• " osmanli'da esrar cok popülerdi.
    afyon düskünleri ramazan'da oruc tuttuklari icin esrar icememek cok büyük problemdi.
    cözüm olarak da sahurda yapraga sarilmis afyon yutarlardi.
    yutulan afyon paketi günün ilerleyen saatlerinde midede patlayip kana karisirdi.

    yani sabahin erken saatlerinde, "daha afyonum patlamadi" dedigimiz olayin cikisi budur.* "
  • sabah sabah daha karga kahvaltisini etmeden ayakta olmak, gozleri falta$i gibi olmak; sacmalamak.
  • kısaca uyanır uyanmaz olan biteni algılayamama ve sinirli olma hali,henüz ayık olmamak.
  • lazlar için sabahtan öğleye kadar geçen süredeki hal ve gidişat. bazılarında full time bir iştir.
  • osmanlı devrinde ramazan ayında keşler oruç tutmak için içi afyon dolu kapsülleri sahur vakti yutarlarmış. öğlene doğru kapsüller mide de patlar ve etkisini gösterirmiş. böylece hem oruç tutmuş olur hemde kafa çekerlermiş. bu sözün esası da buna dayanmaktadır.
  • genelde bu hal, hani o yataktan biri beni spatulayla kazısada öyle kaldırsa dediğimiz illet sabahlarda görülür. yüze çarpılan soğuk bir suyun, serin havalarda açılan pencerenin bu hali kısa süreli etkisiz kıldığı doğruysada ,gerçekten mala bağlamış olanlar için en erken ayılma vakti öğle yemeği civarlarıdır. bu miskinlik mallık uyuşukluk (bi vurdum duymazlık bi adam sendecilik) öğle yemeğinde dewam ederse bilinki sıçtınız afedersin! öğle yemeği sonrası rehavetiyle homojen bir karışım oluşturan bu ruh hali sizin gününüzü piç eder, semptonları siz iş çıkışı buzzz gibi bi bira çakıncaya kadarda süre gelir. içteki gizli afyonu * gün içinde patlatmak için 3x turk kayfesiiii peşpeşe içilir hemen ardı sıra aynı anda 5 adet mint ağza atılır ve hepsi eriyene kadar beklenir. üstünede soğuk su içebilen varsa gelsin alnının çatından öpücem. nescafe gold * ile diet cola birleştirilerek redbull etkisi yaratabilir, yok ben kahve sevmem derseniz sıcak sütün içine püsküüü doğrayın, yiyin. süper uyku yapar. zıbarın uyuyun be sizlemi uğraşıcam! *
  • (bkz: güne bir türlü başlayamamak)
    sezonun ilk deniz tatiline gidersin bir heves. sonra havluları alıp sahile inersin. sonra oy soğuk, aman belim, uy karnım, aman sıçratma bey, anam buralar da pek çakıllıymış diye diye dizini anca geçebilirsin de suya atlayamazsın. bu kadar eğlencelisinden olmasa da böyle birşeydir bazen. daha sessizi. hani çok istersin bu mallığı üstünden atmayı ama mümkün değil. işler de bekliyor masada. sen hala boş bakıyorsun. cesaretin yok ki olaya girmeye. ya da halin yok. kafan da bozuk olabilir. yani bazen akşamdan kalırsın da afyonun patlamaz. onda fazla psikolojiye kapılmıyo insan. dümdüz patlamıyo işte. öylesi daha rahat.
  • sabah asansöre bindim, tarkan'dan dön bebeğim çalmaya başladı. "aa bizim asansörde radyo mu vardı yahu? hiç fark etmemişim" dedim, bağcıklarımı bağlıyorum diye bir yandan müzik durmasın diye duran asansörün kapısını kapandıkça ittirmeye başladım, dört kez filan ittirdikten sonra "ya bu şarkı benim telimde de var yolda dinlerim ineyim artık" dedikten sonra üç adım atmamla "ne güzel asansör yapmışlar, kapısı kapandı, ışık söndü ama radyosu devam ediyor hımm..." sonra bir aydınlanma anıyla sesin açık unuttuğum sol cebimdeki telefonumdan geldiğini anladım! işte sabahları afyonu patlamamak böyle bir şey arkadaşlar...

    zaten önceki gün de metroya çıkılan merdivenlerden inmeye çalışmıştım, başıma bir iş gelecek ama du' bakalım...
hesabın var mı? giriş yap