3 entry daha
  • milli mücadele dönemindeki hatıratı dikkat çeken, ancak diğer romanlarının ilgi çekmesi (ve belki de her şeyi açıklamamak için) abartıyla yazıldığı açıkça görülen türk casusudur. dansçılığı ve boksörlüğü de vardır. istanbul'da nezarethaneye düştüğü bir esnada, orada bulunan bir rum kasa hırsızından yankesicilik öğrenmiş, yeri gelmiş bir ayağı yeraltında olduğundan kasımpaşa canavarı hrisantos'la muhabbet kurmuştur. meşhur kara kemal'in tavsiyesiyle teşkilat-ı mahsusa'ya alınarak dramalı rıza bey'in yanına verilmiş, orada da çetecilik işlerine haiz olmuştur. teşkilattaki son günlerinde sanırım sansürle ilgili bir komisyonda görev yapmıştır. hem görüntüsü hem de ingilizcesiyle kendisini yabancı gazeteci olarak tanıtabilmesi mümkün olmuştur. ingiliz kemal lakabı takılmıştır kendisine.

    edit: entry'i gören arkadaşlarımdan biri hatırlattı, ekleme gereği duydum. edirne'de takriben 2003, 2004 gibi sık sık gittiğimiz bir internet kafede, o mahallede muhtemelen altında kafenin olduğu apartmanda oturan seksenlik bir amca vardı. kafeye bakan abiyle sohbet ederken denk gelirdik. amcanın eski boksör olduğunu biliyorduk.* istanbul'da boksla uğraşmış. "ingiliz kemal'i hiç gördün mü?" diye sorduğumuzda dili döndüğünce birkaç kere kulüplerini ziyaret ettiğini, bir sefer talim amaçlı ringe çıktıklarında o zamanki yaşına rağmen "gözünde yıldırım çaktırdığını" anlatmıştı. adını, cismini kaydetmeyi unuttuk ama bu muhabbet hatıralarımız arasında bir şekilde kaldı işte.*

    (bkz: ingiliz kemal milli mücadelede)
1 entry daha
hesabın var mı? giriş yap