*

  • ünlüsü-ünsüzü, romani-romeni, zengini-fakiri, alevisi-sunnisi, gicigi-sevimlisi, hidiri-ilyasi, kisacasi farkli kulturlerin, farkli yuzlerin olusturdugu bi cümbüs gecesi.

    erkek arkadasinla aileni mi tanistacaksin cagir bu senlige,
    iki küs arkadasini mi baristaracaksin cagir bu senlige,
    patronundan zam mi isteyeceksin cagir bu senlige!!!

    hakikaten feng-shui filan insanciklarinin gelipte pozitif elektrikli ortam nedir gorsunler istedigim bir aktivitedir ayrica.

    gecen sene bu festivalin bi filmini yapmistim, montajlarken benim icim gitti, bu sene ilk defa gidicem, yine filmini yapicam ama bu sefer icim gitmiycek.

    aman aman montaj da bilirmis bu lavuk, aman ayar vereyim mi diyeceksin sen de gel bu senlige!!!
    (bkz: hayat bayram olsa)
  • bu yıl, iki katlı, üzeri açık otobüslerle eminönü - sirkeci - ahırkapı arasında ücretsiz seferler yapılacak. bu yüzden toplu taşıma araçlarıyla eminönü'ne ve sirkeci'ye kadar gelenler daha rahat edecek. bunun yanısıra bab-ı ali, yerebatan ve ayasofya taksi işletmecileri ile yapılan anlaşmaya göre, 5 mayıs akşamı bu ekipler taksi duraklarında takviyeli çalışacak imiş
  • karnaval havasında geçmiş, irmik helvasına kalabalık sokaklarda birayla eşlik edilmiş, göbekler atılmış, doya doya gülünmüş, eğlenilmiş, bahar kutlanmış organizasyon.
    gül ağacına asmak için dilekler çizdik, yazdık, astık. danslar ettik, istanbulun gece güzelliğine baktık. ve baharın bir kez daha gelişini gül ağaçlarınca gerçekleştireceği dileklerle kutladık.. umuyorum ki birileri dileğimi gül ağacı dalından denize atar.. çünkü hıdrellez kutlanmaya değerdir... her yeni yıl sanki daha bir coşkuyla ve özlemle...
  • hem duaların hem içkinin yanyana aktığı, sokak ortasında göbek atmanın zevkine varılmış bir şenlikti.
    gecenin ilerleyen saatlerinde internetten yazılan dileklerin de print edilip ağaca asılması gözlerimizi yaşarttı. yazanların gözü arkada kalmasın.

    armada garaj'daki çok acayip orkestra takdire şayandı. gezici çalgıcılar ise sessiz bir an bırakmadılar.
    düşünenlerin, yapanların ellerine sağlık.

    ben dönüşte gene kendi gül ağacımda işin sağlamasını yaptım tabi o başka...
  • geçen seneye göre çok daha organize olan, bu sebeple olsa gerek festivalden öte bir çarşıya, bir mandıraya dönüşen - zira organize olmak gelenlere bişeyleri daha iyi satabilmeye yarıyor sanırsam - hıdrellez şenliği. bu arada geçen senenin yıldızı ahırkapı büyük roman orkestrası kırpılmış bir halde garaj dışına atılmışken eminönü belediyesi sosyal tesislerinden gönüllere seslenen(!) buzuki orhan osman abimiz geceye damgasını vurmuştur. haydi bizim halaya mendil kaldır havaya diyerekten zıp zıp zıplayan kitle bi kaç richter hasar bırakmıştır...

