadaslarla nostalji yaptigimizda mutlaka soylerler bana "oglum ne muneccimdin sen o gunu be" diye.. unutulmaz macti.. unutmadik.. bu mac bir donum noktasiydi galataray icin.. takimi 17 mayis 2000 galatasaray arsenal maci'na tasiyan belki de en onemli etkendi..
  • bazı maçlar vardır, hafızalara kazınır. yıllar yılı konuşulur, nesilden nesile anlatılır. bu işte öylesine bir karşılaşma oldu. cok garip bir mactı. hani anlatılmaz da yaşanır cinsinden olanlar varya.. aslında umutlar iki mac önce kendi stadımızda ingiliz takımından bes yiyince bitmisti gibi, fatih terim bile bu olayı içine sindirememis
    bursa'ya yedeklerle gitmişti, sonra almanya'ya ilk maçta hakem sayesinde kurtulan herta berlin macına gitmiştik. orada da ilk yarı hüsrandı. ikinci yarı şahlandı galatasaray, hakan şükür eski günleri hatırladı iki tane arka arkaya golleri çaktı. herta'nın eşortmanlı kalecisi donunu çekmekten başka bir şey yapamıyordu. şaşmıştı. halbuki ne hayaller kurmuştu. neyse suat, emre, okan, tugaydan oluşan ortasaha kendine gelmişti. ard arda iki gol daha attılar. umutları son milan macına bıraktılar. zor bir mactı, gruptaki diğer macın sonucuyla bu macın sonucu cok önemliydi. milan yenerse şampiyonlar liği'ne devam edecek, beraber kalırsa uefa'ya gidecek, yenilirse avrupa'ya veda edecekti. o zamanlar milan'da shevchenko, weah, guly, serginho, bierhoff gibi yıldızlar vardı. sonra besiktas'a da gelecek olan giunti'de milan'ın iki golünden birini atmıstı. attıktan sonrada güzel bir sevinc stili vardı zaten. bir de kalede genc abbiati vardı. o zamanlar milan bir türlü dikiş tutturamıyordu. devamlı deneme içindeydi. bu futbolcularla en az uefaya gitmek istiyorlardı. neyse galatasaray oyuna başladı ama sakatlıktan yeni kurtulan weah, dün gibi hatırlarım, shevchenko'nun kapalının önünden, ahmet'in yanından geçişi ve attığı pasla ilk golü attı. zaten bizde umut yok. fıss. sonra allah'tan capone kornerden bir karambolden gol atmışdı da ilk yarı bir bir bitmişti. daha sonra ikinci yarı başladı. milan'a gol gerekti ama defans güvenliğini sağlama almışlardı, giunti boş durur mu 50. dakika da milan'ı öne geçiren gol geldi. şaşmıştık. hayaller tükenmeye başlamıştı. ses çıkmıyordu ağızdan, hagi oyundan cıktı. bücürlerden bir türlü olumlu pas atamıyorlardı. bu arada ingiliz takımda öne geçince milan şampiyonlar liğine katılacak olmanın rahatlığıyla iyice defansa çekildi. hakan şükür tek başına bir şeyler yapmaya çalışıyordu ileride. ergün ve hakan ünsal'ın paslamasıyla dakika 86.da bir orta oldu kral'a doğru. kral kalecinin uzanamayacağı köşeye topu attı, top havada süzülürken gözlerim filelere bakıyordu, eğer havalanırsa goldü benim için. gol olmuştu. tribün yıkılıyordu. göz gözü görmüyordu. birden sihirli bir el dokunmuş gibi stad kendine geldi, kan içmiş vampirler gibi sahadaki 11 canlandı. fatih hoca klasik hareketi olan ileri cıkın seslenişleriyle macın başlamasını bekliyordu. o anda ben galibiyeti aklımın ucundan geçirmiyordum. milan'lı futbolcularda mağlubiyeti düşünmüyorlardı ki abbiati topu kale içinden çıkardı hemen arkadaşlarına verdi, oyuna hızlı başlayıp gol atmak istiyorlardı. o anda stad coşmuştu, üçlü ardına üçlü. yeni açıkta bulunan ben delirmiştim desem yeridir. neyse maç bitime doğru gidiyordu. bücürler ortadan, ümit sağdan, allah'tan o gün suat sakatmış, ergün, hakan soldan içeri girmeye çalışıyordu, milan'da takat kalmamıştı, bierhoff'u oyuna aldılar ama o da ne sağdan bir orta kral topa kafa atmak için havalanıyor sağolsun ayala hakan'ı aşağı çekmeye çalışıyordu, bir düdük çaldı, hakan şaşırdı, tribünler iki üç saniyelik bir şaşkınlık geçirdi, korner mi penaltı mı? penaltı penaltı penaltı. dakika 90 penaltı. aman allah'm bugünleri de mi görecektik. buna kalp mi dayanır. hagi cıkmıs kim vuracak. gol olacak mı. mucize gerçekleşecek mi? yine mi boynumuz bükük ayrılacağız şu staddan. gol olsun allah'ım, gol tek isteğim bu.. ümit geldi sessizce topun başına, staddaki bütün enerjiyi topladı arkasına, abbiati golü yerse olacaklardan haberdar ama o uğultu yok mu o uğultu, haydi oğlum, haydi ümit sesleri yok mu, ümit geliyor, geliyor, geliyor, vuruyor vuruyor, top süzüldü gol gol gol gol gol.. inanılmaz bir olay bu. gol oldu. 3-2 oldu. galatasaray son dakikaya galip girdi. ümit kosuyor kapalının önünden, bak taffarel koştu geldi oraya, tribünler karıştı, herkesin yeri değişti, çıldırdı millet bu nedir allah'ım. bu sevinç anlatılır mı? çağırsak mı homeros'u. dayanır mı yürek. dayanmaz. bit be mac bitte kurtulsun şu çarpan kalp. bir daha kriz miriz dinlemez zaten bu mactan sonra.. bitti işte o mac bitti. bu topraklarda avrupa kupası alan takım var dedirtecek mac bitti işte. allah'ım sana şükürler olsun.bir mucizeydi bu... türk futbol tarihinin içine altın harflerle işlenecek bir mucize... teşekkürler çocuklar, teşşekkürler galatasaray ve fatih terim, seni de unutmadık kral, unutmayacağız da...
  • halen birinin beni uyandırıp, bunun bir rüya olduğunu söyleyecek diye korktuğum maç. seneler geçti ama o gün yaşananları halen kafam almıyor.
  • turk futbol tarihinde iz birakan unutulmaz birkac mactan biridir
  • (bkz: yendik mi lan)
  • lisede okudugum esnada oynana ve soguk bir kıs gunune denk gelen,dun gibi hatırladıgım mac..

    ilk yarı izlenir ve skor gorulur.sonrasında sabah 6 olmadan uyanacak olan bunye haftasonundaki cok uyumaktan kalan kredisini carsambaya gelmeden tukettiginden goz kapakları kapanır.zaten gs magluptur gidisat da iyi degildir.neyse yatılır ve uyunur...sabah 6 bucuk otobusune binildiginde skor hala ogrenilmemistir ve bunye bu durumdan rahatsızdır.bi abiye (bkz: abi) sorulur ve 3-2 yanıtı alınır.ama uyku sersemliginden olsa gerek bu skor gs yenilmis olarak kabul edilir.gercek otobus uskudara vardıgında bizi bekleyen arkadasın elindeki star gazetesine bakıldıktan sonra anlasılır..gs li olunmamasına ragmen cılgın atılır ve sevinip cosularak okula gidilir.
hesabın var mı? giriş yap