• bu akşam saatlerinde yapmış olduğu saygısızlığa o kadar çok sinirlendim ki, sinirden adeta ellerimin titremesine sebep oldu ve bana çok derin üzüntü ve öfkeyi aynı anda yaşatabildi, zira ismini anmaktan dahi beis gördüğüm bu şahıs, bu ülkenin hiçbir zaman arzu edilen o medeniyet seviyesine ulaşamayacağını bir kez daha nazarımda kanıtladı.

    hemen mevzuya geçiyorum: bugün malumunuz olduğu üzere 3 mayıs türkçülük günü. tarihçi kimliğinin arkasına gizlenerek birtakım değerleri, olguları ve önemli isimleri karalamayı kendine adeta ilke edindiğini şu paylaşımıyla kanıtlayan biricik yazarımız, türkçülere saldırmakla başının göğe ereceği zannına kapılmış.

    neresinden tutsanız elinizde kalan bir paylaşım... sırf türkçülere saldırmak için böyle bir paylaşımı bu tarihte yapmasına mı kızayım, yoksa her daim tenkit ettiği malum istibdatçı zihniyeti kendisinin de yaşattığına mı sinirleneyim? ben, bu saygısızca paylaşımın altına mealen ''tarafsızlık ilkesi ile yola çıkmış bir sayfanın rotasının şaştığını, türkçülük gününü anmıyorsanız en azından bu güne saygı göstermeniz gerektiğini'' vurguladım ve bu gibi paylaşımlarla çok tepki çekeceklerini de ekledim. ortada hiçbir şekilde küfür/hakaret olmayan, gayet yapıcı bir eleştiri olan bu yorumum anında (gerçekten saniyeler içinde) silindi ve üstüne üstlük bu yetmezmiş gibi ''tarih tarih'' sayfasından engellendiğime şahit oldum.

    ahmet özgür, kulaklarını aç da beni iyi dinle: sen, bu yaptığın saygısızca hareket ile sadece beni engellemedin; benim gibi düşünen ve o kıymetli sayfanı takip eden yüzlerce, binlerce okuru da engellemiş oldun. benle birlikte birçok insanın bu saçma paylaşıma kızarak yapmış oldukları birçok yorum silindi ve keza onlar da sayfadan engellendi.

    ahmet özgür, adından utan! her seferinde özgürlük vurgusu yapacak kadar çok bilinçli bir insanmış gibi kendini lanse edip; en ufak bir tenkitte bulunan insanları böyle engelleyerek ne elde edeceğini sanıyorsun? senin o eleştiri yağmuruna tuttuğun istibdatçı zihniyetten farkın olmadığını, yapmış olduğun bu şarlatanlık ile kanıtlamış oldun. senin sayfandaki bazı gönderilere yorum yapıp, bu yorumlardan çoğunun yüzlerce beğeni aldığını sen de çok iyi biliyorsun. sen beni engelleyerek, o beğenen insanları da engellemiş oldun.

    ahmet özgür, türkçülük gününü anmak zorunda değilsin. ancak unutma ki bu anlamlı günü, klasik solcu zırvalarıyla da lekelemek senin haddin değil! şahsiyetler isminde kitap yazıp, kitabın içeriğinde kumar üstadı necip fazıl'a bile yer verip de nihal atsız hoca'ya yer ayırmayışından zaten senin ne tür bir zihniyette olduğun gayet anlaşılmıştı. atsız sana ne etti de onla ilgili en küçük bir emareye dahi tahammülün yok? bu kuyruk acın neden ahmet? merak içindeyim atsız'ın kitaplarını, makalelerini okudun mu? okuduysan anlayabildin mi? vefat edip gitmiş bir adamdan neden bu kadar korkuyorsun açıklasana bi?

