• önünde buluşulası, sütunlarına yaslanıp, düşüncelere dalınası bina.
  • bursanin alternatif buluşma mekanlarindandir..beklenirken tiyatro programina gozatilir, oyun tanitimlarina bakilir, sonra beklenen kişi gelir ve sinemaya gidilir.
  • 1879 yılında kurulmuştur. girerken dikkatli olunmalıdır. aksi halde yanlışlıkla yıldırım kaymakamlığının çeşitli departmanlarının (misal nüfus müdürlüğü) bulunduğu kısma girersiniz.
  • an itibatiyle çatısı yanmakta olan bina.
  • bursa'nin tam göbeginde arzi endam eden, ancak malesef sadece bulusma mekani olarak zihinlerde kalan tarihi bina. cok uzun yillardir kesinlikle sanata düsman insanlarin yönetiminde olduguna inandigim tiyatro. bursa gibi kültür ve sanata layikiyle destek veren, ilgi gösteren bir sehirde nasil oyun secilemez ve sahnelenemezi yillardir bizlere tekrar tekrar sunmaktadir. en son celal kadri kinoglu vardi. o da uzun süre dayanamadi, gitti istanbul'a ünlü bile oldu. istanbul sehir tiyatrolarinin oyunlarina baktikca bursa tekrar gözümde tasra oluyor. ancak üc bes sanat katili yüzünden de bursam'dan vazgecemiyorum. keske birileri birseyler yapsa artik, yapsa da cocuklar recep ivedik izlemek zorunda kalmasalar, kiyaslayacak farkli birseyler görebilseler.
  • anadolu'da kurulan ilk tiyatro olması imkansızdır da bu güzel ve kıymetli tiyatronun bu sene ağırladığı oyunlara iki çift laf etmek istiyorum müsaadenizle. n'oldu kuzum sana? yani yıllarca hayranlıkla izlediğimiz oyunların nerede, şimdiki tahammül edilen, zoraki bir kaç nokta yakalanmaya çalışılan oyunların nerede? ne yaptılar sana? bu sezon izlediğim ikinci oyunun da fiyasko çıktı. sen eskiden böyle değildin. ne olduysa o çatı yangınından sonra oldu herhalde. önce o güzelim tarih kokan salonunu "restore" ettiler. eskiye nazaran öyle soğuk görünüyorsun ki artık.. koparmaya çalıştılar müdavimlerinin seninle olan bağlantısını. sonra da abuk subuk oyunlar seçerek yapıyorlar yapacaklarını anlaşılan. bu gece oturduğum yerden şunu düşündüm; acaba yönetmen bu oyunu seçerken nesinden etkilendi de işte bu dedi? ben niye tüm uykusuzluk ve yorgunluğuma rağmen hevesle gittiğim tiyatrodan, biraz da kendimi kandırarak, eh işte diye çıkıyorum?

    neyse.. ben sadece kadife kaplı ahşap koltuklarını özlediğimi söylemek istedim. şimdiki deri kaplı olanlar fazla rahatsız ve her kıpırdadığımda ses çıkarıyor.. koltuğa kitleyecek oyunlar da olmayınca biraz sorun oluyor tabi..
  • 5.uluslarasi balkan ulkeleri tiyatro festivali kapsaminda bir cok guzel oyuna sahne olacak tiyatro. detaylari asagidaki linki kopyalayarak bulabilirsiniz.

    www.devtiyatro.gov.tr/festivaller-program-devlet-tiyatrolari-bursa--uluslararası-balkan-ulkeleri-tiyatro-festivali.html

    bursada zaten tiyatroya yogun ilgi ve talep soz konusu. bu guzelim festivali de kacirmamak gerek.
  • ben bu yılki oyunların ikisi hariç hepsini izledim ve şunu söyleyebilirim ki çok emek veren ve yetenekli oyunculara sahip tiyatrodur.hiçbir oyundan beğenmeyerek çıkmadım.oyun seçimleri eleştirilebilir.ayrıca daha fazla seçenek olmalı diye düşünüyorum,yoğun bir talep var bursada tiyatroya karşı neden daha fazla oyun seyirciyle buluşmasın ki?çehov moliere shakespeare senin sezon programında nasıl olmaz avp?bu yıl en beğendiğim oyunlar;bana mastikayı çalsana,istanbul efendisi,puntila ağa ve uşağı matti.bu arada bursa 5. uluslararası balkan tiyatro festivali başladı dün.dünya kadınlar gününde ve othello ile.daha ne olsun.böyle bir günde daha ne kadar başarılı mesaj verilebilirdi?alkışlıyoruz,emeklerine ruhlarına sağlık...
  • 10.balkan ülkeleri tiyatro festivali'ne dün itibariyle kapılarını açmıştır.
    bugün itibariyle sırbistan'ın "eşik" oyununu izledim. balkon katında olmamdan mütevellit promterdan türkçe çevirileri okuyacağım diye gözlerim inanılmaz yoruldu. zaten çoğunu okumadım bile, buna rağmen oyundan kopmadım çünkü konusu ağır değildi. ara ara çevirileri okumak olay örgüsünü birleştirmeye yetiyor. o kadar oyun izledim ilk defa oyun izlerken bu kadar yoruldum. çünkü göremedim ve gözlerimi kısarak okumak çok yorucu oldu. genelde oyunculukları izledim. jestlerine, mimiklerine, ses tonlarına dikkat ettim.
    geçirilen duyguları kolayca alabiliyorsunuz. yine de bu oyunu türkçe izleseydim belki daha duygusallaşabilirdim ama sırpça izlediğim için duygunun bana geçmesine rağmen etkilendiğimi söyleyemem. oyun dram türündeydi.
    konu ise: türk bir ailenin köyden kente göçünden sonra başına gelen trajik olayları konu alıyor.
    yine de izlenesi. genel anlamıyla yabancı dilde tiyatro izlemek her zaman size , siz anlamasanız da çok güzel şeyler katabiliyor.
  • ihsan sabri çağlayangil in büyük katkılarıyla menderes yönetiminde 1957 seçimlerine gidilen bir dönemde 450 nin liraya kurulmuş yaklaşık 300 bin liralık kısmı kazım taşkent in yardımıyla kurulmuş tiyatro. kuruluş aşamasında adnan menderes mahalli parti yöneticilerini baskıları neticesinde insan sabri çağlayangil ile arasında şu konuşma geçmiştir.
    menderes beni telefonla aradı. aramızda aynen şu konuşma geçti:

    "-sen ne yapıyormuşsun çağlayangil?

    -ne yapıyormuşum efendim?

    -tiyatro yapıyomuşsun.

    -yapıyorum efendim.

    -sen o işten vazgeç. başka işler yap!

    -mesela ne gibi işler yapayım sayın başbakanım?

    -ne bileyim yol yap. okul yap. cami yap. çeşme yap.

    durumu anlamıştım. parti örgütü bana pek aktaramadıklan karşı çıkışlarını başbakan'a iletmişlerdi. ben gülerek sayın menderes'e şu yanıtı verdim:

    -siz okul yapacak, cami yapacak, çeşme yapacak vali çok bulursunuz. ama tiyatro yapacak valiyi pek bulamazsınız. bırakınız, müsaade ediniz de bu girişimimi tamamlayayım.

    o kızdı, "beş para yardım etmem," dedi.

    "ben de sizden para istemem," cevabını verdim.
hesabın var mı? giriş yap