adlandırmak
-
-
adlandırmak sahip olmaktır.
-
altını olan kuralı koyar kuralı koyan altını alır.
[demek ki yazar yönetici "seçkin sınıfın" asalağıdır. ama, görevi dolayısyla o, kendisine bakanların çıkarlarına aykırı düşen bir yolda ilerler. yazarın durumunu belirleyen temel çatışma da budur işte. kimi zaman çatışma açıktır. yönetimin ölüm çanlarını çaldığı halde, figaro'nun düğünü'nü başarıya ulaştıran saray nedimelerinin hala sözü edilir. kimi zamansa çatışma gizlidir, ama gene de vardır; çünkü adlandırmak göstermek, göstermekse değiştirmek demektir.] jean-paul sartre - edebiyat nedir
"çünkü büyü denen şey bundan oluşuyordu, yani bir şeyi gerçek ismiyle adlandırmaktan." ursula k. le guin - a wizard of earthsea
(bkz: isim/@ibisile)
(bkz: isim vermek)
(bkz: adlı adınca)
(bkz: adlı adıyla)
(bkz: adlandırma/@ibisile)
(bkz: adlandırmak ölümdür) -
adlandirmak; pek cok seyi yok etmek, iyisiyle kotusuyle suzmektir. adlandirmak, belli bir tanim ile sinirlamaktir. dibinde bulunan sey ile zit dusurmek, digerleriyle olan iliskisini kesmek, alakasiz olan sey ile baglanti kurmaya zorlamaktir. adlandirmak; yok etmektir.
sinirlar, kisitlar, kategorize eder, adlandirildigi dogrultuya yoneltir; halbuki bir adi yokken, her dogrultuda da devam edilebilecekken.
bazen midemi bulandiriyor adlandirmak.
dengemi bozuyor mesela hislerimi adlandirmak. yazdiklarima yansiyor, davranislarima, dusuncelerime yansiyor. beni kisitliyor. ben onu egip bukecekken, o beni sekillendiriyor.
ama ne yaparsak yapalim, adlandirmak cogu zaman gereklidir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap