• kaldır çöpe at insanlardan oluşan bir topluluk değildir. direnişin her adımında olduğu gibi, burası da tamamıyla heterojendir. fazlaca iyimser, empati dozunu biraz kaçıran insanların bir fikri yüzünden gördüğüm kadarıyla sözlükte fazlaca kötülenmiş, 3 akşam boyunca; bazen sinirlenip bazen gülüp saatlerce oturduğum forumdur.

    her şeyi geçtim, bir defa abbasağa'dadır, beşiktaş'tadır. doğasından güzeldir.

    (bkz: derin bir nefes çektik abbasağa'dan)
  • anında oylayıp anında karar verip anında eylem yapan güzel insanların olduğu aktivisti bol forumların başatı.
  • konusuldugu yer icin (bkz: abbasağa parkı)

    aksama kadar klavye basinda konusup, meydanlara/sokaklara cikmayanlar elestiriyor bir de. bu olay futbol ya da politika degil yani klavye basindan elestirme zamani degil, bu halk hareketi ve halk forumu. sokaga cik, tepkini ve dusunceni goster.
  • an itibari ile atv' ye yürüyen forumdur.

    ethem için birleşendir..

    candır...
  • 2 haftadır aktif katılan, çalışma gruplarında görev alan biri olarak bu gece gösterdi ki, eğer düşüncen aykırıysa çoğunluğa, orada sana gerçekten yer yok... ne farkı kaldı direnişte savunduğumuz özgür düşüncenin karşıtlarından... bizden değilsen git mantığı ağır basıyor gün geçtikçe... biz kim? sen kimsin?

    çok güzel fikirler çıkıyor çalışma gruplarından, bu bölünme açıkça ortaya çıkmadan o fikirler eyleme geçmeli bir an önce...
  • 10 temmuz'da baya kalabalıktı. 45 dakika kadar basın konuşuldu. basından insanlar konuştu, diğer insanlar basın hakkındaki düşüncelerini söyledi. dikkatimi çeken noktalar şunlar:

    - medyanın 1980'den beri boka sardığı, aydın doğan sayesinde gazetecinin sendikasızlaştırıldığı, medyanın yavaş yavaş patron medyası olduğu anlatıldı.
    - yandaş medyadaki muhabir, kameraman vs. insanlar bizden farklı düşünmüyor, ama yapabildikleri birşey yok. eylemlerde doğrudan onlara tepki gösterilmemesi rica edildi.
    - alternatif medyayı desteklememiz istendi. çok ağır baskı altında oldukları, desteğimize ihtiyaçları olduğu söylendi. örneğin bir haber ajansında çalışan bir kadın, polisin evlerine gelip iğrenç şeyler yaptığını, çırılçıplak soyularak arandıklarını söyledi. başka bir muhabir polis tarafından tartaklandığını, göz altına alındığını anlattı, ve olayı görüntüleyen gazetecilerin arasında gazeteci kılığında polislerin olduğunu söyledi.
    - bir direnişçinin "çadırlarımız yakılırken 1 tane bile gazeteci yoktu, 1 kişi bile çekim yapmadı" diye alternatif medyayı da eleştirdi. bunun üstüne basından biri "siz emin olun, o çekilmedi sandığınız an bir kaç açıdan telefoto lenslerle falan çekilmiştir, yayınlanmayı(veya yayınlanamamayı) bekliyordur" dedi.
    - gazeteci olmayanların yaptığı gazeteciliğe vurgu yapıldı. örneğin talihmane'deki eli palalı'nın görüntülerinin gazeteciler tarafından çekildiği, ama ancak cep telefonuyla çekilen görüntüler yayınlandıktan sonra farklı açılardan çekilmiş görüntülerin yayınlandığı söylendi. yani cep telefonu görüntüsü çıkmasa, basın kendi çektiği görüntüleri yayınlamayacaktı...
    - 12 temmuz cuma 19:00'da galatasaraydan meydana yürüyeceklerini, halkı yanlarında görmek istediklerini söylediler(ama açıkçası bunun haberini hiçbir yerde bulamıyorum, ilginç)

    kasketli, abbasağa'dan bildirdi...
  • bugüne kadar herhangi bir foruma, sırf yalnız olduğum için katılmaya çekindiğim ve artık ne olursa olsun bu cuma akşamı -eğer katılınması gereken daha önemli bir yürüyüş, direniş olmaz ise- kesin katılıp parçası olmak istediğim güzel oluşum.

    fekat üzülerek itiraf ediyorum ki; abbasağa parkı tam olarak nerede ve nasıl gidiliyor bilmiyorum maalesef. bilenlerden yol, iz tarifi reca ediyorum. *

