• (bkz: 4jd4r 4n1k)
  • fragmanında son feci bisikletin sesini duyunca dikkatimi çeken film.
  • burası dutluktur, dutluk kalacak. rez.
  • bugün sinemadaki ergen istilasının sebebi sanırım.
  • tek kelimeyle ergen filmi.oyuncular gayet iyi,oyunculuklar iyi,karakterler iyi ama o kadar yetenekli oyuncu birşeyler yapmaya çalışmış olmamış.11-17 yaş için belki izlenebilir.son olarak müdür hoş bir detay olmuş.
  • türkiye'de çekilmiş en profesyonel gençlik filmi diyebilirim.

    oyunculuk olarak vasat biri bile yoktu diyebilirim. gözde mutluer'i tanımıyordum, ilk kez filmde izledim ve bayıldım. film eleştirmeni bir arkadaş "o kız hep aynı" dese de filmdeki karaktere cuk oturmuş o aynılık. umarım bilinçli karar verilmiş bir şeydir de yetenekli kadın oyuncularımıza +1 eklenir.
    cemrehan karakaş gerçekten efsane keyifli sahneler izletti. buraya yazmazsak taş oluruz.
    cihan şimşek'i şahsen tanıdığım için pek objektif bakamayacağım ama en güzel sahnesi kurguya kurban gitmiş gibi gözüktü gözüme. güzelim oyuncu var, güzel bir dram ardından komedi sahnen var. her şey bu kadar iyiyken genelden bağlama lüksün yok arkadaş o sahneyi.

    hikaye klasik ergen hikayesi işte. mecbur kalmasam izlemezdim ama mecbur kalınca da neredeyse hiç can sıkmadan sonunu getirtti.

    sözün özü 100.000 barajını 3 günde rahatlıkla aşacağını düşünüyorum filmin. aşmalı da zaten. içinden en az 3 yetenekli oyuncuyu kazandıracaktır sektöre. talep eden tayfanın ergen olmasına dayanarak sikindirik açı, plan ve oyuncularla çekmedikleri için de fabrika yapım ve taff tebriği hak ediyor. umalım güzel izlensin de "iki göt göbek koyalım fragmana nasılsa izlenir" zihniyetinden kurtulup hakkıyla film çektiğimiz dönemlere döneriz.

    ergen filmidir evet ama hakkıyla çekilmiş bir ergen filmidir. hakkıyla çekilmiş her film de güzeldir kanımca.
  • tanıtım videosunun -fragman bile değil- yarısında çıktığım ergen videosudur. iphone 6'yla çekilmiştir. lise 2 öğrencileri tarafından yazılmış ve oynanmıştır. bu videoyla ilgili daha fazla konuşmayı bile kendime zül sayarım.
  • kitap filmden daha başarılı yine, o klişe değişmemiş. öncelikle bir kitabı ya da filmi ergen işi diye ezmek komik oluyor sonuçta ülkede milyonlarca ergenlik çağında genç var, onlara yönelik iş yapılmayacak mı? üstelik bu kadar insanın ilgisini çekmişse, yazarı tebrik etmek düşer bize de. gençler tabii ki dostoyevski de okuyacak da, twilight da okuyacak. bu da ilki değil ikincinin ayarında, ergen işi derken sanki sizin yazları okuduğunuz gülse birselleriniz, grinin elli tonlarınız yokmuş gibi bu işi kötülemek komik oluyor. film eleştirilerime geçmeden önce:

    evet yazar çok fazla entelektüel mesaj vermiyor, ana karakterlerin hiçbiri kitap okuyan, sanatla haşır neşir gençler değil tuna hariç. tuna üzerinden gayler ve veganlar hakkında güzel mesajlar var. yine sevgilinizi kıskançlığınızla boğmanızın zararı, maçoluğun gereksizliği üzerine mesajımız var. kızların illa pembe giymesi gerekmediği, ruh güzelliğinden de bahsediyor. kitap boyunca verilen en önemli mesaj da "dostluklar önemlidir, dostlarınıza sahip çıkın" oluyor bence. henüz üniversitedeki bir yazardan daha ötesini de beklemiyorum açıkçası, daha ne olsun? gençleri, animeyi anlamış, espriler güldürüyor güncelliğiyle. belki s....r kelimesini kullanması seksist, ama kimse kimseye amk ya da o... ç... diye küfretmiyor.

    --- spoiler ---
    kitapta ali'nin habire sigara içmesi, nunu'nun elinde sigara ile tasvir edilmesi yanlış bir mesaj bence, arabesk kültürümüzün fazla etkisi altında cümleler, bir de ali'nin bıçaklanması var; bir anda kendimizi gereksiz bir tv dizisi izler gibi "ameliyattan çıkacak mı allam nolur ölmesin" gerilimi içerisinde buluyoruz. bunları filme almamışlar, filmin nadir artılarından biri bu.

    diğer artısı da oğuz karakterini oynayan oyuncu. gerçi sinan'ın "parmağımı emikle" lafı bile oğuz'a verilmiş, yani "tüm absürtlükleri o yapsın" demiş gibi senaristler, o yüzden de karakterlerden en çok o sivriliyor. tuna'nın efsane diss'leri bile yok gibi filmde.

