• akidenin çoğuludur.
    ve islam'da önemli bir ilim dalıdır.
  • ar. inanışlar.
  • dînin temel hüküm ve prensiplerini özlü bir şekilde anlatan kâide ve düstûrlar.
  • pek çok akide şekeri. akide şekerlerinin birsürüsü.
  • (bkz: akaid ilmi)
  • tekili akide, kökü ise akit'tir. akit karşılıklı birbirine bağlanmadır. nasıl ki bir kişiyle bir sözleşme (akit) yapıyoruz ve karşılıklı bir bağlayıcı hükümleri kabul ediyoruz, işte buna teşbih edilerek akaid şöyle açıklanabilir:

    1) islam akaidini kabul ederek allah ile aramızda bir bağlılık kuruyoruz, yani aslında biz ona bağlanıyoruz. bir kurallar silsilesi, ceza ve mükafat var ortada. bu bağlılığa hakkıyla uyarsak cennet ile müjdeleniyoruz.

    burada biz allah'ın varlığına ve birliğine, peygamberlerine, meleklerine, kitaplarına, ahirete ve kadere, islamın şartlarına (namaz, hac, zekat, oruç), allah'ın diğer emir ve yasaklarına (faiz, içki, zina, kapanma gibi) iman ediyoruz, yani tasdik ediyoruz, kabul ediyoruz; karşılığında ise allah bize cennetini vaad ediyor.

    amelimiz eksik olabilir ama imanımız tam ise belki muvakkat azaptan kurtulamayız ama müebbet azaptan kurtulacağımız allah'ın vaadidir.

    2) bir de ehl-i sünnet akaidi var. burada peygamberimizden hadis olarak geldiğini kesin olarak bildiğimiz ve kuran-ı kerim'de emareleri bulunan bazı inanılması zorunlu hususlar var. nedir bu inanılması zorunlu olan hususlar:

    *allah'ın sıfatlarına,
    *mizana (teraziye),
    *amel defterine,
    *sırat köprüsüne,
    *havz-ı kevser'e,
    *büyük günahın insanı kafir etmeyeceğine,
    *peygamberin, şehitlerin, sıddıkların, salihlerin şefaatine,
    *peygamberin mucizesine, velinin kerametine,
    *miraca,
    *peygamberlerin masumluğuna,
    *kabir sualine, kabir azabına,
    *allah'ın ahirette görüleceğine,
    *hz. muhammed'in en üstün dereceli peygamber olduğuna,
    *peygamberden sonra hz. ebubekir'in üstünlüğüne, sonra sırasıyla hz. ömer, hz. osman ve hz. ali'nin üstünlüklerine,
    *sahabenin de üstünlüğüne, allah'ın onlardan razı olduğuna, cennetle müjdelenen sahebelerin varlığına,
    *ölülere dua ve hayırda bulunulacağına,
    *deccal'in hurucuna,
    *hz. mehdi'nin zuhuruna,
    *hz. isa'nın nüzulüne,
    *ve kıyametin diğer alametlerine (duman çıkması, dabbetul arzın çıkması, güneşin batıdan doğması, yecüc ve mecüc'un çıkması, üç kere yer yarılması, yemen'de ateş çıkması)

    bu hususlara iman ederek biz ehli sünnet içinde yer alıyoruz. karşılığında ise fırka-ı naciye'den yani kurtuluş fırkasından olma ihtimali içine giriyoruz. ve peygamberin şefaati ile cehennemde azap çekmeden cennete girebilmeyi umuyoruz.

    inşallah peygamberin şefaati hak edecek kadar amel işlemiş oluruz.
  • islam dininin temel kaideleridir.
  • “allah böyle yazmış, ben ne yapayım?” demek doğru mudur?

    kader ve kazâya inanmak iman esaslarındandır. ancak insanlar kaderi bahane ederek kendilerini sorumluluktan kurtaramazlar. bir insanın, “allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, ben ne yapayım?” diyerek günah işlemesi uygun olmayacağı gibi, günah işledikten sonra da kaderi bahane ederek kendisini suçsuz sayması da doğru olmaz.

    kul sorumluluk doğuran fiilleri irade edendir ama yaratan değildir; zira yaratmak allah’a mahsustur. kur’an-ı kerim’de, “allah, her şeyin yaratıcısıdır.” (en’âm, 6/102) buyrulmaktadır. her şeyin yaratıcısının allah olması, bizim sorumluluktan kaçarak kötü ve yanlış işleri allah’a havale etmemize yol açmamalıdır. bu, kaderi istismar etmek olur.

    ayrıca kader ve kazâya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, islam’ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. zira, allah, her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. insan bu sebepleri yerine getirirse allah da o sebeplerin sonucunu yaratır. bu ilâhî bir kanundur ve kaderdir.

    sonuç olarak insanların, “ben ne yapayım, kaderim böyle” demesi doğru değildir. insan, allah’ın sorumluluk yüklediği alanda özgür bırakıldığı için inancından ve yapıp ettiklerinden hesaba çekilecektir.

    din isleri yüksek kurulu
  • islam dininde inanılması gereken esasların bütünü ve bunları konu edinen ilmin adı.
  • çok önemli bir islami ilim olup, çok da keyiflidir. önemi insanı küfür- iman cizgisinde tutan konuları ele almasıdır.

    akaid kitaplarını okumak çok lezzetlidir. kitap isimleri akaid, akide, itikad, tevhid, ihlas, iman, fikhi ekber gibi isimlerdir.

    ciddi bir ayet ve hadis bilgisi olmadan akaid ilminde çok da ilerilere gitmek mümkün değildir, zira turkce yazılmış veya turkceye çevrilmiş neredeyse tüm akaid kitaplarını okudum. belki 60-70 yıl önce basılmış, kıyıda köşede bulunabilecek kitaplar kalmıştır.

    bu konudaki en ciddi tehlike selefilerin bastığı kitaplardir. bu sapıkların yayinevleri de biliniyor. oraya dikkat etmek lazım.
hesabın var mı? giriş yap