• closer musik'in 2002 cikisli albumu.

    muhteviyati:
    1 closer dancer 7:12
    2 departures 7:19
    3 last 8:39
    4 ride 7:59
    5 mir 8:21
    6 you don't know me 8:49
    7 giganten 8:12
    8 you don't know me [edit] 3:38
  • sözlükte başlığının bulunmamasıyla beni şaşırtmış ve baş rolü joanna scanlan'a en iyi kadın oyuncu dalında bafta ödülü kazandırmış film.

    --- spoiler ---

    filmi yazıp yöneten genç sinemacı aleem khan'ın ilk uzun metrajlı işi olan after love, oldukça derin sorularla izleyicinin kendi hayatını ve tercihlerini sorgulamasına kadar gidecek yolun taşlarını islamiyeti seçmiş mary karakteri üzerinden ustaca döşerken, filmin baş karakterinin de aslında bir detay olduğunu filmin sonunda hakikaten ustalıkla anlatıyor. scanlan performansıyla filmi zaten taşıyor ama filmin felsefî altyapısının sorgulayıcılığı ve bir yandan da kabulleniş eylem, söylem ve düşüncesinin önünde sonunda muhtelif biçimlerde de olsa karşımıza muhakkak çıkacağının ön kabulü gibi çarpıcı unsurlar filmi hakikaten bambaşka bir noktaya taşıyor.

    inancında güç bulan ama aynı zamanda pişmanlığı ve kaybetmiş olduklarını da içten içe kocası sebepli inancına bağlayan arayıştaki bir kadın olan mary filmin ne kadar merkezindeyse tecrübeli oyuncu nathalie richard'ın canlandırdığı genevieve karakteri de bilhassa filmin ortalarıyla birlikte richard'ın göz alıcı olmasa da tam manasıyla kabını dolduran su gibi nokta atışı oyunculuğuyla normal koşullarda pek de sempatik olmaması gereken bu karakteri, izleyicinin gözünde büyütüyor. en nihayetinde bu çarpıcı filme, hayatında büyük boşlukları olup bunun adil olup olmadığını ve gerekçelerini sorgulayanlarla hiç boşluğu olmadığını sananların ya da böyle davranmak suretiyle kendini kandıranların detaylarda gizli bir mücadelesi, ortaklığı ve hikayesi denilebilir.

    --- spoiler ---

    peki film başından beri kafasını aşkla, hüzünle, özgüvensizlikle, çaresizlikle, öfkeyle, alışmışlıkla ve pişmanlıkla doldurduğu izleyicisine ne mi diyor?

    hayat gerçekler, yalanlar, yaşanmışlıklar ve yaşan(a)mamışlıklardan ibaret olsa da detaylarda gizlidir ve asla unutmayın ki herbirimiz başkalarının hayat telaşelerinin içerisinde birer detayız, bu başkaları fiziksel olarak en yakınımızda ve hatta ruhanî olarak içimizdeki insanlar bile olsa! bunu sakın aklınızdan çıkarmayın.

    izleyin, izlettirin.
  • izleyenlerin aklına gelecek ilk şey. bizim ilk giden gurbetçi postasının da bu boku yediği ve hatta işi ileri götürüp gurbette edindiği eşi ve çocuğu ile köyüne gelip her iki ailesini tanıştırabilecek kadar normalleştiren sığırlar olduğudur.

    dönüş filmi çekildiği döneme göre bu konuyu irdeleme açısından bence nirvanadır. özellikle türkan şoray'ın oyunculuğu müthiştir. geride kalanların yaşadığı zorluklar. gidenlerde ki yaşanan değişim ve dönüşümlerin yansıtması daha iyidir.

    --- spoiler ---
    after love dönecek olursak ahmed ibnesinin orta doğu çukurundan çıkıp. iki eşini de aynı coğrafyadan seçmesi ve ilkini müslüman yapıp ikincisini yapamaması.ilk eşinin hiçbir şeyden haberdar olmayıp ikinci eşinin haberdar olması ve çocuğunun da ölümünden sonra olaylardan haberdar olması ilginç detaylardı. ahmed ibnesinin ölümünden sonra geride bıraktıkları tam bir enkazdı ve bunu hiç biri hak etmiyordu. o yüzden diyoruz ki fauck you ahmed.
    --- spoiler ---
  • çok beğendiğim ve içinde notes on a scandal filmindeki küçücük rolüyle tanıyıp bu filmdeki performansı ile büyülendiğim joanna scanlan barındıran yapım. mutlaka izlenmeli.
  • izledikten sonra afişi çok daha anlam bulan bir film.

    --- spoiler ---

    mary ve solomon hikayedeki masumlar. çünkü kadın ve çocuk bunu bilememiş. maryciğim neden ahmed seni, karısını pakistanlı diye tanıtmış? çünkü seni pakistanlı yapmış. inancın kültürün ne varsa...

    öyle ki mary geneviève'e başka bir kadının yapmadığını yaptım diyor. inanış, yaşayış yemek, içmek, dil ne varsa... mary ahmed'in olmuş.

    oysa içindekini susturduğunu, kız bebeğin tıraşlanma ritüelindeki hallerinden anlıyoruz.

    mary'e dolunayda kasetler dolduran adam, fehime olduktan sonra fransız bir kadına geçebilmiş. o çok sevdiği ingiliz kadın değil artık diye belki de...

    hangisi daha fena? kandırılmak mı, kanmış olmak mı?
    kandırılmış olanın acısı, kanmış olanın acısına kayıpta denk olabilir mi? o uçurum kenarında eşitlenmiş olurlar mı?
    iki kadın da kandırılmış olsaydı ne olurdu? oturup ahmedi güzelce anabilirler miydi?

    yatak odalarında aynı şeyleri yapıyor iki kadın. öyle ya kadın "erkeğin arzusunu avlayan gizemin sırrını"* bilmek ister.

    öteki her zaman iyi tarafın onda olduğunu düşünmek ister, düşünür. tıpkı geneviève gibi.

    toprak göçüyor, tavan çöküyor. inandığı ne varsa yıkılıyor mary'nin. denize dalgalara gidiyor. en başa gitmek için.

    kabristanda geneviève mary'nin bebeğinin mezarını görüyor ve anlıyor mary'nin tek kaybettiği ahmed değil. işte o zaman kadın oluyor.

    mary solomona sarılıyor, ölen kocasından bir parçaya sarılıyor, kaybettiği oğlu gibi sarılıyor. ağlaşıyorlar.
    ve o uçurum kenarında hayatları duruluyor.

    --- spoiler ---
  • beklediğimden iyi çıkan film.
    azıcık ucu kaçırılsa ya da bizim at kafalı yönetmenlerin eline düşse gereksiz bir ajitasyona boğup filmin içine ederlerdi.
    bir kaç pürüz dışında son derece iyi kotarılmış bir film olmuş.
  • filmde diyaloglar neredeyse hiç yok ama görsel ayrıntılar öyle titizlikle işlenmiş ki, dupduru bir film çıkmış ortaya.

    yormadan, insana dair hislere ince ince kesikler ata ata ama göz kırpmadan izletti film kendini.

    keder ve kıskançlığın evrildiği şefkat, dilsiz monologlara dönüştü çoğu yerde.

    sade bir hümanizmin manifestosu gibi..
hesabın var mı? giriş yap