    yapmış olduğun cüretkâr paylaşımının daha ilk cümlesinde yer alan ifadelere bakınız: ''3 mayıs inönü'yü vatan haini ilan etme günü''

    yani yorum bile yapmaya değmez aslında ama tenezzül edip buna da cevap vereyim: biz ismet paşa'yı hiçbir zaman vatan haini ilan etmedik, etmeyiz de. çok şükür sizin kadar seviyeyi düşürmedik. ismet paşa'nın klasik lise tarih bilgilerinden öğretilen ''bizi 2. dünya savaşı'na sokmadı'' gibi argümanlardan çok daha fazla değeri olduğunu da en azından ben biliyorum. ismet paşa'nın lozan'da göstermiş olduğu üstün kabiliyet, dirayet ve diplomasi başarısı dahi onun iyi anılmasına kâfidir. ancak o da bir insan olduğu için, onun da hataları olmuştur. atatürk de dahil kimse eleştirilmez değildir, buna nihal atsız'ı da rahatlıkla ekleyebilirsiniz. ismet paşa'yı hakkıyla eleştirmek gerekirse, o maalesef lozan'da gösterdiği başarının yarısını cumhurbaşkanı olduğu dönemlerde gösterememiştir. daha onun döneminde yabancılarla imzalanan eğitim sistemi taslağı dahi bu söylediklerime yeterli ispattır. 2. cihan harbi'nin başlarında nazi almanyası'nı ülkeye kabul edip, hatta ve hatta toplama kamplarının hangi illerde oluşturulacağının görüşülmesine kadar giden bir süreçten sonra, savaşın ruslar lehine dönmesinin tesirinde kalarak sovyet rus emperyalizmi güdümüne girmiş ve atsız ve yoldaşlarını ''almanya'dan silah tedarik etmek suretiyle ülkeyi ele geçirmek maksadı''nda bulunmakla itham etmiştir. neticesinde tabutluklarda işkence hayatı yaşanmıştır.

    bunu neden anlattım? en yalın ve kısa haliyle hülasa etmeye çalıştığım bu meselelerden senin bihaber olduğunu ve böyle olduğun halde tarih sayfası açarak insanların beyinlerini yıkadığını ve daha da ötesi, kitap yazıp bu beyin yıkama işini en üst limite taşıdığını fark ettim de o yüzden anlattım.

    ahmet özgür! atsız'ın kalemiyle yetişen bizleri sindiremezsin. sindirmeyi geç, yutamazsın bile. seni aşar.

    sen, bu engellemelerin ile ne kadar kendinle ve adınla çelişen bir insan olduğunu ispatladın. bu leke, sana yeter.

    benden sana bir tavsiye sevgili ahmet özgür: eleştiriye zerre kadar tahammülün olmadığını bu yaptığın abuk subuk işlerle kanıtladığın gibi işbu yazı için de mahkemeye başvurmakta çekinmeyeceğini düşünüyorum. hazır o kadar uğraşmışken ismini değiştirmek için de başvur. zira oradaki ''özgür'' ismi, kişiliğine baktığımda benim midemi bulandırmaya yetiyor.
  • atsız okumaktan halüsinasyon görmeye başlayanları her nasılsa üzmüş olan adam. bok atıp bu sırada kendi sayfasını tanıtmaya çalışan bile var.
  • bir kaç yıldır tarih dergiciliği yapmaya çalışan genç ve hevesli bir muharrir. ancak yaptığı tarihçilik atatürk ve çevresini merkeze almaktan, üstüne üstlük onların sadece inkılapçı ve ilerici cephesini yansıtmaya çalışmaktan ibaret olduğu başarısız oluyor. bu şekilde devam ederse de başarısız olmaya devam edecek. çünkü atatürk ve kadrosunun türkçü yönünü reddetmesi tarihi gerçekleri sağlayamamasına neden oluyor.

    ahmet özgür türen'in milliyetçiliğe olan bakış açısı etrafında adam akıllı kimseyi bulamamasına da sebep oluyor. (bkz: #67938646)

    düşüncelerine saygı duyuyorum orası ayrı. ancak nesnel ve doğru bir tarihçilik yapmak istiyorsa, üstüne bir de bunu dergicilikle devam ettirmek düşüncesindeyse yanlış bir tavır takındığını belirtmek zorundayım.
  • geçen sene bu gün yaptığı hadsiz cüretkarlığı hâlâ unutamıyorum ve unutmayacağım.

    türkçüler hakkında saygısızca ithamda bulunup, bu ithamına karşılık bulunca ne yapacağını şaşırmış, başlığın ilk entryisini sildirmeye çalışmak için 40 takla atmış ve şahsımı da özelden rahatsız etmiş bir isimdir kendisi. ancak buna rağmen başarılı olamamış ve kalemimden nasibini almıştır.

