• okuyamam şimdi, diyenler için uyarlaması
    yapıldı.



    dertliyim sözlük.

    şüpheli yakınları arayıp olayı anlattığında heyecanlandım. acilen ofisime geldiler, anlaştık, 15 yıllık meslek hayatımda ceza hukuku açısından ilk defa ''şüphelinin yerinde olsam ben de aynısını yapardım'' diyebileceğim bir davam olmuştu; üçüne beşine bakmadan aldım davayı.

    ***

    olay şöyle olmuş;

    adamın biri (fahir diyelim) günün birinde şüphelinin (vahit diyelim) işlettiği dükkana gelir. kendisini vahit'in eşinin (feriha diyelim) akrabası olarak tanıtır. işe ihtiyacı olduğunu söyler. vahit çevrede tanınan bilinen bi esnaf, telefonlar alınır verilir. vahit iş bulursa fahir'i arayacaktır. böylece dükkandan ayrılır fahir.

    aradan daha 1 gün geçmeden fahir vahit'i cep telefonundan arar ve der ki:

    ulen çaggal, sen feriha'yı neden araştırmadan aldın. onu ben seviyordum. derhal onu boşayacaksın, yoksa onu da seni de 4 çocuğunuzu da öldürürüm. vahit ile feriha evleneli 11 yıl olmuş. 4 tane çocukları olmuş, biri çıkıp diyor ki o kadını ben seviyorum, boşan.

    sonraki günlerde aramalar devam ediyor. her aramada başka bir rezillik. ilk çocuğun benden diyor bi keresinde. vahit artık telefonu kapatıyor. yine devam ediyor tacizler. telefon kapalı olunca bu kez sesli mesajlar bırakmaya başlıyor.

    bakmış olacağı yok, vahit fahir'in dayısına ulaşıyor. durumu anlatıyor. fahir'in dayısı diyor ki ''vay şerefsiz, 3 tane çocuğuna ve karısına bakmıyor da gelip bunları mı yapıyor''. hemen fahir'in memleketteki abilerine izah ediyor durumu. ama el uzatan olmuyor. tacizler tehditler devam ediyor.

    bu arada fahir vahit'i takip etmeye başlıyor ve evini öğreniyor böylelikle. her gün ne giydiğini nerelere gittiğini söylüyor telefonda vahit'e. ''eğer üstümde makina olsaydı seni indirecektim, şanslısın.''

    fahir tehdit ve tacizin dozunu artırıyor ve artık vahit'in evinin önüne gelip zilini çalmaya feriha'ya seslenmeye başlıyor. vahit'in kızının okuluna gidiyor. bu sebepten kızın devamsızlık kayıtları var, bu sebeple okula gelmediğine ilişkin tutanak var.

    fahir'in dayısından bi fayda göremeyen ve tacizlere daha fazla dayanamayan vahit bu kez savcılığa gidip dilekçe veriyor. savcı polise talimat veriyor, adamı bulup ifadesini alın diye. ama polis sadece fahir'in dayısını bulup onun ifadesini alabiliyor. fahir'i aradıklarında ''benim ifademi kimse alamaz, ne polis ne savcı'' cevabını alıyorlar. bunu da zapta geçiyorlar.

    bi gün akşam fahir yine zile basıyor. perdenin kenarından bakan feriha'ya elindeki poşeti gösteriyor. içinde silah olduğunu, inmezse yukarı çıkıp çocukları ve feriha'yı öldüreceğini ima eder şekilde işaretler yapıyor. feriha hemen vahit'i arıyor. vahit de eline geçirdiği bıçakla eve koşuyor. sokakta karşılaşıyorlar. fahir hemen poşetten sopayı çıkarıp vahit'e vurmaya başlıyor. vahit'in dirsekler yaralanıyor, yere düşüyor. aklına çocukları geliyor. hepsi kız. kendisi yerden kalkamasa kızlarının ve hamile evet bu arada hamile kalmış olan karısının başına neler geleceğini düşünüyor. son bi gayret ile belindeki bıçağı çıkarıp bir kez sallıyor. adam sırt üstü düşüyor. elindeki sopa da düşüyor. hemen küfrederek sopaya hücum ediyor tekrar. müvekkil bu kez sopayı alıp bi tane de kafasına vuruyor. adam hareketsiz kalınca geri çekiliyor ve olay yerinden kaçıyor.