    (bkz: allah korusun)
    (bkz: neşemiz bozulmasın)
  • makedon koçani orkestar'ın bizi bizden aldığı, fareli köyün kavalcısı misali peşi sıra sokak sokak sürüklediği organizasyon; onunla birlikte buzuki orhan osman'ın muhteşem sahne performansını da can-ı gönülden kutlamak gerekli elbette. geceden unutamayacağım bir enstantene; koçani orkestar tüm hararetiyle çalarken uzaktan muammer ketencoğlu gözüküyor, kocani orkestar'ın kurucusu (king) naat veliov onu görebiliyor, ketencoğlu ise sadece müziği takip ederek geliyor. naat veliov, tüm konsanstrasyonuna rağmen etrafını çeviren onlarca insanın arasında muammer'i görebiliyor ve orkestrasına çalmaya devam etmeleri komutunu vererek kendisi bırakıyor, çünkü "muammer muammer" diye bağırıyor ve koşarak ona sarılıyor. hıdırellez ruhu böyle bir şey olmalı ve bu sahnenin bir yerlerinden küçük de olsa bir hikaye sarkmalı.
  • onca kalabaliga, tuketilen onca alkole ragmen gidim tatsizlik cikmamis senliktir.
    eve donerken taksiye bindigimizde konustugumuz bu konuya taksici abi soyle bi aciklik getirmistir:
    "sen saniyo musun ki cig sut emmis yoktu orda, ama ahirkapinin delikanlisi onlara goz actirmaz, sen farketmeden yanindan adam ayiklar onlar, cok kral cocuklardir, hepsi delikanlidir"

    biz de eyyvallah diyoruz, tum ahirkapililara misafirperverliklerinden oturu tesekkur ediyoruz.
    yedik, ictik, oynadik, diledik, mutlu mesut uyuduk. hala icimde mutlulugu, huzuru, nesesi var tadi damagimda misali.
  • istanbul yemek dans ve deniz dörtlüsünün leziz karışımı...
    (bkz: i love this town)
  • 2003 ve 2004'ten çok daha kalabalık geçti 2005 şenlikleri. gerçekten de istanbul'un tek sokak festivalidir ahırkapı hıdrellez şenlikleri. artan kalabalıkla birlikte gerginlik te artmış doğal olarak. hele bir de işin içine alkol de girince insanlar kolayca kendilerini kaybedebiliyorlar. herşeye rağmen çatlayana kadar yenilen, patlayana kadar içilen, bir yıl boyunca idare edecek kadar göbek atılan bir hıdrellez olmuştur benim için. e tabi dileğimizi de gittik astık gülün dikenine. fakaaaaat:
    buradan yakılan ateşin üzerinden atlamak yerine başına üşüşüp fotoğrafını çekmeye çalışan ve insanların atlamasına müsaade etmeyen mallara seslenmek istiyorum: açılın bre! çekilin!` : eeeh eytere bea`
  • yemekleri, içkileri, çocuk orkestrası lüleburgazlı küçük hasan ve tameri, kocani orkestarı gökten ararken elinde darbukayle manyak gibi zıplar halde yerde bulduğum şevket * abisi ile muhteşem sokak şenliği.
    bir sürü insanın manyaklar gibi göbek atıp eğlendiği dünya güzeli orkestraların ahırkapı arkasında sokaklarda dolaşarak çaldığı, arkasından insanların dansederek yürüdüğü şenliktir.naat veliov'un muammer ketencioğlu'yla dünya güzeli kucaklaşmasında yanlarında "delirmiş gibi göbek atan histerik kadın" rolünde kendi başıma undergroundu tekrar çektiğim için şahit olmamın yanı sıra,
    kocani orkestar kendini garajda sabitlediğinde ve ege çalmaya başladığında, "biz tam artık daha mutlu olunamaz herhalde" diye düşünürken, yanımda dünyanın en aydınlı en egeli en efe arkadaşı olduğu ve "hayde bre efeler" diye koşarak garaja daldığı içün, kendisini takibimiz sonunda oraya giren herkes gibi ilk önüne gelen toplulukla danseden 3 kişi olarak zıpladığımızda,
    bize karşılıklı zeybek oynayan bir adet uğur yücel ve bir adet settar tanrıöven denk geldi!!!!! böylece hayatın özellikle de hıdırellez neşesi sözkonusu olduğunda (herşeyde olduğu gibi) mutlulukta da sınır tanımadığını bir kez daha gevreyerek anlamış olduk.artık sadece izmir de değil, istanbul'da da güzel olabiliyormuş onu anladık bir de. tadı dimağımda kaldı.
hesabın var mı? giriş yap