    türkçülük günüyle ilgili alakasız ve hadsiz bir yazı kaleme alıp türkçüleri saygısızca itham ediyorsun, bu yazına karşılık verince de ne yapacağını şaşırıp yazıyı sildirmeye çalışıyorsun. arkadaş, kaleme aldığın o saçma yazının arkasında duramayacaksan o kalemi eline neden alıyorsun? alenen çık, ''evet ben yazdım, bunlar benim görüşüm, türkçüleri de, nihal atsız'ı da sevmiyorum'' de. neden bunu diyemeyip, mertçe yazının arkasında duramıyorsun da seni ve senin yazını tenkit eden birini engelleyip, tenkit yazısını sildirmeye çalışıyorsun? sende dürüstlüğün emaresi yok mudur? tarih tarih isimli sayfandan o 3 mayıs'la ilgili yazını paylaşınca hiç tepki çekmeyecek, hiç kimse itiraz edemeyecek mi sandın? kuzu gibi o paylaşıma bakıp geçeceğimizi mi düşündün?
    sen bir yazı kaleme aldın ve karşılığını da gördün! ağlanıp sızlanmayı bırak da, ne kadar seviyesiz de olsa o yazdığın yazının arkasında dur! çık ve ''evet ben yazdım'' de. bunu bile yapamayacak kadar acizsen 3 mayıs'ı ve atsız'ı namertçe itham etme.

    günün anlam ve önemine binaen, kendisine, kendi üslubu ile cevap veriyorum, buyursun:

    3 mayıs atsız ata'yı kafatasçı ilan etme günü!

    hey sen! atsız'a saldıran atatürkçü vatansever(!)
    saldırma demiyorum, yine saldır.
    ama o oturduğun koltuktan saldırma!

    önce kalk ayağa atatürkçü vatansever!
    kalkmıyor musun klavye delikanlısı...
    kalkamıyor musun?

    bu ülke için makamını, geleceğini, canını riske atmak istemiyor musun?
    o zaman tabutluklarda işkence görmüş adsız kahraman'a saldırma!

    kafatasçı diyorsun,
    hitler hayranıydı diyorsun,
    bilip bilmeden damga vuruyorsun.
    üstelik bunu atatürkçülük kimliğinin arkasına saklanarak yapıyorsun!
    ama bunları, kendini türk tarihine ve türklük bilincine adamış birine yapıyorsun...
    bilmiyorsun, süleymaniye kütüphanesi'ni bile bize kazandıran atsız'a yapıyorsun...
    senin belki de hiçbir zaman öğrenemeyeceğin, ulaşamayacağın kaynaklara ulaşıp türk milletine nice değerler kazandıran atsız'a yapıyorsun tüm bunları...

    atatürk'e düşmandı diyorsun. bunu, "korkarım memlekette atatürk'ü savunan bir ben kalacağım. çok aşırı ve haksız atatürk düşmanlığının propagandası yapılıyor" diyen atsız için diyorsun.

    ülkeye ırkçılık getirdi diyorsun. peki bugünkü ümmetçi/arapçı hegemonya altında can çekişen millet kim?

    herkese nefret saçan bir kişilik diyorsun. ama o gül gibi pembe rüyalarla uyanan bir hayat yaşamadığı için; haksız ve sebepsiz işkence gördüğü, işinden olduğu, eşi hariç kimsenin kendisine değer vermediği için kin dolu bir hayat yaşadı...

    hey sen! atsız ata'ya saldıran atatürkçü vatansever!
    az okuyan, çok konuşan olma!
    çünkü okursan ona atsız ata diyeceksin,
    atsız ata...
  • yöneltilen eleştirileri doğru bulmadığım yazardır.kendileri ile bir sene çalışma şerefine nail olmuş ender kişilerdenim.çok değerli bir insandır.muhabbeti çok güzeldir.kitap okuyormuşçasına sizi alıp götürür.birgün hakettiği değeri göreceğine inancım tamdır.pruvası neta olsun,selametle kalsın "denizci" astsubayımız.
    edit:(bkz: karamürsel bey)
  • mâlum karşıt görüşlere göğüs germek maksadı ile sosyal medya platformlarında kıran kırana tartışmalara girebilen bir tarih sevdalısı ve gerçek bir atatürkçü olsa da âni fevrî çıkışları nedeniyle söz konusu yobaz kesimler karşısında dâhi haklı iken haksız durumlara düştüğüne sıkça rastlanabilen genç nesil tarihçi namzeti... tanımlamaya böyle girince, insan kendini birden kötü hissediyor; çünkü gerçekten de azimle çalışan ve tüm enerjisini ilgili alandaki mücadelesine aktaran iyi niyetli bir yapısının olduğu, her hâlinden seziliyor. ancak gelin görün ki; 'deli ile deli olma' tâbirindeki vaziyete düşmemek için daha çok çaba sarfetmesi ve soğukkanlılığını koruması gerektiğini de kendisine aktarmak gerekiyor. elbette ki yine kendi iyiliği için...