    ***

    vahit'in salladığı bıçak direk adamın kalbine gelmiş. üzerinde mont olduğu için kan hemen dışarı çıkmamış. tabi adam yaralı ama ölmemiş, belki hastaneye yetişse ölmeyecek, gel gör ki ambulans 1,5 saat sonra gelince hastanede ölmüş.

    savcı zamanında yapılan şikayete bakmadan, ambulansın zamanında ulaşamamasına bakmadan, fahir'in dayısı ile görüşmeye itibar etmeden mütalaasında haksız tahrik indirimiyle kasten adam öldürmeden cezalandırma istedi. meşru müdafaa savunmasına itibar etmedi. bakalım mahkeme ne karar verecek. ama başkanın hal ve tavırlarından ben cezayı basacağı kanaatine vardım. o da yaklaşık 10 yıl falan yapıyor.

    ***

    10 yıl. düşünün! birisi gelip diyor ki ilk çocuğun benden. ''hemen karından boşan yoksa seni de karını da çocuğunu da öldürürüm''. insanın aklına hemenözgecan aslan geliyor.6 yaşında iken ablasını vermediler diye yakılan bir gizem akdeniz geliyor. demek ki bunlar bi şekilde ölmeyip katillerini öldürse bunlar da cezalandırılacaklardı.

    evet daha ben esasa ilişkin savunmamı yapmadım, evet henüz mahkeme kararını vermedi. ama vahit 7 aydır tutuklu. yaptığımız tüm itirazlar incelenmeden reddedildi. dosya şu ana kadar sadece ve sadece duruşmada açıldı. heyet ne isimlere hakim, ne olaya. sadece dikkat ettikleri husus, bir kişinin ölmüş olması ve vahit'in fahir yere düştükten sonra da vurmuş olması. dar açıdan bakılıyor. sanki tehdit sadece o an o dakika ortaya çıkmış gibi. oysa devam eden ve her geçen gün artan bir tehdit var. meşru müdafaa hükümleri de açık. kendini veya ailesini korumaya çalışan kişiye ceza verilmez. silahta orantısızlık varsa ve mazur görülebilecek bir heyacan ve korkudan kaynaklanıyorsa artık orantısızlığın da önemi kalmaz.

    yazık...

    ***

    neyse umarım ben yanılıyorumdur, umarım mahkeme peşin hükümlü değildir.
    edit: yanılmadım. 12 yıl verildi, iyi halde 1/6 indirim yapıldı; hüküm 10 yıl...

    ***

    o kadar insan okudu, inanan var inanmayan var. olayın kurgu olduğunu düşünen var. ama tek bir kişi bile sormadı; ''bu adam olaydan sonra kaçtı diyorsun, ne zaman nasıl yakalandı ve tutuklandı'' diye. zira yakalandı mı teslim mi oldu önemli bir ayrıntıdır, mahkemenin kanaatini etkiler.

    edit1: destek veren tüm yazar arkadaşlara teşekkürler. cevap veremediklerim kusura bakmasınlar, bugün çok yoğundum.

    bazıları özellikle yardım önerisinde bulundular. tv ve gazetelere servis için. hayır, şu an sadece elden ele yayılmasını uygun buluyorum. zira aile olay kan davasına dönüşür korkusuyla olayın basına yansımasını istemiyor. yoksa basından konuyla ilgilenen arkadaşlarım oldu. son tahlilde aile de haklı. bir kişi yerine bütün aile tehlikeye girecek. burda olumlu bir geri dönüş olursa belki aileyi ikna edebilirim.

