ab ile vizelerin kaldırılması
-
öncelikle son dönemlerde yaşanan gelişmeler, bizatihi ekşi sözlük'te bile konuyla ilgili başlık çöplüğü oluşmasına neden oldu. yok efendim haziran'da vizelerin kalkması, yok ister ekime ister... öhöm, derken insan nereye yazacağını şaşırıyor.
ancak işbu başlık 2011 yılında açıldığına ve temel mesele burada tanımlandığına göre buradan devam edebiliriz derim.
şimdi en son söyleyeceğim lafı en başta edeyim, en azından yakın ve orta vadede gerçekleşmesine kesinlikle ihtimal vermediğim olaydır. onu geçtim, şurada bir allah'ın kulu bu müzakerelerle ilgili resmî metinlere biraz olsun göz gezdirdi mi bilmiyorum.
hani türkiye'den 72 başlık altında talep edilen birtakım hususların olduğu söyleniyor ya. en tehlikelilerinden birisinin ne olduğunu duymak ister misiniz? türkiye'den 1951 tarihli mültecilerle ilgili cenevre sözleşmesi'ne koyduğu coğrafî nitelikteki ihtirazî kaydı kaldırması istenmektedir.
sen ne diyon lan değişik dediğinizi duyar gibiyim. kısaca izah etmek gerekirse, türkiye söz konusu bm antlaşmasını onaylarken, sadece avrupa ülkelerinde meydana gelecek olaylar sonucunda kendisine sığınan insanlara mülteci statüsü vermeyi kabul etmiştir. yani türkiye'nin avrupa haricinde başka hiçbir yerden gelen sığınmacıları kabul etme zorunluluğu yoktur.
"eee bize ne zararı var şimdi bu değişse?" diye soruyorsanız, teorik olarak konuşmak gerekirse, hani olur da türkiye cumhuriyeti, sınırları içerisindeki bütün suriyeli sığınmacıların tamamını bir yerlere postalasa, kimse hukukî olarak bir şey yapamaz.
şimdi ab, "sen önce antlaşmaya koyduğun bu çekinceyi kadır, ben sonra vizelerin kaldırılıp kaldırılamayacağına bakacağım" diyor. söz konusu çekinceyi kaldırmak, suriyeli sığınmacıların elimizde patlayacağının hukukî teminatıdır.
amaç sığınmacıların ab üyesi ülkeler yerine türkiye'de uluslararası korumadan yararlanması ve daimi olarak burada kalmasıdır. işte en çok korktuğum şeylerden birisi, hükûmetin ab uyum paketi adı altında bu çekinceyi kaldıracak düzenlemeyi de tbmm'ye getirmesidir.
sonuç ne mi olur, muhalefet partileri karşı çıksa "bunlar halk düşmanı" diye yaftalanıp, muhtemeldir ki hayatında pasaport sahibi dahi olmadan ölecek birtakım vatandaşlarımızdan gene oy devşirilir; muhalefet sesini çıkarmazsa da bu sefer ülkenin geleceği göz göre göre, asla verilmeyecek bir havuca satılır.
ab ile geçmişte yapılan müzekerlerden hiç mi ders alınmadı anlamıyorum, sen bir şekilde o 72 başlık altında istenenleri yerine getirsen bile bir 72 tane şart daha öne sürülecek. bu arada ab istediğini çoktan almış olacağı için, öyle bugünlerde olduğu gibi ev gezmelerine sık gelmeyecek.
başlıklar altında güney kıbrıs rum yönetimi'ne çeşitli konularda daha fazla zorluk çıkarılmaması da geçiyor ki, sanki adamların adasını alcatraz'a çevirip, ab anakarasıyla bağlantılarını koparmışız. bunun dolaylı yoldan "kıbrıs cumhuriyeti'ni tanıyın" demek olduğunu herkes anlayacaktır elbette. mültecilerle ve schengen bölgesiyle ne alakası var bilen biri anlatsın.
hadi kıbrıs meselesini geçtim, başlık konularından bir diğeri ne biliyor musunuz? roman vatandaşlara seyahat serbestisinin tanınması. pardon? sayenizde bu ülkede romanların kimlik çıkarma, seyahat etme ve ev sahibi olma konularında diğer vatandaşlardan farklı bir muamele gördüğünü öğrendik. aslında bir sarkozy fransa'sı seviyesine erişmişiz de haberimiz yokmuş. sağolasın izocam. bu at pazarlığına bulaşılmaması gerektiğini daha fazla nasıl anlatabilirim. belli ki ne yaparsak yapalım sonunda kaybeden olacağız... -
öncelikle (bkz: #59113705). daha sonra şu son gelişmelerin de etkisiyle "lan, yoksa?" diyesim geliyor. ancak içimdeki o âkil adam, hemen "sendeki şu iyimserliğe de hayranım, enayiliğin lüzumu yok" diyerek sarsıyor, kendime getiriyor beni.
bir kere resmî metinlerde hep “visa liberalization” ifadeleri yer alıyor, “visa exemption” değil. diplomatik metinlerde her bir kelimenin nasıl özenle seçildiği bilinir. yani adamlar bütün şartları yerine getirsek bile “biz muafiyet sözü vermedik ki, gelin her türlü kolaylığı sağlayalım” diyecek.
vize kolaylığı ise zırvadan başka bir şey değil. vize ücretini 60 euro’dan 35’e indirirler, buna da kolaylık derler. yine bütün şartlar yerine getirilse dahi ab komisyonu'nun üye ülkelere vize konusunda teklifte bulunacağı yazıyor. tek bir ülke bile karşı çıksa uygulamanın hayata geçmesine engel. sonra da çıkıp “biz gerekenleri yerine getirdik. n'apalım oybirliği sağlanamadı” derler yüzsüz yüzsüz. tabiî bu arada da -amiyane tabirle- bize giren çoktan girmiş olur.
öte yandan her bir ab ülkesine, istediği zaman antlaşmayı tek taraflı olarak askıya alma hakkı verilmesi şeklinde bir teklif var ki, tam bir saçmalık. ne yani şimdi almanya "bana çok türk geldi, akıbetleri belli değil" diye vize muafiyetini kendi yönünden kaldırsa ne olacak? ben de kalkar avusturya üzerinden gene giderim almanya'ya. o da askıya alsın, en kötü yunanistan'dan girer, gerekirse finlandiya'dan çıkarım.
avrupa'nın siyasî haritası, artık 12 eylül sonrası gibi değil. ülkelere münferit olarak antlaşmadan cayma hakkı vermek demek, schengen alanı içinde tekrar sınır kontrollerine başlamayı gerektirir. sırf türklere vize muafiyeti verecekler diye, birleşik avrupa ruhuna aykırı bir şekilde eskiye geri döneceklerini düşünmek ise saflıktan başka bir şey olamaz. -
(bkz: #60177204)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap