aşk
-
"öksürük, yoksulluk ve aşk saklanamayan üç şeydir." yahudi atasözleri
"kuşkusuz 'aşk, sabırlıdır, iyidir, övünmez, kendi çıkarlarını düşünmez, kibirlenmez, gücenmez, kötülüğe inanmaz' denilen aşk, gerçek aşk değildir. sorun şu ki, görgü kurallarına saygıdan ya da utanma duygusuyla, sıklıkla aşkta gerçek duyguları ifade edemeyiz. elbette bunun da yeri vardır ancak bu aşk değildir ya da en azından gerçek aşk değildir." marguerite yourcenar
"ama don juan aşık değildir. havaidir ve nefsine düşkündür. kuzeylilerin "aşk"a verdikleri derin ve huzursuz anlamla sevmez. asla kendini duyguya kaptırmaz. sahip olan odur, ona sahip olunamaz- gücü de buradadır." nikos kazancakis - ispanya, yaşasın ölüm
"ama hastalık hakkında; onun savaşa ve aşka garip benzerliğini, uzlaşmalarını, hilelerini, aşırı taleplerini, neşe ve marazdan üremiş bu garip ve emsalsiz alaşımı algılamadıkça hiçbir şey anlamamıştık." marguerite yourcenar - memoires d'hadrien
"iki kişiyle hiçbir şey yapılmaz, hiç, çocuk bile, çocuk kendi kendine olur; sevişme bile ateşin düştüğü başka bir yerde olur, çift aşkı unutur, aşk konusunda artık hiçbir bildiği kalmaz, vakit geçirilir, yaşam geçirilir." marguerite duras - les yeux verts
“aşk hayatın çiçeğidir, beklenmedik bir anda, hiçbir kanuna uymadan açar ve nerede bulunursa koparılıp o kısa ömrü boyunca tadı çıkarılmalıdır.” d. h. lawrence
"sevgi/aşk insanlara başlangıçtaki eşitsizliği hatırlatır ve onları o konuma sokar." adam phillips - missing out in praise of the unlived life
luchino visconti il gattopardo'da aşk için, karakterlerinin diyaloğuna yedirerek salino prensinin ağzından 'aşk altı ay yangın, otuz yıl kül. ben de aşkı bilirim.' demiş.
"çünkü ne kadar teselli bulmasa da aşk sadece azap ve beddua değil, aynı zamanda gizlenmesi hoş olmayan büyük bir hazinedir." thomas mann - joseph und seine brüder*
"aşk çocuklar parlayınca görülen ışıklardır" cahit zarifoğlu - işaret çocukları kitabında şan şiirinde (bkz: şan/@ibisile).
"siz aşkı ne bilirsiniz bayım
aşkı aşk bilir yalnız!" didem madak - siz aşktan n'anlarsınız bayım
"aşk ucuz değildir -bu yüzden onu ucuzlatmaktan imtina edelim! bencilliğimiz, korkaklığımız, dünya bilgimiz, aç gözlülüğümüz, bütün kötü özelliklerimiz- bunların hepsi bizi aşkı ciddiye almamamız için ikna ederler. halbuki aşk ancak onu ciddiye aldığımızda bizi ödüllendirir. günümüzde cinsellik meselesinden aşktan ayrı bir şey olarak bahsedilmesini de bir talihsizlik olarak nitelendirmeliyim. bu iki mesele birbirinden ayrılmamalıdır çünkü cinsel bir sorun olduğunda bu ancak aşkla çözülebilir." carl gustav jung - aspects of the masculine
"(x... bana aşkın kendisini kibar çevre davranışlarından; ahbap çevrelerinden, hırslardan, yükselmelerden, ayak oyunlarından, birleşmelerden, ayrılmalardan, rollerden, iktidarlardan koruduğunu söylüyordu: aşk onu toplumsal bir artığa dönüştürmüştü, buna seviniyordu.)" roland barthes - fragments d'un discours amoureux
"(***bozma korkusu yitirme kaygısından da güçlüdür.)" agy
"aşk oluntusunu birdenbire açıklanmaz nedenler ve tıkanmış çözümler düğümü gibi algılayınca, özne haykırır: "anlamak istiyorum (başıma geleni)!" agy
[charlus* anlatıcının çenesini tutar ve büyülenmiş parmaklarını "bir berberin parmakları gibi" kulaklarına dek götürür. başlattığım bu önemsiz deviniyi benim başka bir bölümüm sürdürür; bedensel olarak hiçbir şey kendisini kesmeden iki kola ayrılır, basit işlevden göz kamaştırıcı anlama, aşk isteği anlamına geçer. anlam (yazgı) elimi elektriklendirir; *ötekinin saydam olmayan bedenini yırtmak, onu (ister yanıt versin, ister çekilsin, ister boşversin) anlamın oyununa katılmaya zorlamak isterim: konuşturacağım onu.] agy
"şölen'de de bu demeç vardır belki: bir çözümleyimcinin, sokrates'in önünde, alkibiades'in seslendiği ve arzuladığı agathon olabilir. (...) biri için olmayınca hiç kimse aşktan sözetme isteği duymaz." agy
[aşk serüveninin zorluğu şuradadır: "bana kimi arzulayacağımı göstersin, sonra çekip gitsinler!": en iyi dostumun sevdiğine aşık olduğum sayısız oluntular: her rakip önce usta, rehber, gösterici, aracı olmuştur.] agy
"hangi yollara başvurabilirim? susmaya mı? susma kavga isteğini ancak körükler; öyleyse tartıştırmak, yumuşatmak için yanıt vermek zorundayım. uslamlamaya mı? hiç kimse ötekine söyleyecek söz bırakmayacak kadar arı bir özden yapılmamıştır. kavganın kendisini çözümlemeye mi? kavgadan üst kavgaya geçmek yeni bir kavga başlatmaktan başka bir şey değildir. kaçmaya mı? önceden gerçekleşmiş bir dağılmanın göstergesidir bu: çift şimdiden dağılmıştır: aşk gibi, ağız kavgası da her zaman karşılıklıdır." agy
"japon haykusunda, izge, her zaman günün ve yılın anına gönderen bir sözcük bulunsun ister; kigo dedikleridir bu, mevsim-sözcüktür. aşk anlatımı haykunun kigo'sunu, yağmura, akşama, ışığa, dağılmış olan, yüzen her şeye yapılan bu incecik anıştırmayı korur." agy
freud: "kendi aşkından kuşku duyan bir adam, daha az önemli olan her şeyden kuşku duyabilir, daha doğrusu duymalıdır." (roland barthes'in fragments d'un discours amoureux kitabı dipnotlarından)
"kardeş, mezarıma defsiz gelme; çünkü allah meclisinde gamlı durmak yaraşmaz.
hak teala beni aşk şarabından yaratmıştır. ölsem, çürüsem bile, ben yine o aşkım." mevlana
"aşk, yanılmaz bir teknikle, nöbetleşe olarak sevmemenin de, sevilmenin de artık mümkün olmadığı çarkı bizim için çalıştırır." marcel proust - a l'ombre des jeunes filles en fleurs*
"insan pek ilgilenmediği bir konuda ne fazla titizdir, ne de iyi hüküm verebilir. artık sevmediğimiz bir insanın bizim ilgisizliğimiz karşısında iyice aşırı görünen sevecenliği, belki de aşkımız karşısında hiç de yeterli olmayacaktı." agy
"bir kişiye duyulan ve diğer her şeyi dışlayan aşk, daima başka bir şeye duyulan aşktır." agy
"çünkü aşkın bakışı yalnızlaştıran bir bakıştır. (...) ne var ki, duygulara kimse karşı koyamaz; oradadırlar ve her türlü bastırma girişiminden bağımsızdırlar." milan kundera - l'identité
"..., çünkü bir ayrılıkta, sevgi dolu sözleri söyleyen taraf, aşık olmayan taraftır, aşk doğrudan ifade edilmez;..." marcel proust - la prisonniere
"çoğunlukla aşkın nesnesinin bir beden olabilmesi için, o bedenin bir heyecanı, onu kaybetme korkusunu, tekrar bulmanın belirsizliğini içinde barındırması gerekir." marcel proust - la prisonniere
"yasalar tarafından onaylanmayan ilişkilerden, evlilikten doğan akrabalıklar kadar çok ve karmaşık, ama daha sağlam akrabalık bağları doğar. bu kadar özel türden ilişkileri bir yana bıraksak da, gerçek aşktan kaynaklanan gayrimeşru ilişkilerin ailevi duyguları, akrabalık görevlerini sarsmayıp aksine pekiştirdiğine sık sık şahit olmaz mıyız? bu durumda gayrimeşru ilişki, evlilikte anlamsız olabilecek birçok şeye ruh katar." marcel proust - la prisonniere
"adamla* aşk arasında kadın var.
