*

  • can güvenliği için şarttır efendim. az sonra anlatacağım hikayedeki mal yine benim ve olaylar birebir yaşanmış gerçeklerden ibarettir.

    çarşamba gecesi istanbul'daki fırtına malumunuz. ben gerizekalı da bir şeylere dellenmişim, kafamda zilyon tane senaryo kurmuş, akıl sağlığım yerlere vurmuş. önce bir şişeye yakın şarabı bitirdim, geçmedi dellenmelerim. kafam susmuyor. o aptal halde film izliyorumkitap okuyorum ama yok olmuyor.. milyon tane cümle dönüyor beynimde hepsi de canımı acıtıyor. onlar kafamda döndükçe ben içiyorum. şarap kesmedi birayla devam ettim. en sonunda artık sızıp kalmışım salondaki kanepede. gece uyur uyanık haldeyim üşüyorum ama kalkıp bakamıyorum neden diye. normal bir soğuk değil ama bildiğin sokakta yatsam o kadar üşürüm.

    neyse 4-5 gibi su içmeye-çişe gitmeye son bir kuvvetle kalktım ki rüzgardan yattığım kanepenin ardındaki pencerenin dibine kadar açıldığını fark ettim. o kafayla sıcak su torbası hazırladım, kalktım yatağa geçtim ama toparlayamadım pek. yedim hayvan gibi soğuğu. perşembe-cuma ve an itibariyle çektiğim böbrek acısının tarifi yok. "buna da şükür" diyorum da kendime ana avrat sövmeden duramıyorum. ölümüm kendi elimden olacak da nasıl olacak merakla bekliyorum.
hesabın var mı? giriş yap