    *****

    bir yol yardım büdütü:

    o kadar çok kişiden tarif yardımı geldi ki;)
    artık biliyorum nasıl gidebileceğimi...
    iyi ki varsınız sözlük ve güzel insanlar...
  • bu aksam once iftar yemegi ardindan hayatini kaybedenlerin anilmasinin yapiliyor oldugu park.
  • başladığı günden bugüne toplanan tüm oturumlarını ve haliyle konuşulanları dinleme imkanım olmamakla birlikte içinde bulunduğum birkaç gün ve konuşulanlarıyla beni umudun yanında bir o kadar da umutsuzluğa sevkeden bir forum.

    umudumun nedeni, geleceğe dair daha fazla söz alabilen, birbirini dinlemesini bilen, hiç katılmadığı fikirler karşısında bile sesini yükseltmeyen, şiddete başvurmayı aklından geçirmeyen bir topluluk her akşam bir şenlik havasında toplanmakta. ki bu topluluğu oluşturan insanların bir çoğu komşularına bile selam vermekten çekinmekteydi birkaç hafta öncesine kadar.

    umudumu yitirmeme neden olan şeylerse:

    bazı konuşmacıların söylemelerinin haddinden fazla sert olması. misal 14 temmuz gecesi katılan bir konuşmacı tutklanan eylemcilerin kaldığı koğuştaki herkese faşist, işkenceci ve mhp’li sıfatını yakıştırmaktan çekinmedi. allah’tan kenidini bilen bir mhp’li ben de yanınızdayım söylediklerimize dikkat etmeliyiz diye kibarca uyardı.

    koordinasyonsuzluk nedeniyle saatleri çakışan iki farklı toplanma çağrısı vardı ve aynı kişi kendi çağrısının daha önemli olduğu vurgusunu yapmak için kıvrandı. oysa saatleri değiştirmek bu kadar zor olmamalıydı.

    yine taksim ilkyardım’da yatan gezi direnişçisi arkadaşın ailesine destek için salı günü saat 17’e toplanma çağrısı yapıldı. ancak saat 17 yerine 18-19 gibi bir çağrı yapılsaydı en azından yakın bölgede çalışan ve mesaisi biten arkadaşların da katılımıyla daha fazla katılım sağlanabilirdi.

    aslında bu bahsettiklerim ufak hesapsızlıklardan kaynaklanan şeyler ama asıl sorun yapıcı ve mantıklı eleştiriler getiren bir çok konuşmacının fikirlerinin dikkate alınmaması ve eller çapraz bir şekilde yuhalanması.

    örneğin:

    seçimlere kadar yeni bir parti kurmanın imkansızlığını vurgulayan 78’li bir konuşmacı vardı. imkansızlığını da çok basit bir şekilde açıkladı. zira seçimlere girebilmesi için bir siyasi partinin organizasyonun çok sayısa ilde yaygınlaşması gerekiyor. http://www.anayasa.gen.tr/2820sk.htm

    bunun yerine en azından yerel seçimlerde akp adayına en yakın oy alma potansiyali olan adayların diğer tüm partilerce desteklenmesi gerekliliğinden bahsetti. ve yuhalandı…

    “bu forumlarda türk, kürt, ermeni, milliyetçi vb. etnik kimlikler yok. tek yumruğuz” diyen bir konuşmacı kenardan gelen “kürt vardır. laflarına dikkat edeceksin” vb ikazlarla yuhalandı…

    sokakta polise karşı diretmenin dışarıdan bazen çok hoş görülmediği, şiddet görüntülerinin geziye doğrudan destek vermeyen halk tarafından kanıksanmaya başladığı, kendimizi tutuklatmakla bir yere varamayacağımız uyarısında bulunan bir avukat yuhalanıp hemen sokakta kazanacağız söylemlerine dönüldü. oysa daha yarım saat bir saat öncesinde aynı kalabalık değil miydi mikrofonu eline alan ihsan eliaçık’a “bugün sokakta olduğumuz gibi yarın darbe yapmaya çalışanlarında karşısında olacağız” diye söz veren.

    kısacası gezi ruhu sert söylemlerle oluşmadı, kendi gibi olmayanları da kucaklayarak alevlendi, hal böyleyken polis şiddeti karşısında sertleşerek meşruluğunu yitirmemeli, eğer geçip gitme imkanı varsa polisin yanından, polis tacizine pabuç bırakmamalı eğer uzun vadede yine kaybeden olmak istemiyorsa…
  • carsinin varligi sebebiyle azimsanmayacak bir cekirdek kadro olusmus olsa da ilginin ciddi sekilde dustugu forum.

    kac gundur ne konussak, ne gundemi belirlesek, nasil karar alsak diye dusunmekten somut adim atamiyoruz. tamam, mahalleli kaynasiyor, sohbet muhabbet guzel ama artik bir seyler yapmamiz gerekiyor. zira insanlar sikilmaya basladilar, ozellikle forumun sonuna dogru amfinin yarisindan cogu bos oluyor.

    forumu canlandirabilecek fikirlere ihtiyacimiz var.
    amfiden tasan kalabaligi yine gormek istiyoruz.
hesabın var mı? giriş yap