adamla kadın arasında bir dünya var.
adamla dünya arasında bir duvar var." antoine tudal (şiirinden alıntılayan jacques lacan)
[ister zahit ol, ister kötü kişi... canını terk ettin mi, aşıksın.
gönlün canına düşmandır... canını terk et, at yola... canını attın mı, yol biter.
yol bağı candır; ver canını*... ondan sonra perdeyi kaldır, sevgilinin yüzünü gör!
sana imandan çık derlerse... candan vazgeç diye hitap gelirse
bunu da ver, onu da... imandan vazgeç, canını feda et!
inkar eden, bu olmayacak şey... böyle şey caiz değil derse, de ki: aşk küfürden de yücedir, imandan da!
aşkın küfürle, imanla ne işi var? aşıkların bir an bile olsa canla uğraşmak işleri mi?
aşık, bütün harmanı ateşe verir... başına testereyi korlar, sabreder, tenini biçtirir!
aşka dert ve gönül kanı gerek... aşkın hikayesi bile müşkül olmalı!
saki, kadehe ciğer kanını dök! derdin yoksa, bizden ödünç al!
aşka perdeleri yırtan bir dert gerek... gah canın perdesini yırtmalı, gah dikip perde altında gizlemeli!
aşkın bir zerresi, bütün alemden iyidir... derdin bir zerresi, bütün aşıklardan iyi!
aşk, daima kainatın içidir, ama dertsiz aşk, tam aşk değildir.
meleklerde aşk vardır, dert yok... dert adamdan başka bir mahlukta bulunmaz.
aşkın kafirliğe yakınlığı var... kafirlikse yoksulluğun içyüzü!
yola ayak basan, bu yolda ayak direyen, küfürden de geçer, islamdan da!] feridüddin attar - mantıku't-tayr
[takva ile aşk uyuşamaz*. aşkın sonu kafirliktir, bunu unutma!] feridüddin attar - mantıku't-tayr
[aşk bir adamın adını sanını kötüye çıkarıyorsa, süprüntücülükle, hacamatçılıkla şöhret bulmaktan daha iyi ya gene. nihayet, aşık diyecekler!] feridüddin attar - mantıku't-tayr
"aşk uzun bir sokuştur, aşk bir tokuş
aşk uzun uzun bir yokuş" samuel beckett - murphy
"g. deleuze, söz konusu romanın geçmişe değil, geleceğe dönük olduğuna inanır. öğrenmek de özellikle göstergelerin edinilmesiyle ilgilidir. (...) kibarlar aleminin göstergeleri (başka bir şeye göndermeyen boş göstergeler); aşk göstergeleri (aldatıcı göstergeler); izlenimlerin ya da duyumsanabilir niteliklerin göstergeleri; ve son olarak da temel nitelikli sanat göstergeleri (bütün öbür göstergeleri dönüştüren göstergeler)." mehmet rifat - marcel proust ya da bir roman yaratmak
"aşk bağlanmasına gelince, sıkmaya başladığı an bir yana bırakılması daha iyi olur. erkeklerle kadınlar sevmek zorundadırlar demek saçmalıktır. erkeklerle kadınlar sonsuzluğa değin birbirlerine inceden, değişken bir yolda bağlı olacaklardır; onlara herhangi bir "bağlanma" boyunduruğu vurmanın hiç de gereği yoktur. tek töre, erkeğin erkekliğinde, kadının da kadınlığında durması, aradaki bağın bütün saygı değerliğiyle kendi kendine oluşmasını beklemesidir. çünkü bu, ikisi için de yaşamın kendisidir." d. h. lawrence - anka kuşu
"tüm insan davranışı ya bir aşk eylemi ya da aşk için ağlamadır." stan dale
"işte reddedilmiş kişiyi insanlaştıran da bu sancılı iç hesaplaşmadır. aşk genelden tikele kaçıştır hep; genelin hakkı hep tikelde verilebilse de, bu kaçış her zaman genele bir ihanet olarak gerçekleşir. demek genel de başkalarının özgürlüğü, özerkliği biçimini alarak tikelden öcünü almaktadır şimdi. (...) yalnızlığının duygusuz, akıldışı şiddeti, sadece bireysel kalan bütün doyumların, bütün kazançların yalan olduğunu da öğretir ona. ama böylece genelin şu çelişik hakikatini de anlamaya başlar: sevdiği kişi tarafından sevilmek, herkesin devrolunamayacak ve suç nedeni sayılamayacak insanca haklarından biridir. (...) aşkta adaletin sırrı, aşkın da dilsizce söylediği gibi, her türlü hakkın iptal edilmesidir." theodor w. adorno- minima moralia
"kader aşk eyleminde öbür kişidir. kendine bakma ve başkası için aşk şeklindeki diyalektik kutuplar birbirini üretir ve güçlendirir. bu paradokstan ne kaçılabilir ne de bu paradoks çözülebilir; ama bununla birlikte yaşamak gerekir." rollo may - özgürlük ve kader
["özlenen bir pişmanlık diye tarif ederler aşkı sorarsan." benim mısram bu.] ismet özel
"sevi, iki kişinin bir araya gelerek tanıma, betiye sığmaz bir dünyanın yasalarını uydurup uygulamasıdır." bilge karasu - narla incire gazel
"ölümdü bu ölçüt. gerçek aşkın sonunda ölüm vardır ve ancak ölümle sonuçlanan aşk aşktır." milan kundera - smesne lasky
"aşk nedir? bir başkasıyla aynı zamanda, aynı düzeyde, aynı şiddette buluşmaktır." jiddu krishnamurti
["musiki, aşk için iyi vasıta değil..." diye düşündü. çünkü musiki zamanın üzerinde çalışıyordu. musiki zamanın nizamı idi; hâli yok ediyordu. saadet ise bu gündedir.] ahmet hamdi tanpınar - huzur
"bu sayfaların başında anılan tek merkezli daireler imgesi, yine ortaya çıkıyor: cinsellik kök, erotizm sap, aşk ise çiçek. ya meyve? aşkın meyvelerine dokunulamaz. aşkın gizemlerinden biridir bu." octavio paz - la llama doble amor y erotismo
"kadın özgürlüğü olmadan aşk sözkonusu değildir." octavio paz - la llama doble amor y erotismo
"armağanlara, mallara sahip oldun da karşılık olarak aşkı verdin. malı bırak, mal şöyle dursun, sen aşka teşekkür olarak kendini ver." mevlana - divan-ı kebir
"aşk ondan gebedir, bu cihansa aşktan gebe. bu dünya şu dört unsurdan doğdu. falat dört unsur aşktan doğdu." mevlana - divan-ı kebir
"aşk nedir derler. de ki: dileği, isteği, yapıp yapmamak arzusunu, iradeyi-ihtiyarı terk etmektir aşk; ihtiyarı terk etmeyende hayır yoktur." mevlana - divan-ı kebir
"aşıklar, gökyüzüne uçarlar; münkirlerse cehennemin ta dibinde geberirler." mevlana - divan-ı kebir
"aşk yolu 72 mezhepten de dışarıdadır." mevlana - divan-ı kebir
"aşkı bana da sorma, başkasına da sorma; aşkı aşka sor." mevlana - divan-ı kebir
"aşk iklimine geçenler aşk kardeşi olurlar." yaşar nuri öztürk - mevlana celaleddin rumi ve insan
"kösnüllüğün tinselleştirilmesine aşk denir. aşk, hıristiyanlığa karşı kazanılmış büyük bir yengidir." friedrich nietzsche - götzen-dammerung
