1 entry daha
  • şu an kulağa şaka gibi geliyor ama daha önce saçma sapan yere uçurulmalar bu sözlükte az olmadı, neden yine yapılmasın? ssg veya kanzuk gibi adamların içinde vicdan diye bir şey olduğuna veya ifade özgürlüğüne kayıtsız bağlı olduklarına inanan var mı?

    kenan evren'in bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük darbe sırasında yaptıkları ile kısıtlı değil, ektiği tohumlarla ilgili. adamın en büyük zararı, bilinçaltında kendisi gibi düşünen, sansürcü, başka fikirleri yok etmeye çalışan nesillerin yaratılmasını sağlamak oldu. herif gideli 30 yıl oldu ama o gittiğinde henüz doğmamış veletler resmen adamın ses tonuyla konuşuyorlar: "8 martı stressiz kutlamaya sebep olacaktır" diyorlar. gerizekalı mısınız arkadaşım, madem bu kadar tek tip ses istiyorsunuz, neden rte'ye gıcık kapıyorsunuz ki? lacivert misiniz, nedir olayınız?

    bakın, toplum için sansür ve otosansürün sansürden bin kez daha beter olması başlıkları altında sözlük yönetiminin sansür eğilimlerini zamanında yazmıştık.

    diğer taraftan, batı medeniyetinde özellikle dikkatimi çeken iki güncel sorun; freedom of speech ve tarafsız basın tarafından bilgilendirilme sorunudur.

    the red pill belgeselinin gösteriminin yasaklanması için feminazilerin yaptığı baskının sonuç verdiğini biliyoruz. (bkz: #66413372)
    holywood, medya, üniversiteler (gender studies) ve kamu yönetiminde ele geçirdikleri kısımları kullanan progressive left faşizmi, beğenmediği sesleri sansürleyip baskılamakta son derece rahat. iktidarı eline geçirince güya mağdur feministlerin neler yaptıklarıyla ilgili #66659258 entry'sini inceleyebilirsiniz. özetle, sansürcülük ve ifade özgürlüğü batı'da da tartışılan bir konu halinde. komik olan, fransız devrimi'ndeki mantığa benzer şekilde toplum için sansürü doğru hareket tarzı kabul etmeleri.

    tarafsız basınla ilgili güya dünyanın en gelişmiş memleketi isveç'e bakın. orada da basın sansürü ve hatta kendi emniyet birimlerinin sansürlenmesi, rakamların ve olayların açıklanmaması söz konusu. sebebi, islam'a ve müslümanlara karşı nefret uyanmasın, politik doğruculuk'tan şaşmayalım falan. göçmenlere zarar gelmesin diye kendi halkına yalan söyleyen, sansür yapan medyayı kim nasıl mazur gösterebilir?

    özetle, bu ülkede veya başka ülkelerde, hala ve hala, utanmadan, ifade özgürlüğüne karşı olma yüzsüzlüğüne sahip güya ilerici kimseler var. ironik olan, feminist olmayanları çağdaş saymayan, genelde çomar falan diyen bu arkadaşların sansür yanlısı olmaları. acınası çelişkiler.

    ve elbette (bkz: kahrolası zeitgeist)
  • çapsız feminist yaklaşımlar mızıldanarak gelmişler, buyursunlar elbette, sözü olan herkesin ifade özgürlüğü kutsaldır çünkü. velev ki bu sansür çağrısı olsa dahi. (entry'sini alıntıladım: #66680355)

    ilgili entry'sini parçalara ayırıp inceleyelim şimdi:

    "ekşi sözlüğün artık ciddi bir seksist söylev ve yazar temizliğine başlaması gerektiğini haber veren çanlar uzun zamandır çalıyordu."
    seksist söylemden bahsediyorsak bunun ne olduğuna karar veren bir yargı organımız olması gerekiyor. bu yargıların feministler elinden verilmesi demek kadınlara ilişkin en ufak eleştirinin bile seksizm olarak görülüp ilgili yazarların susturulması demek olur. feminizmin yeni faşizm olduğunu, liberal ve ilerici bir görüş olmadığını, aksine gerici ve totaliter bir rejim getirdiğini uzunca süredir tartışıyoruz. bunların hepsinde feministler mizojinist olduğumu iddia ettiler. bu güya eşitlikçi arkadaşlar kadın düşmanlığı yaptığımı iddia ettikleri şeyi sorduğumda istisnasız "cahil, çomar" vs. diyerek diyaloğu sonlandırdılar veya kadınlarla ilgili herhangi bir konuda bir erkekle konuşmayacaklarını ilettiler. gender studies başlığı altında neden böyle davrandıklarını uzunca açıkladığımdan o ayrıntıya girmiyorum.
    ayrıca "yazar temizliğine başlanması" kelimesini bir tek ben mi yadırgıyorum acaba? yani bu "temizliğe başlanması" kafası sizin de tüylerinizi ürpertmiyor mu? çokça yazdım, bu tipler gerçekten tayyip'ten mantık olarak farklı değil, politik olarak farklı yerdeler ama sansürcülük/benim gibi düşünmeyenler ölsün anlayışı aynı.

    "neden hemen böyle bir hareketle başlamıyorlar ki. seksist söylevlere erkek egemen ağıza karşı bir sorumluluk hissediyorsalar ki hissetmeliler de böyle bir uygulamaya acilen başlamaları gerekmektedir."
    beğenmediği söylemlerin yasaklanmasını talep ederken sözlük yönetiminin yumuşak karnı olan sjw'ye oynuyorlar. ssg'nin sjw olduğunu bilmeyen kalmadığına göre bu doğru bir taktik. işi garantiye almak için de "utandırma" yöntemiyle "eğer bu temizliğe acilen başlamazlarsa sorumsuz yöneticilerdir" gazı vermeyi de ihmal etmiyorlar.

    özetle, bu başlığın kendisi feminizmin eşitlik, adalet vb. beklentisi ve gündemi olmadığını gösteriyor.

    son söz voltaire amcadan gelsin: "fikirlerinizden nefret ediyorum. ama onları savunabilmeniz için hayatımı feda etmeye hazırım."
  • şimdiye kadar bu sebeple uçurulan/lanetlenen yazarlar:

    (bkz: algortima1234)
    (bkz: ringo cep)
    (bkz: 1f)
    (bkz: fatlace)

    sansürcü sözlük moderasyonuna: nefret suçu dediğiniz şeyi kendi değerleriniz üzerinden ve subjektif tanımladığınız için sizi rahatsız eden fikirleri yok etmeye çalışıyorsunuz. ifade özgürlüğü sınırlandırmakta kenan evren kafasındasınız. eğer uçurmaya eğilimli kafa ile bakarsanız, mevcuttaki sözlüğün hemen hepsini uçurulabilirsiniz. feminazilerin entry'lerine bakın, neredeyse hepsi küfür, aşağılama, misandry dolu ama uçurulan yok. pozitif ayrımcılık neden negatif sonuçlar verir sorusuna cevap olarak, sırf bu sansürleme bile güzel bir örnek olabilir.

    ne modernsiniz, ne birey haklarından yanasınız, ne adaletlisiniz, ne de entelektüel. elinizdeki moderasyon gücünü pervasızca ve baskıcı şekilde kullanıyorsunuz. başak purut hazretleri ceo'nuz, sjw'liği ile övünen sedat abiniz arkanızda. sevmediğiniz tüm fikirleri sansürleyin, yazarları çaylak yapın, uçurun. evet, böylece farklı fikirleri duymadan aynı kafada insanlar cemiyeti ile kendi safe space'nizi oluşturun. aferin.
hesabın var mı? giriş yap