    senaryo büşra yılmaz'a aitse, sinema dilini bilmediği için olmamış derim ama illa uyarlayan, yardım eden birileri vardır maalesef onlar da bilmiyormuş bu işi. tamam birebir kitapla film aynı olmak zorunda değil biliyoruz ama bazı şeyler de çok yanlış uyarlanmış. hadi izmir'i istanbul yaptınız; prodüksiyondan kısmak için. bu durumda yaprak'ın her doğum gününde kar dilemesi biraz gereksiz kaçtı. son sahnede yağmur olmalıyken şakır şakır yine kar yağdı pekiyi de, ali aşkını ilan ederken neden hayvan gibi böğürdü kızın yüzüne?! romantik olması gereken bir sahne yine tv dizisi çemkiren adama döndü, bıçak çıkarıp kıza saplasa o kadar bağırmadan sonra şaşırmazdık. yönetmenin (bkz: deniz coşkun) daha önce dizide çalıştığını düşünüyorum, ilk filmi falan sanırım...

    filmde çöpe atılan elbise, mucizevi şekilde geri dönüyor kızımıza. kitabın ilk sürprizi olan, iddiaları başlatan o elbisenin barış'tan gelmesi filmde yok. yine yaprak'ın anlamsızca çığlık atması yerine annenin ilk sahnede battaniyeyi üstünden çekip açmasını bekledim, kitap boyu yaprak'ın bundan nefret etmesini okumuşken. yaprak'ın efsane bedduaları yoktu filmde?!? yaprak daha ilk sahneden nasıl rujlu ve güzelse filmin sonunda da öyleydi. hadi oyuncu kısa diye o topuklu ayakkabıları çıkaramadınız ayağından, biz de yedik ilk kez topuklu giyen bir kızın öyle yürüyebilmesini ama kitaptaki gibi oyuncuya beline kadar saç eklenmesi, biraz kaşlarını bıraktırması çok zor olmasa gerek. böylece filmin sonundaki değişim/dönüşüm de inandırıcı olurdu. yaprak partiye gittiğinde milletin arkada toplanıp "dans! dans! dans!" (wtf?) demesinde ve yaprak'ın -niyeyse- barış'a yapışmasında error verdim resmen! ki yaprak ilk dansını ali ile yapar multitap'tan ben anlarım şarkısı eşliğinde! kitaptaki en güzel anlardan biridir, siz tutup barış ile dans ettiriyorsunuz yuh :/ kitap, yaprak gibi "halıda yuvarlanan, tavandaki avizelerle konuşan" insanlara ithaf edilmiştir ama filmde yaprak bir kere bile bunları yapmıyor!!

    yine yazarın şiddetle itiraz etmesini beklediğim konu, filmde "tuna şey değil" denmesi ısrarla, gay kelimesinin hiç kullanılmaması! tuna'nın herkese "ben gayim" demeleri yok! yahu sen sırf gaylerin hakkını savunmak için herkese yalandan "ben gayim" diyen bir modern zaman kahramanı yaratmışsın kitabında! gençlere homofobikliğin yanlışlığını anlatmışsın ama filmde gay lafını kullanmaya korkuyorsunuz?!?! yani film, kitabın aksine homofobik! "sen hayırdır?" derler adama!

    barış sürekli gülüyor, aşkına inanmıyoruz. bade'nin neden ali'den vazgeçip tuna'ya aşık olduğunu, sinan ile ece arasındaki durumu hiç anlamıyoruz. biricik arkadaşları gökhan hastaneye düşüyor ama bizimkiler sonraki sahnede gamsız bir şekilde okulda yemek yiyor.

    yine casting'de (nesrin ünlü&melis suçsuz) sorun var, sarışın denen kimse sarışın değil! gökhan merve'yi kumralım diye sevseydi bari de hepimiz renk körüymüşüz gibi kumral kıza sarışınım demesini izlemeseydik...

    filmde oğuz'un asıldığı kasiyer kızın büşra yılmaz cameosu olması güzel bir detaydı ama hiç replik verilmemiş, halbuki oğuz ile bir diyalogları olsa orada güzel olurdu. yukarıda söylendiği gibi müdür güzel detaylandırılmış, fizikçi de gökhan'a yürüseymiş keşke. neyse aklımda kalanlar bunlar...

    --- spoiler ---

    bu arada büşra yılmaz'ın sosyal medyada çok geniş bir takipçi kitlesi var ve o gençlere iyi örnek olduğunu düşündüğüm güzel bağış postları falan var. bunlar değerli. yine çekilişle ikinci 4n1k'daki karakterlere vereceği isimleri takipçileri arasından seçiyor. wattpad'de paylaşıyor yazılarını ve cümle cümle okurların tepkisine göre şekilleniyor kitap. teknoloji çağında da olması gereken budur belki bu türler için. okurunu önemsediğini hissediyorsunuz, ki o gençlerin de en çok ihtiyaç duyduğu bu, yalnız olmadıklarını ve önemsendiklerini bilmek... bu kitabı okuyarak oğuz gibi sinan gibi gökhan gibi arkadaşları olduğunu hissediyorlarsa bu çok güzel. erkek okurlar ne derece bilmiyorum, çoğunluk kızlar mı, ama erkekler için de güzel bir kitap...

    not: henüz yazar olamamış tüm okurkuşların aklına takılanları yazdığımı umuyorum, onlar da yazar olsun bir gün daha iyilerini yazsınlar tabii. ortalık biz yaşlılara kalmasın :)
  • önümüzdeki günlerde fox tv'de başlayacak olan dizi.

    yapımcılığını fabrika yapım/öner arslanel’in üstlenirken senaryosunu ferhat ergün kaleme kalıyor. yönetmen koltuğunda murat onbul’un oturduğu dizide, gözde mutluer, hasan denizyaran, burak yörük, sina özer, cihan şimşek ve cemrehan karakaş gibi oyuncular yer alıyor.
hesabın var mı? giriş yap