• müdahale denilmesi tamamen "gelenekten" olan olaylardır. köylerine termik santral yapılmasına karşı çıkan köylülere, 3 otobüs polis ve jandarmanın, yanlarında panzerlerle "girişmesi"dir. bu girişme sırasında kimyasal gaz kullanılmış, köylülerin bu kadar zulme rağmen savunmaya çalıştığı ormanlarda bu bombalar yüzünden yangın çıkartılmıştır. yılmayan köylülerin direnişini kırmak için ateş açılmış (havaya) ve 25 köylü yaralanmıştır, 4 tanesinin durumu ağır.

    peki neyi canla başla savunmakta bu kolluk güçleri? anadolu holding'in yapacağı santrali. aferin anadolu grubu!!

    http://www.yesilgazete.org/…l-karsitlarina-saldiri/

    http://www.yesilgazete.org/…iddeti-25-koylu-yarali/
  • yarın, belki yarından da yakın "hmmss provokatörler vardı orada hmmsss ondan oldu hmss istihdam zaten termik zararsız hmss" gibi saçma sapan cümleler kurmaya çalışacak siyasetçi ve devlet "adamlar"ının yeniden peydahlanmasına neden olacak zulümdür.

    sen git her yerde "zulme susmayız, zalim bizi bulur karşısında" diye külhanbeylik yap, sonra tarlasından-dükkanından çıkıp "termik santral istemiyoruz" diye gelen teyzeme, amcama, dostuma giriş panzerlerle. teyzem amcam dostum ağaç dibinden bulduğu ince incir dalıyla asfalta vurup tempo tutabilirken anca, sen 15 bar basınçlı sular püskürt kafalarına. pazardan aldıkları temiz penyelerle, cebine birer paket sigara sokuşturulmuş gömleklerle, analarından kalma basmalarla, ilaç firmasından eşantiyon şapkalarla kuşanmışlara çelik ve duygusuz robokoplarınla saldır; son model fiber-karbon coplarını vur kafalarına kafalarına.

    kimin devleti, kimin valisi, kimin polisisin sen? şirketlerin* mi sadece ve sırf, vergisini aldığın vatandaşının mı?
  • yine saçmalığı anlamaya çalışmama neden olmuştur. haliyle nafiledir.
  • (bkz: #22316374)
  • ne olacakti ki? onun polisi, onun bombasi, onun silahi, tehlikeyi hissettigi her an guc onda, 2-3 tane koylunun vizirtisini dinleyecek degiller tabi

    her seyi gectim de yasama hakkini savunan kisilere el kaldirirken, guc kullanirken hic mi koylerindeki nenelerini dedelerini dusunemiyor, bu kadar mi kabiz oluyor bu insan oglu

    unutma, ananin o talan edilmeye calisilan dogada yaylanan ineginden yaptigi yogurtla karilmis tarhanayi iciyorsun kis gelince, bu ne kin bu ne hirs bi yavas ol bi dusun ben ne yapiyorum, biz ne yapiyoruz, kime neden saldiriyoruz diye, bi dusun be insan bi dusun onlarin hepsi senin kardesin, amcan, teyzen, bacin be, ne yaptilar tavuguna kist mi dediler yoksa onunden lokmani mi aldilar ....
  • bugünkü saldırıyla beraber devletin karakterini bir defa daha görmüş olduk. yanlış anlaşılmasın bahsettiğim sadece türkiye cumhuriyeti devleti değil, genel anlamda devlet denilen erkin ne olduğuna dair. devlet denilen kurum varolan sınıfların uzlşmaz çıkarlarını minimize ederek bir denge kurmaya yarayan, toplumüstü bir kavramdır denilir. ancak net bir biçimde görmekteyiz ki devlet, hakim sınıfın diğer sınıflar üzerindeki baskı aracıdır. bu baskının en önemli ayağı da silahlı güçlerce yapılan baskıdır. halk için emniyet adalet için hizmet diye bir sloganı vardı polis teşkilatının. aslında çok iyi biliyoruz ki bunun doğrusu sermaye için hizmet parasına göre adalet şeklindedir.
  • dün gerze'de yaşananlarda bir kere daha gördük ki devletin poliside askeride sermayenin köpekliğini yapmaktan başka bir işe yaramıyorlar.yaşam alanlarında termik santral istememek gibi basit bir talebi olan halka karşı sergilenen bu ölçüde insafsızlık ancak bu köpeklikle açıklanabilir.

    televizyonlara ne kadar yansıdı bilmiyorum, izleyemedim gazeteleri internet haber sitelerini okumadım ama eminim hiç biri dün gerze'de yaşadığımız zulmü hakkıyla verecek kadar cesur davranamamıştır. 7 saatten fazla süren çatışmalarda atılan gaz bombalarının, biber gazlarının haddi hesabı yoktu.öyle ki bir süre sonra kolluk kuvvetlerinin elinde gaz kalmadı sinoptan ambülanslar kullanılarak gaz takviyesi yapıldı.

    aslında anlatılacak o kadar çok olay var ki ama iki gecedir yaşanan uykusuzluk üstüne saatlerce tarlalarda, yollarda, köyün içinde süren mücadelenin getirdiği yorgunluk yaşadığımız vahşeti sağlıklı olarak dile getirmemi engelliyor ama şöye bir gerçek var şimdi daha önce hopa'da ya da benzer yerlerde yaptıkları gibi suçu provakatörlere yıkmak isteyeceklere karşı şunu söyleyebilirim ki dün en azından bizim içimizde yıllardır beraber güldüğümüz, eğlendiğimiz, yeri geldiğinde ağladığımız dostlarımız, arkadaşlarımız ve büyüklerimizden başka yani bu kasabayı oluşturan yerlilerinden başka kimse yoktu biz oradaydık ama devlet illa provakatör arıyorsa çektiği görüntüleri bir daha izlesin bize taş atan, küfür eden, el kol hareketleri yapan kolluk kuvvetlerini tespit etsin işte dün yaşananlarda illa birileri provakatör arıyorsa önce kendi içine baksın.

    son olarak (ama sadece bu yazı için yoksa dün yaşadıklarımız bu yazıdan çok daha yoğun olarak aktarılmayı hak ediyor) anadolu grubu şunu iyice anlasın bu halk kararlı, en basiti dün yaşı altmıştan fazla olan bir teyzem, polisle çatışırken tülbetinin içine doldurduğu taşları atın diye bizlere taşıyorsa valla o santrallerini bizim topraklarımıza zor yaparlar.
hesabın var mı? giriş yap