• maminin en teknik golünü attığı maç. topukla karışık attığı şampiyonluk golü unutulmazdır.
  • prekazi'nin freekick kullanmadan once kaleci zalad'a topu hangi koseye atacagini sirpca bagirdigini duyan yugoslav gocmeni bir eskisehirsporlu futbolcu durumu hakeme anlatmis ve siktir cevabi almistir. mac sonrasinda zalad eskisehiri apar topar terkedip gotu kurtarmistir.
  • seyirci sayisi 35.845 hasilat miktari da 35 milyon 434 bin lira olan mac. zemin cim ve futbol oynamaya elverisli.
  • galatasaray'ın 14 senelik çilesine son verip şampiyonluga ulaştığı, ali sami yen tarihinin en büyük kalabalıklarından birine ev sahipliği yapmasının yanında uzun süredir şampiyonluğa hasret taraftarlar tarafından kutlanış biçimi ve coşkusuyla bir cok kişinin galatasaraylı olmasını saglamış maçtır. oradaydım..

    sabah saat altı gibi uyandırıldıktan sonra bayrağımın bile olmamasının verdiği eziklikle evde sarı ve kırmızı ne varsa üstüme taktım takıştırdım. stada gitmek için arabaya yürürken karşı apartman komşumuz ( ki kendisini daha sonradan mustafa topaloğlu'nun bakırköy/incirli'de çekilen felsefe yapma şarkısının klibinde mustafa topaloğlu'nu omuzuna alan kişidir ) elini uzaktan gösterip bilekten üç kere ittirerek '' eskişehir bugün geçirir. 15 sene daha beklersiniz '' dedi. çok değil daha üç hafta önce kaybedilen rize maçı vardı. 14 senelik şampiyonluk hasretinin üstüne bir de bu moral bozukluğu olunca sanki şampiyonluk maçına değil de mezbahaya kesilmek üzere yola çıkarılan inekler gibi arabalara doluştuk.
    .
    kısa süre sonra ali sami yen'in oraya ulaştığımızda hayatımda bir daha göremeyeceğimi [ bugun hala öyle düşünüyorum ] düşündüğüm bir kalabalık ve sarı kırmızı yoğunluğuyla karşılaştım. sanılanın ve sandığımın aksine stada çok kolay giriş yaptık. o zaman akşam maçları sadece belediyenin yogun ışıklandırdığı sokaklarda oynandığı için maç 15:45 de başlayacaktı.
    herkesin kafasında bir acaba? vardı. netekim şampiyonluk üç hafta önce adeta gitmiş sonra olmayacak şekilde tekrar elimize gelmişti. aynı saatlerde beşiktaş'ın da maçı olduğundan hemen hemen herkesin elinde ufak bir cep radyosu vardı. olmayanlar da etraflarına toplananlara maçı canlı canlı aktaracaklardı.
    stadın üzerinde dolaşan helikopterin her geçişinde stad gol olmuş gibi ayağa kalkıyor sonrasında da tekrar yerine oturuyordu. bunu fark eden ibne helikopter pilotu taşak geçmek için gelir gibi yapıp tribünlerin büyük kısmını ayağa kaldırıyor daha sonra herkes yerine oturunca hızlı bir biçimde alçak uçuş yapıyordu. sanırsın maverick eşekoğlueşşek.
    galatasaray'ın sahaya cıkışıyla sanırım bir haftalık bir çabanın sonucu olarak ortaya çıkarılan konfetiler tüm ali sami yen'i bembeyaz yapmıştı. yeşil gözükmüyordu.

    galatasaray maça korkarak başlamıştı. ilk 15 dakika karşılıklı ataklarla geçtikten sonra ilyas'a yapılan faulle galatasaray serbest vuruş kazandı. topun başına gelen prekazi zalad'ı bir köşeye yatırmadan temizce işini gördü ve galatasaray'ı 1 - 0 öne geçirdi. ilk yarı bu skorla bitti ikinci yarıya galatasaray yine iyi başladı hemen devrenin başında nefis bir topukla ikinci golü de buldu..
    işte bu dakikadan sonra tribünler içinde sahada futbol oynayan oyuncular içinde ızdırap dakikaları başladı. eskişehirspor iyi takımdı ve maçı bırakmamıştı. nedim'in attığı golle durum 2 - 1 e geldi. kalan 35 dakika içinde galatasaray orta sahayı geçmemeye dikkat ederek durumu idare etmeye çalışıyordu.. hatta bir ara hayrettin hızla yedek kulübesinden çıkıp 40 derece sıcakta ısınmaya başlamış ve 2. kaleci olarak oyuna girmeyi işaret etmişti..

    maçın 87 ya da 88. dakikasında galatasaray'ın o zaman ki daimi kocası nasır numaralı tribünlerin önünden topu önüne yuvarlayıp allah ne verdiyse koşmaya başlamıştı. nasır ile birlikte koşu pistinin üzerinde yaklaşık 300 kişilik bir taraftar grubu ve basın mensubu, hatta başta hayrettin ve koltuk değnekleriyle raşit çetiner'de beraberinde koşuyordu.. nasır'ın bu amansız koşusunu sonlandıran oyuna daha sonradan giren rambo yusuf olmuştu ve nasır'ı hafif bir omuz darbesiyle stad dışına yollamıştı..

