• her fikre,her teklife yatkın görünerek kolayca kabul eden,başını sallayan,sallaba$lar için söylenir.adları ahfe$ olan ünlü arap gramercilerinden biri,derslerini dinlemeye talip kimse bulamayınca boynuzuna ip bağladığı keçisini karşısına alır,derslerini ona söylermiş.ahfe$,ipini çektiği her sefer keçi ba$ını sallayıp,ister istemez onu tasdik edermi$;deyim bu hikayeden `telmih`yoluyla gelir.
  • nerede, şurada (bkz: ahfeşin keçisi gibi baş sallamak)..
  • ahfeş, arap gramerinin en büyük âlimlerinden üç ayrı kişinin adıdır: ebül-hasan sait b. mesade, ebül-hattab abdülhamit ve ali b. süleyman. bunların her üçü de yaptıkları çal-ışmalarıyla arapçaya büyük hizmetlerde bulunmuşlar, ancak içlerinden birinin adı, bu çal-ışmalarından dolayı değil; çalışma sisteminden dolayı ibretle anıla gelmiştir.

    ahfeş kelimesi aslında tropikal iklimlerde görülen bir tür göz hastalığının adıdır. güneşe ve ışığa aşırı duyarlılık sebebiyle ortaya çıkan bu hastalığa yakalananlar gözlerini kısarak bakmak zorunda kalırlar, bu da ciltlerinde bozulmalara sebep olurmuş. ahfeşlerin gözleri küçük olup geceleyin gündüzden, bulutlu havada da gün ışığından daha iyi görürlermiş. söz konusu dilci de bu illetten mustarip olduğundan ahfeş lakabıyla tanınmış ve asırlar
    içerisinde artık adı yerine yalnızca lâkabı kullanılmıştır.

    ahfeş, yaşadığı muhit itibarıyla dil konusunda verdiği dersleri dinlemeye istekli kimse bulamaz; sayıları birkaçı geçmeyen öğrencileri de sık sık derslere devamsızlık ederlermiş. böyle durumlarda ahfeş hem öğretmenliğin hakkını vermek, hem devletten aldığı parayı hak etmek, hem de bilimsel araştırmalarını ilerletmek için öğrencisiz sınıfta dersini anlatmaya devam eder, kesinlikle vazifesini aksatmazmış. ancak sınıfta bir muhatap olursa, ders takririnin daha zevkli geçeceğini düşünüp keçisinin boynuna bir ip geçirerek, bir öğrenci gibi kendisiyle beraber derslere getirmeye başlamış. dersini anlatıyor, gerekli yerlerde "anladın mııı?" diyerek keçinin yularını çekiyormuş. keçi, yuları çekildikçe mecburen baş-ını öne eğiyor, ahfeş de bunu tasdik manasına alıp bir sonraki bahse geçiyormuş. ahfeş ile keçisi arasındaki bu hoca-öğrenci ilişkisi o kadar uzun sürmüş ki, sonunda keçi ahfeş'in "anladın mııı?" manasına gelen hitabını duyar duymaz, ipinin çekilmesine gerek kalmadan şartlı refleks ile başını sallamaya başlamış. ahfeş, yıllarca derslerine böyle devam etmiş ve dilin inceliklerini öğrenecek insan bulamayınca recisine öğretmeyi bir görev şuuru saymış. ama ne yazık ki keçisi asla konuşamamış.
    şimdilerde ahfeş'in keçileri, yavaş yavaş hecelemeyi söktüler. ama ne yazık ki hâlâ "tabii efendim, haklısınız üstadım, doğru söylüyorsun azizim, baş üstüne müdürüm..." demekten öte geçemediler.

    "ahfeş'in keçisi gibi başını sallayanların bu bapta gösterdikleri ilerleme ise şartlı refleks olmaktan çıkıp iradî refleks hâlini aldı. buna da zamanımızda, "salla başını, al maaşını!" diyorlar.

    (bkz: salla başını al maaşını)

    kaynak: iki dirhem bir çekirdek - iskender pala
  • (bkz: günah keçisi)
    (bkz: keçi/@ibisile)
    (bkz: ahfeş)
  • karşısındakinin ne dediğini anlamadan, her denilene başını sallayan insanlar için kullanılır.
    "ahfeş'in keçisi gibi başını sallamak" da bir deyim olarak kullanılmaktadır.

    ahfeş genellikle meşhur arap dili bilginleri için kullanılan bir kelimedir.
    nerden çıkmış?
    anlatıya göre ahfeş, dersini keçisine anlatır ve keçinin başını bağladığı ipi çekerek kendisini onaylatırmış.
  • ezberlediklerini sürekli anlatıp duran ahfeş bey zamanla etrafındakileri bıktırınca, kimse onu dinlemez olmuş.

    o da karşısına bir keçi getirip ona anlatmaya başlamış bildiklerini. anlatırken de bir yandan “anladın mı?" diye sorarmış keçiye boynundaki ipten çekerek.

    keçi de yuları her çekildikçe mecburen başını öne eğermiş. ahfeş de bunu onay olarak görür rahatlarmış.

    yıllar sonunda keçide şartlı refleks oluştuğu için artık her söylenene kendiliğinden kafasını sallar olmuş.

    görüyorum ki etraf ahfeş'in keçisi gibi; “salla başını al maaşını” düşüncesinde olan ve anlattığımı doğru dürüst dinlemeden, koyunun kavalı dinlediği gibi, emme basma tulumba misali kafa sallayıp anlamış gibi tasdik edenlere dolu.

    neyse keçileri kaçırmadan sorayım:

    konuyu anladınız mı?
hesabın var mı? giriş yap