    edit2: acaba sanık maktüle komplo mu düzenledi diyenler için dosyadaki deliller;

    -sanığın olaydan 2 ay önce verdiği şikayet dilekçesi (durup dururken niye şikayet dilekçesi versin)
    -maktülün polisin kendisini ifade için aradığında ''kimse benim ifademi alamaz'' şeklindeki cevabına ilişkin tutanak
    -5 aylık hts kayıtları (bir kere bile müvekkil aramamış, maktülün müvekkili 100lerce kez aradığına ilişkin kayıt var)
    -maktülün, sanığın evinin önünde kafasını sanığın dairesine çevirmiş beklerken çekilmiş resimler
    -cep telefonuna gelen sesli tehdit mesajları
    -okuldan alınan taciz tehdidi sebebiyle devamsızlık belgesi
    -evin ziline basarken çekilmiş resimler
    -maktülün dayısının 'evet bana geldiler, ben de aileyi aradım' ifadesi. (burada dayı yerine amca demişim, normalde kişileri değiştirmiştim, gerçek olayda amca olduğu için, editte amca yazmışım. dikkatinden dolayı ne yaptın asuman nickli yazarı tebrik ediyorum)

    edit3: ''olay günü neden polise haber vermemiş'' diyenler var. yazmayı unutmuşum. daha önce de defalarca kapının önünde bitip zile bastığı zamanlar, polise haber veriliyor. ama polis ya hiç gelmiyor ya da adam çoktan gittikten sonra geliyor. olay günü elinde poşetle gelince sanık heyecana kapılıyor. zira adam içeri gireceğini söylüyor. adamın aklına polis o gün gelmiyor işte. gelse de dediğim gibi olay olup bittikten sonra gelmesi neyi değiştirecek ki. o güne kadar ilgilenilmemiş zira.

    edit4: olayla ilgili dosyaya yansımayan tek bi ayrıntı var. onu son duruşmadan sonra paylaşacağım.

    edit5: karar yargıtay'da onandı maalesef.
  • sonuç: bu ülkede aile babasıysan evlad u ıyal'ini koruyup kollamak için 15-20 yıl yatmayı göze alacaksın. bu toplum çürümüştür, savcısı, polisi, hâkimi hukuk aygıtını sadece kendi menfaatleri için işletmektedir.
    imkanı olan bu ülkeden arkasına bakmadan kaçsın. biraz itilir kakılırsınız, belki biraz tepeden bakarlar gittiğiniz yerde ama canınız emniyette olur.
  • amerika'da olsa tutuksuz yagılanıp beraat edecek iken başka ülkelerde alınan cezadır.
  • bu entry e yapılan yorumlara bakınca garipsenmeyen durum. (bkz: sıcağı sıcağına) ya da (bkz: arkası yarın) diye bakınız veren sığırları görünce, mahkemenin vereceği kararın da pek üzen bir tarafı kalmıyor.
  • avukat-müvekkil gizliligi diye bir sey yok mu bilmiyorum. varsa ayip olmustur.
  • içinde ben de varken toptan yok olsa zerre üzülmeyeceğim ülkede yaşanmış olabilir. kendini hümanist olarak adlandıran bir insanın beş yıl içinde bu noktalara geldiği bir ülkedir ayrıca burası.
  • türkiye'den siktir olup gitmek için sayılabilecek nedenlerden bir tanesi olan mahkumiyet. boku çıktı artık her şeyin.
  • eğer fahir, vahit'i öldürüp, eve girip, kadına tecavüz edip, 3 çocuğu da öldürseydi, hakimler indirimlik bir şey bulabilmek için kılı kırk yararlardı dediğim dava.
  • pezevenk geberip giderken bile etrafa zarar vermiş ölüsü de dirisi kadar sıkıntı yaratmış
hesabın var mı? giriş yap