    hakem aykan köseoğlu artık yediği küfürlere daha fazla dayanamayarak maçı bitirip bu zulme bir son vermişti. akıllarda kalan önemli enstantanelerden bugün en netleti raşit çetiner'in koltuk değnekleriyle kalktıgı sprint, çiceklerle bezenmiş halkanın at kafa simoviç ve savaş koç'un kafasından zor geçmesi, ve donuyla tribünleri selamlayan çingene arif'ti. tabi bir de karşı komşumuz.
  • bu maçtan sonra mustafa denizli'yi omuzunda taşıyan bir taraftar futbolcuların toplu biçimde tribünleri selamladığını görünce mustafa hocayı yere fırlatmış ve futbolcuların yanına koşmuştu. sendeleyen mustafa hocanın imdadına tabii ki ismail demiriz yetişmişti. sırça kaşlı ismail gene sahanın her yerindeydi..

    maçtan sonra akşam etiler'de ( adını hatırlamıyorum ) galatasaray'lı futbolcuların eğlendigi barın önünde büyük yığılmalar olmuş, taraftarlar davul ve zurna calarak futbolcuları dışarı halay çekmeye çağırmıştı ama futbolcular gelmemişti. taraftarlar bu durumu yol boyunca halay çekerek protesto etmişti.
  • 14 yıllık şampiyonluk açlığının ardından, benim gibi 70li yılların ikinci yarısında doğmuş galatasaraylıların gördüğü ilk şampiyonluğun yaşandığı maç olması açısından da ayrı bir değere sahipti bu maç. o zamanlar pazar günleri cenk korayın sunduğu tele pazar programından maçlara canlı bağlantılar yapılırdı. şimdi çok garip geliyor ama bir zamanlar vardı bu uygulama. ne zaman cenk koray maça bağlanma anonsu yapsa, "kesin gol var" der heyecanlanırdık. 7 haziran'dan bir hafta öncesi, cenk koray yine canlı bağlantıyla istanbul inönü stadına bağlanacaklarını söylemişti. beşiktaş 1-0 öndeydi ve maçın son dakikalarında bir mucize olmuş, denizlisporlu erol hayatının golünü atmıştı bizim için. inanamamıştım başta ama yüzde yüz gerçekti. galatasaray 3-1 öndeydi antalya'da ama bu skorun hiçbir işe yaradığı yoktu. ta ki erol'un on külçe altından bile daha değerli golü duyulana kadar.

    ertesi hafta bayram yeriydi ali sami yen. "seni sevmeyen ölsün" moda şarkıydı. uzun yıllar süren şampiyonluk hasretinin tek bir maça endeksli olarak dinecek olması herkeste bir heyecan yaratıyordu elbette. eski model itt schaub lorenzin başında bu yürek söken maçı izlerken parmağımda tırnak namına hiçbir şey kalmamıştı. galatasaray o sezon sarı kırmızılı parçalı formayı giymişti hep. kırmızı parça hep sol tarafa gelirdi, klasik olarak. ama bu maçta sarı renkli parça sol taraftaydı. yanılıyor olabilirim ama bir de sarı şort ve sarı tozluk giymişte olabilirdi bizimkiler. bir daha o maçtaki heyecanı monaco ile köln'de oynadığımız maçta yaşadığımı anımsıyorum. zira iki maçta yaşadığım heyecan aynıydı. yenecek tek bir gol herşeyi mahvedebilirdi. ama cevat prekazi ve muhammet altıntaşın golleri herşeye yetti.

    galatasaray'ın bir çok maçını izledim. iki hafta önce oynadığımız bir maçın detayları bile bu maçtaki detaylar kadar akılda kalıcı olamadı benim için. şimdi bile hatırlayınca o çocuk halime tekrar dönüyorum. itt schaub lorenz tv ve cenk koray rahmetli oldu. ama aklımda dipdiriler hala. söyleyebileceğim en doğru söz de şu bana kalırsa:"eh be kardeşim ne maçtı o öyle!"
  • macta tribunlerden enstantaneler...

    tribünlerde coşacaksın, kupaları alacaksın
    sen şampiyon olacaksın
    seni sevmeyen ölsün, ölsün

    ondört senelik bu çile, bitsin artık bu sene
    sen şampiyon olacaksın
    seni sevmeyen ölsün, ölsün
    http://rapidshare.de/…buenlerde_co_acaks_n.wmv.html
    (bkz: unutulmaz maclar)
  • zaman geçirmek isteyen zoran simovic ve erhan önal'ın kolpadan kavgasına da şahit olunmuştur.
    galatasaray'ın tarihinde en az uefa finali kadar büyük bir önemi haiz maçtır..
  • devre arasında halit kıvanç röportaj yapmaktadır, iki eski kaptan konuğu vardır, metin oktay ve fatih terim... yıl 1987...
  • 6 haziran 1987'de benim gibi birçok, daha futboldan anlamayan çocuğun, televizyonlarda gördüğü maç sonrası çoşkusuyla galatasarayı tutmasına sebep olduğuna inandığım maç.
hesabın var mı? giriş yap