• 80'lerin başında buca- konak hattının eshot şöförü vardı bildiğim. adını kimse bilmez herkes kunta diye seslenirdi bu abiye. neşeli bir abimizdi, allah selamet versin. otobüsden tepecik durağında inersek haydi gençler mektebe yollanın, dersinizi iyi çalışın minvalinde takılırdı bizlere. o gazla çok çalıştık biz de, mahçup etmedik kunta abiyi.
  • buyrun

    ''mustafa olpak, ayvalıklı bir mermer ustası.
    bundan üç yıl önce, yıllardır aile büyüklerine sorduğu sorulardan edindiği cevapları, bir kitapla başkalarıyla paylaşmaya karar verdi ve "arap kadın kemale'yi yazdı.

    "kölelikten özgürlüğe" alt başlığını taşıyan ve ayvalık-edremit-balıkesir yöresini kapsayan bölgede satışa sunulan bu ilk kitabı, iki yıl önce ulusal baskı yapan "`kenya-girit-ayvalık/köle kıyısından insan biyografileri`" adlı ikinci kitabı izledi.

    olpak, bu yeni kitapta, annesinin yanı sıra, dedesi korsan ahmet'in, anneannesi tete nuriye'nin, teyzeleri nuriye ve zeynep'in hayat öykülerine yer verdi.

    ''afrika'da başlayıp, oradan girit'e, girit'ten istanbul'a uzanan, nihayet izmir'de sonlanan''bir hikaye bu...

    köle kökenli bir ailenin üç kuşaklık öyküsünü kapsıyor. türkiye'de köle kökenlilerin ilk anlatımı olduğu için de çok değerli...

    trt yapımı 50 dakikalık "arap kızı camdan bakıyor" adlı belgesel, mustafa olpak'ın her iki kitabında anlattıklarından yola çıkarak, resmi tarihin genellikle görmezden geldiği osmanlı'da kölelik olgusunu ele alıyor.

    kölelik, antik dönemlerden beri birçok toplumda var olan bir kurum. yaşandığı yerlerde, insanların başka insanların mülkü olması doğal bir olgu ve sosyal dokunun bir parçası olarak kabul edilmiş hep. bu osmanlı'nın hüküm sürdüğü geniş topraklarda da böyle...

    osmanlı'nın anadolu'ya ilk ayak bastığı çağlarda, bu bölgede de, kadınlar, erkekler, gençler ve çocuklar kitleler halinde köleleştiriliyor, topraklarından ve toplumlarından koparılıyor, bir ülkeden diğerine taşınıyor, satın alınıyor, belirsiz bir süre için özgürlüklerinden oluyor ve bir başkasının mülküne dönüşüyorlardı.

    osmanlı, geldiği yerde de, vardığı yerde de var olan bu kurumu, sosyal bir norm olarak kabul edip kendi yaşam biçimine uyguladı ve tüm tarihi boyunca, köle emeğini birçok değişik alanda; orduda, tarımda, ev işlerinde ve toplumsal yaşamın harem gibi belirleyici unsurlarında kullandı.
    yani kurulduğu 13. yüzyılda, sınırlarının en geniş olduğu 15. ve 16 yüzyılda da, 17., 18. ve 19. yüzyıllarda da, kölelik osmanlı imparatorluğunda yasaldı ve köle ticareti imparatorluğun yıkılmasına dek sürdü.

    uluslararası baskıların etkisiyle köle ticaretine kısıtlamalar ve hatta yasaklamalar getirilen 19. yüzyıl da dahil olmak üzere, her yıl köleleştirilmiş binlerce insan imparatorluğun özellikle büyük kentlerine taşındı, satın alındı, köle olarak çalıştırıldı, azat edildi ve özgür topluma karıştı.
    osmanlı kölelik sistemi, yapısı gereği, aynı çağlarda bütün sertliği ile yaşanan batı kölelik sistemlerinden epey farklı ve "ehvenişer" olsa da, osmanlı'da kölelerin olduğu da tarihsel bir gerçek...

    26 şubat 2007'de trt-2'de yayınlanan "arap kızı camdan bakıyor" belgeseli, mustafa olpak'ın afrika'da başlayıp, oradan girit'e, istanbul'a uzanan; izmir'de son bulan üç kuşaklık aile öyküsü üzerine kurulu.

    belgesel, olpak'ın dedesi korsan ahmet'in afrika kıyılarından kaçırılması ve girit'te bir osmanlı ailesine "köle" olarak satılmasıyla başlıyor, osmanlı kölelik sisteminin nasıl bir sistem olduğunu, yüzyıllar boyu nasıl işlediğini, boyutlarını, çağdaşlarından farkını kavramamızı sağlayacak akademisyen uzman anlatımlarıyla devam ediyor ve nihayet olpak'ın ailesinin gerçek özgürlük yıllarının geçtiği "izmir" de sonlanıyor.''*
  • aydının koçarlı ilçesinde kasaplar mahallesinde fazlası ile vardır
hesabın var mı? giriş yap