"ne var ki, nefretin farklılaştırıcı bir işlevi de vardır; aşk bir birleşme ve kaynaşma çabasıysa eğer, nefret kendiliği nesneden ayırt etme çabasıdır." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık
"düzyazı tarafınız kuşkucu bir avukat gibi, bunun aşk olduğunu nereden biliyorsun diye fısıldar, daha sadece birkaç hafta, birkaç ay oldu." julian barnes - a history of the world in 10 1/2 chapters
"hâsılı şemşîr-i ızz u kudretiyim izid'in
aşkım ben satvetimden kâinat lerzandır." filibeli ahmet hilmi - a'mak-ı hayal
"ger ölümden kurtulam dersen yürü var âşık ol
döne döne aşk oduyle cism ü cânı kıl kebâb" niyâzî-i mısrî
(bkz: sevi/@ibisile)
(bkz: aşki), eşk, aşık/@ibisile
(bkz: gerçek aşk/@ibisile)
(bkz: aşk nedir)
(bkz: aşk yapmak/@ibisile)
(bkz: aşk çocuğu/@ibisile)
(bkz: aşk peygamberi)
(bkz: aşk oyunu/@ibisile)
(bkz: aşk örgütlenmektir)
(bkz: çocukluk aşkı/@ibisile)
(bkz: aşkın metafiziği)
(bkz: aşkın diyalektiği)
(bkz: aşkımızın meyvesi aytek)
(bkz: sigmund freud/@ibisile)
(bkz: mevlana/@ibisile)
(bkz: salambo/@ibisile)
(bkz: son bakışta aşk)
(bkz: man in black/@ibisile)
(bkz: nadine/@ibisile)
(bkz: sevda/@ibisile)
(bkz: fragments d'un discours amoureux/@ibisile), bir aşk söyleminden parçalar -
aşkla dol
sırılsıklam sev
ne bulursan yapış öpüş ucundan
sarhoşun sevgilisi güzel
aseksüel ve kişisiz bir aşk oluşturma çabası.
çok salakça, ve fakat saygıdeğer.
olabilirse bu kişisiz sevi içinde ben de bulunmayacağım...
aşk kutsal hastalık, kutsal dengemezlik.
"aşk örgütlenmektir," dedi ece ayhan ama aşk örgütüsüzlüktür, toz duman dağılmaktır. zaten biri de aşk köpekliktir demişti. sert olsa da bu doğrudur. aşk aşırı sadist, işkenceci bir tekkeye kapılanmaktır.
aşk hukuku dünyanın en garip ve diğer tüm hukuklara direnen doğal hukuku. say roma hukuku gibi.
yüzüne dik dik bakan fotoğraf, sevmektir, aşkın kendisi değilse de cüzlerinden biridir.
aşk ve sevgi özde uçmaktır. sonunda düşülüyor (aşk) veya iniliyor (sevgi) diye uçmamaya kalkışmak yaşama ihanet ve andavallılık. kuşlar uçmanın sahibiyken bile düşüyor, iniyor er geç. uçmanın anlamsızlığı kuşluğun ruhuna aykırı.
her aşk öteki bir aşkın hem şablonu hem akrabası. en bıkılmaz konu. her dem taze ve hemen hemen hep aynı. çocuk oyunu, en çok da kumdan kaleler gibi.
la sevgi, arapça olumsuzlukla karışmasın diye le sevgi. sevgi ahlaksız ve kuralsızdır. bu bakımdan, sevgi aslında aşktır. (bkz: le sevgili/@ibisile)
iman: iki kere iki dört etmesin lütfen. ne olur tanrım.
mucize: müjde! iki kere iki dört çıkmadı!
aşk: iki kere iki dört değilmiş ki. hiç değilmiş.
yalancının aşkı yatsıya kadar yanar yatar.
aşkın sonu yani aşkın bitmesinde sakınca yok, hatta bitmemesinde de sorun yok. aşk aşktır, başka şeyle ölçülemez. aşka başka bir cetvel kullanmak gerek. duygu insanı yükseltir, coşkun eder, mecnun eder, sevdiğini ısırttırır.