    bu arada, kendisini tâkip eden yoğun kalabalıklar arasında anadolu rumu kökenli, 1923-1930 mübâdilleri de yer alır ki; şu anda büyük çoğunluğu hâlen yunanistan'da ikâmet etmektedir. mustafa kemâl atatürk ile ilgili paylaşımlarının birçoğunda (zâten paylaşımlarının %90'ı atatürk hakkındadır), hakaretvâri ifâdelerle saldırılarda bulunmaktadırlar. ingilizce olarak, her biri günlerce sürebilen bu tartışmaları tâkip etmek de ayrı bir tat vermektedir.

    ayrıca çıkarmakta olduğu dergi ve kitaplar sayesinde de tarih câmiasına büyük kazanımlar sağladığı gerçeğini de kabûl etmek gerekir. ne demişler? yiğidi öldür, hakkını yeme! daha sâkin ve ılımlı olması dileğiyle, yolculuğunda başarılar dilerim...
  • dersim ile ilgili çok derin bir kuyruk acısı vardır neden bu insanlara sürekli okları doğrultuyorsun sana ne yaptılar bu insanlar bebişim.
    korkak, doğrular ile başa çıkamayan bir tarih meraklısıdır ancak tarihçi değildir.
    kendisi beni hiçbir saygısız, argo yazım olmamasına karşın sadece paylaştığı postun bilgisinin yanlış olduğunu belirtmemin ardından hem kendi adına olan hemde taritarihcemiyeti adlı iki instagram sayfasından da engellemiştir, doğruyu sindirmeyi tercih etmemesine karşın savlarıma, eleştiriye verecek cevabı da olmadığı için ne özelden nede postun altından yorumuma cevap veremeden korkakça engellemiştir.

    kendisi yobaz, gerçeklikten uzak alevi düşmanı, faşist ve içinde insanlıktan ve vicdandan zerre bulunmayan ırkçı bir kişidir. bu ülkeye ancak bu gibi kişiler bölücüğü ile zarar verir bu ülkeye en büyük zararı cehalet ve laikliğin delinmesi vermiştir kendisi cehalet tarafındadır.

    belli aralıklar ile seyit rızanın postunu neden paylaşıp insanları kin ve düşmanlığa sevk ediyor onuda anlamış değilim dönemi şartlarına göre okumak istemeyen, objektif tarih anlayışı ile konuyu incelemeyen birisi tarihçi olamaz. bu konuda çok büyük bilgi eksiklikleri var yaşanılanları, olayları o döneme kadar özerk yaşayan bir kesimin ve başındaki yöneticilerin aldığı bir takım yanlış kararlar sonucu ortaya çıkan olayların
    sonuçları bilerek çarpıtarak bölge halkına lanse ediyor sürekli. tamam kendisinin baktığı tek tarafa göre kendi kendini doğru görebilir ancak belli aralıklar ile aynı paylaşımı yaparak yüzlerce insanı kin tutmasına hakkı yok. doğru yada yanlış bir defa beyan edersin orada kalır aynı şeyleri tekrar tekrar paylaşılması bir kötülük beyanıdır.
    bu arada evet tunceli eski adı mamiki veya mameki dir ancak dersim osmanlı döneminde tunceli ilininde içinde bulunduğu yörenin adıdır merkezide günümüz tuncelidir. bu nedenle dersim denmesinde de bir yanlışlık, hata yoktur tıpkı kastamonu yada üsküdar gibi.
hesabın var mı? giriş yap