• bu filmi izlerken bir film değilmiş de yaşadığım bir şeymiş; bir anı ya da manzara gibiydi ben için. çok az film var bu türden. (en azından benim izlediğim.) ciddi bir şey görüntüyü seyirciye aktarabilmek, ciddi ve azim gerektiren bir iş. yönetmene başarısı ve çabası için teşekkür etmek gerekir. acılı bir şiirdi sanki geçen tüm süre. roller ve çekim teknikleri gayet başarılı. herkesin beğeneceği (yani çoğunluğun) tarzda bir film değil. lakin izleyin derim.
  • tanım: kalp kanseri

    olaylar öylesine acı, öylesine elem, öylesine kan donduran cinsten ki... bedende ve ruhta bıraktığı etkiye bakarsak bu tanımı yakıştırmak sadece mecaz olarak kalmaz. gerçek bir olay olsa da, olamayacağına inanmak isteyeceğimiz kadar acı bir film!

    sene, aşağı yukarı bizlerin doğduğu sene, 1987. bizler ciğerlerimize daha üç beş doğru dürüst nefes çekmişken, sadece 700 km ötemizde, istanbul'a, antalya'dan da yakın mesafede; bizim kıyılarımıza çarpıp dönen dalgaların geri ulaştığı sahillerde, yaşanan dramlardan bir kesit sadece.

    dönem, demir perdenin son yönetmenlerinden çavuşesku dönemi. yozlaşmış komunizm ve çökme dönemindeki siyaset ile birlikte, dibe sürüklenen ve birbirinden kopmuş halk kitlelerinin dönemi. parasızlık diz boyunu geçmiş, fakirlik ahlakı satın alır olmuş... arada madalyon şeklinde insanlar dolaşıyor sokaklarda. her birinin görünen yüzünde başka bir maske, görünmeyen yüzünde başka bir maske var. kimi yardımsever gözüken kokuşmuş bir burjuva, kimi dost gözükmesine rağmen insanı binbir derde sokan bir oda arkadaşı. kimi aile babası gözüken bir merdivenaltı kürtajcısı, kimi papaz gözüken sapık... madalyon insanlar her yerde, fakat kimse kolundan tutup da madalyonların sırtına bakmak istemiyor. her madalyonun arkasında ayrı bir utanç, ayrı bir hikaye, ayrı bir dram. trajedi maratonu koşmuş, yorgun, bitik insanlar ülkesi...

    ve üstüne, kadın olmanın her devirde zor olduğunu, dünyanın bugünkü boktanlığına bakınca, daha uzun süre daha zor olacağını gösteren bir film. ağır dramları merak eden ve kanser olmak isteyenler için kaçırılmaz bir başyapıt.

    rasyonel anlamda da; yakın dönem romen sinemasının en iyi filmlerinden. (recep ivedik'lerini saymazsak pek bi romen sinemasından da bahsedemeyiz gerçi) sinefillerin izlemesini, sıradan seyircinin izlemeyip dertle, tasayla uğraşacağına romantik komedi falan izlemesini tavsiye edeceğim film.

    9/10
  • izlerken içimi paramparça eden başarılı dram filmi. yönetmen cristian mungiu'nun dramı dibine kadar yaşattığı ve üstelik 2007 yılında altın palmiye ödülünü de alan filmdir.
  • olayın gerçekliği, tarihi veya olabilitesini bilemem fakat film konu ve anlatış açısından çok iyi

    bir de izlerken, filmdeki her karakterle bizim insan tiplerimizi bağdaştırabildim bilemiyorum belki benziyoruz belki benim paranoyaklığım.
  • 2007 tarihli romen filmi.

    bir kürtaj hikayesi, yavşak doktor, aptal kızlar, gıcık sevgilinin sempatik ailesinin gıcık dostları.

    her şey bir gerilim şeklinde giderken, sanat filmi gibi bitirme manyaklığı.
  • yine her yere kadinlarin yasadiklari zorluklari konu edinen,cok enteresan tuhaf bir film.film biterken bile bittigini anlamiyosunuz.sanat filmi tarzinda.kameraman cekis acilari olaganustu.yalniz kurtaj olan kiz arkadasina sanki sen mecbursun benim icin der gibi bi garip rahat davranmasa iyiydi.kurtaj bu kadar iyi anlatilir.
  • cristian mungiu'nun belki de en önemli filmi. filmin 10.cu dakikasında göğsünüze bir öküz oturur ve son saniyeye kadar da kalkmaz. nefes mi alsam filme mi baksam şeklinde izlersiniz filmi.

    film, çavuşesku dönemi romanyasını çok farklı açılardan ele alıyor. konu itibariyle ülkede yasaklanmış ve insanları çaresizlikten hotel köşelerinde kürtaj olmaya iten yozlaşmış sistemin bir eleştirisi olsa da, arka planda sınıf çatışması, ülkenin her yerine bulaşmış insanı canındandan bezdiren bürokratik engeller, eline geçen en küçük fırsatı değerlendirmeye çalışan şantajcı zihniyet, saatlerce şeker, un, ekmek kuyruklarında bekleyen insanları görüyoruz.

    yönetmen izleyiciye sadece kapkaranlık sokaklarıyla 1987 yılı romanyasını değil, ülkenin içinde bulunduğu kabusu ince ince yediriyor ve film bittikten sonra nasıl yani, bu nasıl olabilir dedirtiyor.

    mungiu'nun diğer filmelerini de beğenen biri olarak asla bu noktaya ulaşamayacağını düşünüyordum. ne zaman son filmi graduation'ı izledim o zaman aynı duygu yoğunluğunu yaşadım. bence romanya sinemasının en önemli temsilcilerinden.
  • romanya yeni dalga sinemasının çok güzel bir örneği, inanılmaz ağır, dokunaklı film.

    filmin yalın halinin de etkisiyle soğuk bir havanın sürekli yüzüme vurduğunu hissettim. devlet tarafından yasaklanan şeylerin insanların hayatında nelere yol açabileceğini insanın suratına çarparak gösteriyor film.

    not: izlerken aklımın bir ucunda hep türkiye'nin olması ise ayrı bir üzücü.
  • rastgele tv'de denk gelip izledigim basarılı romen filmi. sovyetlerin parcalanmasına yakın bir donemde geciyor film. cavusesku'nun ulke nufusu artırma politikarının oldugu, kurtaj yaptırmanın suc sayıldıgı bir ulkede ve bu yetmezmis gibi 25 yaşından sonra çocuğu olmamış evli veya bekar erkek ve kadınlara %10 ile %20 arasında değişen özel vergilerin yuklendigi bir donemi dusunun bu filmi izlerken.
  • bittiğinde, youtube'dan çavuşesku çiftinin kurşuna dizilme sahnesini izleyip rahatladığım film.
hesabın var mı? giriş yap