her ne kadar birbiri yerine kullanılsa da sevgi aşk değil. belki ateşin külüdür, közü değil. büyük çevrimde ona da yer var. aşk ile sevi eşanlamlı kullanılıyor ama derinlik ve genişlik bakımından verdikleri his farklı. o yüzden sevi aşk ile sevgi arasında bir yerde konuşlanabilir. sevi aşkın eşiti görülmek yerine uzun erimdeki kullanımlara göre farklı bir noktaya oturabilir.
sevgi ateşi olmayan duman, aşk dumanı da olan ateş.
aşk hem hayalin hem gerçeğin aynasıdır. aşkın gözü kördür, ve hedeften hiç şaşmaz.
aşk ayrılıkları sever, kader rastlantıları işlemeyi.
aşkın tipik sıvısı zehir. ateş suyu karakterinde bir zehir. yaşayan da, yazan da, söyleyen, aktaran da bilir. (bkz: zehir/@ibisile)
acı çekmede bile uzmanlaşıldığında suyu çıkar. "aşk ustası" kavramı çelişkidir. aşk sahiciliğin yurdudur.
aşkın gözü kördür, aşktır bu, tunnel vision görecek, kepenkleri kapatacak, merkeze aldığı şeyden başka şey görmeyecek, kısmi körlük/periferik körlük olacak.
aşk dumanı zamanla değişiyor, dağılıyor.
evlilikte aşk varsa bir şeyler göründüğü gibi değildir..
yeni aşk eski nefreti sağaltmaz. (bkz: aşk vs nefret)
imkansızı sevmek zor değil, aşırı kolay. o yüzden çoğu insan aşk kariyerine platonik aşkla başlar. alacağını, kimse bilmeden gönlünce alırsın, vereceğini gönlünden koptuğu kadar aynen kendi kendine verirsin. o yüzden gerçek ilişki, olanaksız ilişkiden daha zordur.
insan, en değerli bireysel deneyim olan aşka bile, aşkı yaşarken yanlış veya karşıt tutum takınabilir. bu denli büyük ıskalama veya hatayı, inandığı gibi ve inandığı için yanlış yapmak bir nebzeaffettirebilir. (bkz: imanın şartları/@ibisile)
gerçek sevgi diye bir şey yok kanımca; yoğunu, aptalı, çelişkilisi, karşılıksızı var ama gerçeği yok, çünkü onun özel terazisi yok, hepsine gerçek demek zorundayız.
uzaktan sevişebilmenizi takdir ediyorum. belki, aşk çiftleşememektir. (bkz: mektupla aşk), aşk mektubu/@ibisile
ne kadar zor şey. genç güzel kadın. sevişmek istiyor, aşk istemiyor. erkeği aşk alırsa sevişme vereceğini vaadediyor (kırılgan erkek). kadınsa ancak aşk vermezse sevişme vereceğini (aşk onu bozar sanmış bir kere). pazarlık, yüzleşme geldi orta yerde tıkandı. artık burdan daha ileri gidemiyorlar, olabilir sandığı(mız) olmadı işte.
birine görmekle, dokunmakla, hayranlıkla tapınma da benliğin korunmasını zorlar, güçleştirir. suret yasağı dolayısıyla diyorum. ama hangi suretten, hangi çökelmeden korunabiliriz? bunun tek istisnası/sağlıklı istisnası aşk. o sırada insan şeytana tapar gibi oluyor, ama aşk aynı zamanda yaktığı için (yani şeytanca beklemeden, kandırmadan bireyden alacağını tahsil ettiğinden) benliğin hem şişirilmesine hem de ütülenmesine, fırınlanıp pişirilmesine hizmet ediyor.
aşkın derdi raydan çıkarıp tekrar sokmak, yakmak, öldürmek, tekrar diriltmek. oyuncak olmadığından, aşkın eşitlikle işi olmaz. aşk yakmaya dokunan elden ve bedenden başlar; beden kaybolur, sonra yeni(den) beden bulunur. oradan ruh komisyonunu ve aidatını almaktadır. yaşanan acı veveya haz ne denli gerçekse, sahiciyse ruh o ölçüde hoşnut ve tapi bütçededir.
