• kuşkusuz bizim için şampiyonanın en önemli ve zevkli maçlarından biri olacaktır. türk dirkün orijinaliyle eşleşmesi ve patlamasını, hatta nowitzki'ye polak asıllı germen selvi boylum al yazmalım* dedirtmesini umduğumuz okazyon.
  • yarınki maçın sonucunu dirk nowitzkiden yiyeceğimiz sayılardan çok yanındaki elemanlardan ekstra sayı yiyip yemememizin belirleyeceği maç.
  • türkiyenin bu maçtaki rakibi almanya değil, "bu maçı kazanmak zorundayız" stresi ve dünkü mağlubiyetin acısı olacaktır. eğer dünkü kaybı normal karşılayıp, bugün de, çok süper değil normal oynumuzu bile sahaya koyabilirsek bu maçı kolaylıkla kazanabiliriz.

    nowitzki ye özel önlemi unutacağız bir kere. adamı savunsan da savunmasan da 30 sayı atıyor. çok iyi savunursak belki 25 atacak, kötü de savunursak 35 atar. önemli olan almanya nın diğer ortalama oyuncularını maça dahil etmemek. böylece her topta nowitzki yi arayacaklar ve maçın kırılma anları geldiğinde nowitzki yorulmuş olacak. her hücumda da topun mutlaka bir sefer nowizki nin savunduğu adamın eline verip onun nowitzki yle bir 10 saniye harcamasına razı olmalıyız. bu adam dün 43 dakika oynadı, mümkün olduğunca bundan faydalanmalıyız.

    almanlar tıpkı bizim gibi pg mevkiinde biraz sıkıntılılar. onların -bizden de kötü olarak- ellerinde bir vasat ve bir de kötü pg var. bizim hiç değilse, vasat olsalar bile aşağı yukarı aynı seviyede oldukları için değiştirip değiştirip oynayabileceğimiz 3 pg miz var. bunlarla, zaten kötü olan guardlarına baskı yaparsak, bir çok fastbreak sayısı bulabiliriz. bundan da önemlisi maçın temposunu sürekli kontrol etmiş oluruz.

    neticede psikolojik faktörlerden arınabilirsek, rahat bir galibiyet beklediğim maçtır.
  • türkiye'den galibiyet beklemediğim karşılaşma. almanya alır, türkiye alır onu bilemem ama bir takım rahat bir galibiyet alacaksa bu kesinlikle almanya olur. bir kere nowitzki faktörü bizde 4 oyuncuya bedel. bunun yanına bize her zaman ters gelmiş olan femerling faktörünü de ekleyince memo'nun etkisi minimize edilmiş olur. geriye mücadele etmekten başka kozu olmayan uzun oyuncular ve deli dolu guardlarımız kalıyor. lakin sakat olan serkan dışındaki guardlarımız dolu olmaktan çok deli olmakla meşguller.

    almanya'nın hücum potansiyeli elbette bir litvanya değil. ancak turnuvanın en büyük yıldızına sahipler. o yıldız öyle bir oyuncu ki oynasa da kenarda otursa da sahada etkisini hissettiriyor. almanya'da bir oyuncu yanlış hareket yaptığında önce nowitzki'den sonra coach'tan özür diliyor.

    bizim takım ise takım değil. ibrahim üç kişi üzerinden üçlüğü sokarsa galip geliyoruz, sokamazsa yerin dibine... doğru olan, soksa bile yerin dibine sokmamız...

    sayı olan atışlar vardır, sayı olmayan atışlar vardır ama en önemlisi doğru atış vardır, yanlış atış vardır. bazen yanlış atıştan da sayı çıkar, bazen doğru atıştan sayı çıkmayabilir. ancak önemli olan doğru atışa destek vermektir, yanlış atış basket oldu diye vay efendim ne oyun demek değildir.

    biz hep yanlış atış yapıyoruz. sonra dua ediyoruz ki girsin. girse de girmese de yeniliyoruz farkında değiliz. galibiyet/ mağlubiyet topun havada potaya doğru olan süzülüşünde değil, elden nasıl çıktığında.. işte onu kaçırıyoruz... diyelim bu atışı soktun, almanya'yı yendin. ya sonra?
  • maça iyi başlamamız durumunda strese girmeden kazanabilecegimiz bir maçtır. en büyük rakibimiz kendimiz zira ilk şutunu sokamadıgı zaman oyuna küsen oyuncularımız pek çok nedense her sporda pek bir duygusalız, pek bir kırılganız.

    bu maçta en önemli performansı hucumda göstermemiz gerekiyor diye düşünmekteyim zaten nowitzki yi durdurabilmemiz gibi bir durum pek mümkün gözükmüyor, hatta buna çalışmamak daha bile mantıklı bence aksi taktirde ilk çeyrekte ersan ve hidayet 3'er faul görebilirler.

    hucum perfomansında ermal ve mehmet in performansları çok önemli, bu oyuncuları pota altında ne kadar topla buluşturabilirsek sayı bulma sansımız o derece fazla olacak.

    (bkz: teşekkürler 12 dev adam)
  • dunki oyununu surdurdugumuz takdirde muhtemelen kaybedecigimiz mactir.herkesin bildigi gibi nowitzki almanyanın tek silahıdır.butun savunma sistemi ona gore yapılacak,onu savunan kisi bize maci kazandırcak veya kaybettircektir.litvanya yenilgisinden sonra mutlaka kazanmamız gerekmektedir aksi takdirde gruptan cıkmamız zor.hem teknik ekibin hemde oyuncuların kendine gelmesi lazım,gerçek turkiye dun ki takım degil cunku.
  • ilk periyodunda turnuvadaki kötü oyunumuzu istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye devam etmekteyizdir. set yok, pas alışverişi yok, takım oyunu yok. ne zaman hücuma geçsek oyuncular sanki hayatında ilk kez basket oynuyor havasında. bir tek, o da zaman zaman biraz hırs, biraz mücadele. çok saç baş yolacağız bu turnuvada.
  • adettendir;
    (ara: almanya yenilince)
    bu maçla ilgili buradan espri çıkarabilirdim ama kolayına kaçırıyorum. siz çıkarın
  • benim favori kismim nowitzki oyunda degilken bile almanya'nin bizimle dalga gecerek oynamis olmasidir. tanjevic gitsin ridvan dilmen gelsin.

    edit: tek basina ridvan dilmen'in yetmeyecegine ve hakan sukur'un de kadroya dahil edilmesi gerektigine karar verdim, hem eskiden basketbol oynamis kendisi. hos, bir point guard olarak cihan haspolatli'nin bile daha kotu bir oyun cikarabilecegine inanmiyorum.
  • israrla serbest atis atamadigimiz mac..nowitzkinin hafiften isinmaya basladigi mac..inceden kopmaya baslayan mac..japonyada oynayan o gaz takimla simdiki ruhsuz takim ayni takim mi diye düsündüren mac..
hesabın var mı? giriş yap