*

  • birini rizasi olmadan bir yerden bir yere goturme i$lemi.. cogu zaman kar$iliginda fidye istenir.. (bkz: fidye).. cumle icinde kullanalim: "ali adam kacirmadan yargilaniyor"
  • adam adama savunma denilen defans taktigi sonucu futbold da cok kullanilirdi bu tabir.
    rakip defansi uyutma tabiri de bu sayede dogdu sanirim.defansa kendini unutturma sonra,
    oyun zekasi fazla gelismemis defans oyuncularinin birebir oyunda en sik yaptiklari hatadir.
    ayrica basketbolda da kullanilir,ozellikle nba de cogu taktik buna dayalidir.
    perdeleme(screen) olayiyla,oyuncunun kacmasini saglayip sayi yapma taktigi en cok uygulanan taktiktir.
  • hobbit kaçırma versiyonu ise online yazılmış bir frp hikayesi olan eylem. hikaye tharbad yakınlarında bir kamp yerinde geçer. kadim günlerin sonunu işaret eder.

    *********
    yer: tharbad yakınlarında kamp yeri
    tarih: 14 ağustos 2003

    oynayanlar:
    ranini (kendisi, forsuk tepegöz, kirinki, beyaz sakallı styric, çeyrek)
    tindome (kendisi, bozkanat)

    iki tam gündür aynı yerde konaklamaktaydılar..
    (ranini)
    az konuşup, az soruyorlardı. kimsenin de içinden yola çıkmak gelmiyordu. hobbit kız yeni güne garip uyandı. yola çıkmakla, bir gün daha kalmak arasında kararsızdı. havaya baktı, yağmurlanacaktı. kent çıkışındaki pazardan aldığı keçe kazağı üzerine geçirdi. çaydan, bardağına ekledi. karar vermesini sağlayacak bir işaret bekledi

    tindome, sabah hobbit kızın atının topalladığını
    (ranini)
    farketmiş, nalları kontrol ettiğinde değişmesi gerektiğini söyleyip
    atla birlikte uzaklaşmıştı. çeyrek de peşinden gitmişti. çadırın içinde suskun oturan "kirinki"ye baktı hobbit kız. yola çıktıklarından beri pek sesi çıkmaz olmuştu. kanadındaki yara kapanmıştı. ama günlerdir at sırtında sallanıp durmak kuşu sarsmış olmalıydı.

    forsuk, su kenarında atın nallarını değiştiren
    (forsuk tepegöz)
    elf'i görünce hobbitin kampta yalnız kaldığından iyice emin olmuştu. kendini gizleyerek kampa yaklaştığında hobbit kadın çadır benzeri bir korunağın içindeydi. etrafı kolaçan etti, sessiz olmaya çalışıyordu. ork için faydalı bilgiler toplamalıydı.
    "çaaaat!!" "kahretsin.." dedi forsuk sessiz olmaya çalışarak.. "bu sinekler de nereden çıktı!!" yanağını ovuşturdu, sinek ölmüş ama canı acımıştı. bir süre hareketsiz kaldı, duyulmadığından emin olmadan yerinden kıpırdamamaya karar verdi. etrafı gözlemeye devam ediyordu

    dışarda garip bir rüzgar çıkmıştı...
    (ranini)
    vakit öğleyi çoktan geçmişti. acıktığını düşündü. fakat rüzgarda dışarı çıkmak gelmiyordu içinden. sabahtan beri hissettiği "gariplik" duygusundan kurtulamıyordu. çadırın kenarını kaldırıp dışarı baktı. bu rüzgarda ateş yakılamazdı. elf'in taşıdığı heybeyi karıştırıp kendine biraz ekmek ve peynir aldı. karnını doyurduktan sonra, biraz uzanarak uyumaya karar verdi.

    forsuk kamp yerini uzun süre gözledikten sonra
    (forsuk tepegöz)
    herşeyin yolunda olduğuna ikna oldu, geri dönüp ork'u bulmalıydı.
    son kez meraklı gözlerle etrafı kolaçan etti. geldiği gibi sessizce yerinden ayrılmak üzere hareketlendi... tam o esnada kamp yerinin
    sol karafında bir gölge belirdi...

    ağır ve sessiz adımlarla kampı dolaşmıştı.
    (beyaz sakallı styric)
    kamp yerinde gizlenen hobbit'e dokunmadı. arkasından dolanıp çadıra doğru yaklaştı. eliyle havada geniş bir daire çizdi. rüzgar durdu. etrafta derin bir sessizlik başlamıştı.

    tam uykuya dalmak üzereydi.
    (ranini)
    etraftaki sessizlik uykusunu engelledi. rüzgar dinmişti. yattığı yerden başını kaldırıp çadırın içindeki kuşu gözledi. kirinki; garip bir sessizlikteydi ama olduğu yerde sağa sola geziniyor ve kanatlarını uçmak ister gibi sessizce açıp kapatıyordu. yerinde doğruldu hobbit kız.. zümrüt kabzalı kılıcını kontrol ederek, kuşa; sessiz olması için işaret etti. çadırdan dışarı çıkmak için bezi araladı. etrafı kontrol etti.. çevik bir hareketle dışarı çıktı. bir- iki saniye olduğu yerde durup etraftan emin olmaya çalıştı... "kim var orda? "

    hobbit kadın çadırın kapısında duruyordu.
    (forsuk tepegöz)
    "kim var orda!!" diye seslendiğinde, forsuk olduğu yerden kalkıp hızla geriye doğru kaçmak istedi. ayakları yere çakılmış gibiydi. yerinden kıpırdayamıyordu. tekrar bir hamle yaptı.. sonuçsuzdu. biri ayaklarını toprağa çivilemiş, tek bir adım bile atmasına izin vermiyordu sanki. o anda hobbit kadının ona baktığını gördü. ellerini kaldırmaya çalıştı. kıpırdamıyordu. lanetli yaratık hobbitin arkasında dev gibi duruyordu. uyarmak istedi ağzını açıp ses çıkaramıyordu. forsuk, öylece taş kesmiş duruyordu... gözleri görüyor, kulakları duyuyor ama konuşamıyordu.

    çadırın kapısında tam önünde duruyordu.
    (beyaz sakallı styric)
    styric, büyüsüyle donup kalmış olan hobbite bakan, kadına doğru bir adım daha attı."benim leydim.." dedi. "benim.. korkmayınız..."

    dinmeyecek bir kaygu kapladı içini...
    (ranini)
    çalılıkların orda bir hobbit karşısında sessiz duruyordu. "benim" diyen ses, arkasından geliyordu. korkudan yüzü karmakarışık olan hobbitte baktığında bişeylerin ters gittiğini anlamıştı. elini kılıcının kabzasına iyice yerleştirdikten sonra arkasından gelen sese döndü. gördüğü yüzü tanımıştı. beyaz kuğu hanı'nda gördüğü sakallı yüzü ve kirli bakışları tanıdı. çadırın içinde kirinki çığlık çığlığa bağırıyordu. etraftaki tek ses kuştan çıkıyordu. sola doğru bir adım atarak "merhaba yabancı.." dedi. cevap beklemeden sol omzunun üzerinden arkasında duran hobbite doğru baktı. beyaz sakallı'ya hobbiti işaret ederek "sizin dostunuz mudur orda duran hobbit de.." dedi.

    keskin bir kahkaha attı styric...
    (beyaz sakallı styric)
    "hah-ha-haa!! " tepeden söyle bir süzdü hobbit kadını "dostum değil, hobbit hanım... şahidimdir.. olacakların şahididir!" dedi. gözlerini hobbite dikti.

    "şahit mi?"
    (ranini)
    bu cevap aklını karmakarışık etti hobbit kızın. "şahit mi?" diye yeniledi sorusunu... "ne şahidi?" diye sordu. kendini hiç güvende hissetmiyordu. bu beyaz sakallıyı gördüğü ilk anda da huzursuz olmuştu. handa olanlar aklından hızla geçti. bir muhakeme yapmaya çalışıyordu. odasını karıştıran bu lanet bakışlı olabilir miydi... aklından sorular geçip duruyordu. niye onun peşindeydi... gözlerini karşısında dev gibi durandan ayıramadığını farketti.

    hob-bit namee! hob-bit namee! hob-bit namee!
    (kirinki)
    bedaaa!! bedaaaa!!hob-bit namee! hob-bit namee!

    gözlerinin içine bakarak konuşmasına devam etti.
    (beyaz sakallı styric)
    "olacakların şahididir leydim.. olacakların şahidi..." styric, sağ elini hobbit kadına doğru uzattı. " per nolen yabser koye!! olim vedim" diye fısıldadı.

    forsuk korkudan tirtir titriyordu.
    (forsuk tepegöz)
    sabah bütün yediklerinin bacaklarının arasından akıp gittiğini hissetti. ağlamaya başladı. bildiği bütün tövbeleri ve yeminleri aklından sıralıyordu. bir daha asla hırsızlık yapmayacağına, kötü işlere bulaşmayacağına dair yeminler ediyordu. styric'in söylediklerini duymadığını farkettiğinde, düşüncelerini susturdu. dikkat kesildi. evet!! styric'in sözlerini duyamıyordu. hatta artık hiçbirşey duyamıyordu!! hiçbirşey duyamıyor, ses çıkaramıyor ama sadece görüyordu..gözlerini kapatmaya çalıştığında, göz kapaklarında gezinen binlerce kirpi, dikenlerini gözlerine batırıyorlardı..

    kırmızı kuş kirinki'nin çığlıkları kulaklarında patlıyordu sanki..
    (ranini)
    gözlerini ayıramadığı beyaz sakallı, elini ona doğru uzattığında sadece dudaklarının kıpırtısını sezebildi. gözleri yanmaya başlamıştı. içinden "yavanna... sana emanetim.. koru beni.." diyebildi. elleri uyuşmaya, ayakları ağırlaşmaya başlamıştı. derin bir nefes aldı. her taraf kapkara oldu. artık hiçbirşey göremiyordu. sadece toprağa düşen vücudunun acıdığını hissetti.

    styric'in, hobbit kadına doğru uzattığı eli
    (beyaz sakallı styric)
    yere indiğinde hınzır bir gülümsemeyle keyiflendi. hobbit kadın yerde yatıyordu. iki adımda yanına gelip, kontrol etti. kadının belindeki kılıcı söktü. iyi bir işçilik taşıyordu kılıç... kınından çıkardı. parıldıyordu. iki eliyle kavrayıp havaya kaldırdı kılıcı... hızla toprağa sapladı. sonra karşısında korkudan rengi beyazlamış hobbit'e doğru ilerledi. "seni küçük hırsız..."dedi. "demek tövbe ettin çalmamak için.. hah-haha-hahah!!! " sol eliyle hobbitin saçlarını kavradı. olduğu yerden havalandırıp, çadırın önüne doğru fırlattı.. "git temizlen hobbit!! sonra da olanları bilmesi gerekenlere anlat.. anlat ki, gelip alsınlar hobbit kadını styric'in elinden!!"
    yerde yatan hobbite doğru eğilerek tıslar gibi bir ses çıkardı styric "gidelim leydim..." hobbit kadını kucakladı. arkasını dönerek ormana doğru yürüdü.

    beyaz sakallı hobbit kadını kucakladığı gibi
    (forsuk tepegöz)
    ormana doğru yönelmiş ve toz bulutu gibi ortalıktan kayboluvermişti. forsuk birkaç saniye tedirginlik geçirdikten sonra olduğu yerden kalktı. sırtında felaket bir sancı vardı. anlamsızca başını iki yana doğru salladı.
    "ne garip bir gün.." dedi kendi kendine.. sonra aniden durdu.
    "garip mi.. garip mi!! " yaşadıkları bir an aklından çıkıvermiş,
    kısa bir ferahlama anı ona olanları yeriden hatırlatınca,
    korkuyla titremeye başlamıştı. deli gibi koşmaya başladı forsuk..
    arkasına bile bakmadan koşuyordu.
    "ben şahit değilim.. değilim.. hiçbirşey görmedim..görmedim.. buralardan gitmeliyim.." diyerek bağırıyordu uzaklaşırken..

    kaybolmadan arkasına dönüp
    (beyaz sakallı styric)
    kamp yerine son kez baktı styric... kucağında taşıdığı hobbit kadını omzuna atıp, cebinden çıkardığı mavi toza büyülü sözler fısıldayıp rüzgara savurdu. bütün izler yok olacaktı böylece...
    "..yalnızca aklını kullanan erişecek menzile,
    büyüler çözmeyecek hiçbir düğümü..
    saf ve iyi olan bulacak sırrın çözümünü.."

    ka riah hob-bit idla!!
    (kirinki)
    şayyaaaa!! çeyçeey!! ka riah hob-bit idla!!

    nasıl olduğunu anlamamıştı ama
    (bozkanat)
    hobbit kızı omzuna alan adam birden gözden kaybolmuştu. uzun süre geniş daireler çizerek uçtu havada bozkanat, fakat hiç bir ize rastlayamadı. tekrar çadırın olduğu yere döndüğünde çadırdan gelen tuhaf sesleri duydu. yavaşça çadırın yanındaki ağaca kondu.

    elf, atın nallarını değiştirmiş
    (tindome)
    tımarlamış olarak geri dönüyordu. çeyrek yuların ucunu takip ediyor, elf yukarı çektikçe neşeyle zıplayıp yakalamaya çalışıyordu.. birden etraftaki tuhaflığı algıladı, atın dizginlerini bırakıp çadıra doğru yaklaştı. içindeki sıkıntı büyüyordu.. çeyrek sessizleşmiş devamlı yüzüne bakıyordu elf'in. yere saplanmış zümrüt kabzalı kılıcı çekip çıkardı. "mesaj bırakılmış" diye söylendi kendi kendine.. etrafı iyice inceledi "hiç iz yok, bu da ikinci mesaj" kendi kendine söylenerek, çemberi genişletti.
    "koşan bir hobbit'in izleri" ayağa kalktı. "çeyrek!" köpek yüzüne bakmaya devam ediyordu. bir süre ayak izlerini takip ettiler ve yere saçılmış ıvır zıvırı topladılar. bunların içinden yabancı olanları ayırıp çeyreğe koklattı. "ara!" dedi " ara oğlum, bulalım hanımı" sonra hanımın kılıcını aldı, elinde uzunca bir hançer gibi duruyordu. gömleğinin altına sırttan çıkarılabilir şekilde astı. etrafı deliler gibi koklayan çeyrek kararlı bir yürüyüşle ilerlemeye başladığında "aferin oğlum, bul onu" dedi ve takip etmek için ata bindi. çeyrek bir süre sağa sola saparak gitmiş şimdiyse tharbad'a doğru hızla ilerliyordu..

    snııf..snıııf..snıııf....
    (çeyrek)
    *ne bu kokladıklarım? oynuyorduk ne güzel..*
    snııf.. snııff.. (kuyruk sallar) snııf!! ( böğğğ.. ne kötü bi koku bu! bu kokuyu takip etmemi istediğinden eminsin di mi uzun adam?) snııf..snııff.. (ama ters tarafa gidiyoruz!! sahip kadın o tarafa gitmemiş ki? biz niye terse gidiyoruz? niye bok kokusunu takip ediyoruz?) snıııf.. snııff.. snııf!!

    *********
  • dünyada açık ara en fazla adam kaçırmanın olduğu ülke türkiyeymiş. ilk akla gelen dünyada hani meksika afrika pakistan çeteler karteller vs? hayır türkiye birinci.
    https://worldpopulationreview.com/…ings-per-country
    e gazetelerde niye hiç görmüyoruz? kız kaçırma flndır belki dicem ama başka ülkede hiç mi olmuyor? bizim ülkede 2 sıradaki ülkenin oranın nerdese 3 katı bir adam kaçırma oranı nasıl oluyor anlamış değilim. pkk sebebiyle olabilir belki... sebep buysa, bunu da ülkenin acilizliğine, güçsüzlüğüne yorarım.
    türkiye'de her 100bin kişi de 43 kişi kaçırılıyorken, sıralamadaki 2. ülke lübnan'da 15 kişi kaçırılınıyor. yunanistan bulgaristan gibi normal ülkelerde 1 bile değilken. güvenli değil gözüyle baktığımız ırakda bu sayı 4.
    şu daha eski bir kaynak ama türkiye gene birinci:
    https://www.nationmaster.com/…ats/crime/kidnappings
    diğer kaynaklar
    5 yılda 14bin cocuk kaçırılmış o yıllarda.hergün 7 çocuk kaçırılınıyormuş bugunde daha az kaçırılıdığına dair bir data görmedim. ben bunu niye gazelerde okumuyorum?
    https://www.hurriyetdailynews.com/…key-report-65350
    bunda teröristler kaçırıyor denmiş
    https://insights.s-rminform.com/…dnapping-in-turkey
    bunda türkiye cocuk kaçırma oranında birinci denmiş.
    https://safeatlast.co/…/child-abduction-statistics/
    burda turistleri değil ama ülkede kalan türklerle evlenmiş yabancıları, uluslararası kurumlarda çalışan yabancıları kaçırıyorlar denmiş.
    https://www.worldnomads.com/…iolent-crime-in-turkey
hesabın var mı? giriş yap