aşk fırtınalarını herkes yeni bir donanım ve hevesle inceler, yeniden, yeniden keşfeder. hepimize söz söylemeye yetecek yeri olması, aşkın, insan ilişkilerinin bitmemiş kitabının mucizesi, gizemidir. bu tekçiliğe, tekliğe de bir göndermedir. monomani denilen deli saçması görünümlü genelleme bile gündemden asla bütünüyle düşmez. maceralar bitmediği gibi yanlış fikirler bile bitmez, ölmez.
hem ilişkide hem ayrılıkta denge bulunur. standart koşullarda veya büyük olasılıkla. o zaman aşka, dehşet dengesiyle kurulu ateş/yanma deneyimi diyebiliriz. bu ateş her türlü beklenmedik, iyi ve kötü eylemi, çözümü, atılımı mümkün kılar. aşkı yeni-ruhçulardan ışık yazan 'dünyada olan ama dünyadan olmayan (deneyim),' olarak betimlemiştir. varoluşun en büyük ve en önemli değilse bile çok büyük ve çok önemli deneyimi. herkese vurması beklenmeyen piyango. vurana algılamak ve doğru davranmak (doğru yanmak) nasip olsun, gene de aşka doğru davranmak olmazsa olmaz değil. zaman ve mekandan bağışık, bunların ötesine taşıyan şey olduğundan, o doğrusunu algılayıp bulma sonradan, hatta pişmanlıkla da yapılabilir. aşk, bitti veya sürdü, hem öncesini hem sonrasını aydınlatan, temel değer. diğer değerlerin içine giren değer. o bakımdan tanrı sevgidir, sevgi tanrıdır önermesi hiç boşuna değil, tam isabet. tanrı her yerde ama bazen bir biçimde harçta ve kamufle-örtük durumda.
aşk insana tanrısını dinini kaybetmeye malolabilir. ve öyleyse varsın yapsın, buyursun. aşk yakarak yaratacak veya bünyede hafif gereksiz olanı yok edecektir. canını seven aşktan kaçsın, yakalanana allah yardım etsin, yani yine aşk.
seven sevdiğinde kendinin yitik, zor görünen bir parçasını bulur veya bulduğunu sanır. o yüzden sevdiğinden uzaklaşmak, kendinden uzaklaşmak, kendini yoketmek kadar zordur. o kendinden kopmayı, aşk, geri durma denetimliliğinde değil aşkının yalımına yaklaşmada sağlayacaktır.
affetmek aşkın aşil topuğu. kural olarak affetmek uygunsuzdur. insan affedemediği halde kopamayıp, mum olup, aşkın hizmetini sürdürüyor. (bkz: çaresizlik/@ibisile)
kaybedince özlemekten, iyice anladığında dahası pişman olmaktan korkmayın. tam tersinden asıl tam tersinden; özlememekten, aşk veya sahiplik sandığının hiç öyle çıkmamasından korkun.
kuralımız gene basit: sevmişsen, ayrılsan da kopamazsın, birsindir. aşk bitsesönse bile hem öncesini hemsonrasını aydınlatır.aşkınseni özledikçeaşkıkanatlanır.velev ki` kara sevda olsun. bazen aşk anısıra değil peşisıra, gecikerek yakalayabildiğimiz bir balık. zan/sanı/iç dünya ilkesi gereği hissedilen aşkın her hali gerçektir, geçerlidir; karlı ve somut olması gerekmez.
aşk içindeyken özlemek yine de ayrılıkla ilgilidir. insan sevgilisinin yanındayken bile onu özler, açlığını hasretini çeker. bu az sevilmesinden değil, vücut engeline dayanamamaktan, yiyip içine almak veya içinde kaybolmak istemekten gelir. o özlem kavuşamamaktan, ayrı olmaktandır. yani ego sınırları aşığın en içten ve gerçek düşmanı, aşkının da tartıp onaylayıcısı, dostu. ego ve vücut ruh için, bilinç için eş anlı dalış badisi ve yatağımdaki düşmandır. bunun da dolayımıyla seven için sevilen veya sevmeyen olarak muhatabı, eşanlı efsane badi ve koynumdaki yılandır.
aşk için bir metafor da çifte kayıklar. birbirini seven iki insan olarak iki kayık hızla birbirine doğru çekilirler. eğer aşırı hızdan ötürü birbirini delip parçalamadılarsa, kavuşmak merkezlerini birlemek için sürtüşmeye, birbirini sıkıştırmaya devam ederler. bunun doğal sonucu olarak çabalı kayıklar gıcırdar, aşınır dururlar. bir yerde sevginin sınırlarda hem durultulması hem sınanması gerekmiş oluyor.
dünya tipi yaşantı böyle. ama sevgiaşk için bilgeler "dünyadadır, ama dünyadan değildir" diye ululama yaparlar. ben de o nitelemeyi çok severim. sevgiaşk bütün dengeleri bozan varlık torpilidir, varlığın göze ve duyulara hitap eden halidir.
yasemin adlı kadın arkadaşımdan: "aslında aşksız yaşamak memurluk yapmak gibi bir şey. az kazanıyorsun falan ama kafalar rahat."
aşk ölümü de tattırır, aşk öldürür. ama aşkla yaşayalım, aşk için yaşayalım. aşk için ölmeye değmez, öldürülmeye değer.
"şişeler devrilince aşk var sanılır," dedi şeytanın nefesi. "aşk devrilince şişeler giderir sanılır," dediler günah sevap yazmaktan usanmış münker ve nekirler.
"aşk; yataklık olmazsan kitaplık olursun." orkoz müdavim düşünürleri
(ilk giri tarihi: 13.8.2015)
(bkz: aşık/@ibisile), aşıklar/@ibisile
(bkz: eşk), ışk, incizap
(bkz: aşksız), aşksız hayat
(bkz: aşkiyat)
(bkz: maşuk), muaşaka
(bkz: aşktan)
(bkz: aşkla/@ibisile), aşkla sevmek
(bkz: aşkın/@ibisile), aşkım
(bkz: bu aşk)
(bkz: aşk var), aşk yok
(bkz: ilk aşk/@ibisile)
(bkz: karşılıksız aşk/@ibisile), karşılıklı aşk/@ibisile
(bkz: platonik aşk/@ibisile)
(bkz: yasak aşk), yasal aşk, aşk-ı memnu
(bkz: aşk yapmak/@ibisile)
(bkz: aşk çocuğu/@ibisile)
(bkz: aşk şarabı)
(bkz: aşk motoru)
(bkz: motor aşkı)
(bkz: aşk içinde)
(bkz: aşk ağrısı), aşk acısı, aşk ıstıraptır
(bkz: aşk hastası), aşk hastalığı
(bkz: sonsuz aşk), sonsuz sevgi
(bkz: imkansız aşk/@ibisile)
(bkz: aşk örgütlenmektir)
(bkz: aşk köpekliktir)
(bkz: bencillik ve aşk)
(bkz: ilk bakışta aşk), ilk görüşte aşk
(bkz: son bakışta aşk)
(bkz: aşk ağlatır)
(bkz: aşkım aşkım)
(bkz: aşk vs sevgi/@ibisile)
(bkz: aşkın ve dostluğun ayrımı yoktur/@ibisile)
(bkz: aşk ağacının meyvesi muratsızlıktır)
(bkz: sırılsıklam aşık olmak/@ibisile)
(bkz: aşka aşık olmak/@ibisile)
(bkz: aşık olma), aşık olmak, aşık olmaktan korkmak
(bkz: yanındayken bile özlemek)
(bkz: ne seninle ne sensiz)
(bkz: nadine/@ibisile)
(bkz: sevgi/@ibisile), seven/@ibisile, sevi/@ibisile, seviş/@ibisile
(bkz: ilişkiler/@ibisile)
(bkz: biterse sevdam)
(bkz: büyük ikramiye/@ibisile)
(bkz: platoniğin aşırı umut veren sıradan davranışları/@ibisile)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap