• iyi yandaşlarla kötü yandaşları birbirinden ayıracak turnusol kağıdı görevi yapacaktır...sırf şu turnusol kağıdı kalıbını kullanma özentimi doyurmak için yazdım. hırsızlık kötüdür arkadaşlar. yasal olarak da yaptırımı vardır. liderlik ile yandaşlığın karşılıklı sahip çıkılan hedeflerin gerçekleştirilmesi için birlikte hareket ettiğinden yola çıkarsak şu soruyu sormak elzem; hırsızlık için mi yola çıktınız olm siz? başlarda verilen o beyanlar, temiz eller, dürüstlük, güzel ahlak vurguları tamamen yalan mıydı? nasıl bir çorap ördünüz böyle? dürüstlük ve adalet gibi erdemlerin aristoteles'in tembihlediği gibi uygulama yoluyla kazanılacağını ileri süren yorumunu doğru kabul edersek, bunca senedir talim ettiğiniz şey hırsızlık mıydı? yalan dolan mıydı? değil idiyse, bu olayın failleri en ağır şekilde cezalandırılmalılar, bunu da en önce rte ve iyi yandaşları istemeliler.
  • akp'liler buna benzer hırsızlıkları anayasa değişikliği referandumu'nda da yapabilirler... yapmayacakları da garanti değildir...
    aman dikkat edelim! bir ara elektrikler kesilebilir ve seçim bilgi sistemi çökebilir... oluyor böyle şeyler çünkü...

    (bkz: 29 mart 2009 yerel seçimleri)
  • gullabici kadar dikkat çekmeyen olay.
  • "sandıklarda görevli sadece 3 kişi istanbul beylikdüzü seçmeniymiş. iddianameye göre, yüzlerce kişi ilçede ikamet etmediği halde oy kullandı. kaybolan oylar için tutanak var
    (...)
    “otel konaklama listesinden de anlaşılacağı gibi 390 kişi ilçe dışından bölgemize dönemin belediye başkanı (eski ak partili, bağımsız aday) vehbi orakçı tarafından getirilmiş, seçim sabahı 07.30’da otelden çıkış yapan bu kişiler görevli oldukları sandıklara dağıtılmıştır. kayıtlı olmadıkları için beylikdüzü’nde oy kullanamayacak olan bu kişiler eski başkanın yandaşı olması dolayısıyla sandık kurullarında görevli gösterilmiş ve oy kullanmaları sağlanmıştır” iddiasında bulunmuştu. "
  • demek ki en yakın rakibinin almış olduğu oyun iki katından fazla oy alması bundanmış!

    yoksa halk akp'ye hiç oy vermiyor, bunlar hep çalıntı oylar!
  • boşu boşuna olmadık hikayelerle anlatılmaya çalışılan hırsızlıktır, halbuki uygulaması çok basittir;

    bir adet boş oy pusulası tedarik edilir, ve bu oy pusulasında beğenilen partinin karşısına damga basılır. seçim sandığına doğru giden sade ve fakir vatandaşa bu oy pusulası verilir ve zarfa kendisine verdiğimiz oy pusulasını koyması, seçim kurulununun verdiği pusulayı ise bize getirmesi istenir. vatandaş bize boş oy pusulasını getirdiğinde, kadın kollarının vatandaşın evini ziyaretinde söz verilen ücret takdim edilir. böylece kimseye hissettirmeden ve neredeyse hiç illegal işlere girmeden vatandaşın söz verdiği oyların sözde kalmayıp fiiliyata geçmesi de garanti altına alınır.

    hatta uganda'daki son seçimlerde etraftan edinilen bilgilere göre seçimin böyle kazanıldığı tahmin edilmektedir. oyları yakmak, çöplere atmak sadece hedef şaşırtmak için yapılmış hareketlerdir.

    yapılamaz diyenler; oy başına bir küçük altın vereceğinizi düşünelim, sadece bir devlet büyüğünün kolundaki saat 800 ila 1000 oy satın alır, varın gerisini siz düşünün artık.
  • bilişimci birol başaran konuya daha bilimsel yaklaşmış. (bkz: #15979349) kendisinin ergenekon'dan 544 gün yatıp beraat ettiğini de eklersek daha anlamlı olur.
  • bir çeşidi de başıma şu şekilde geldi; sandığın başında oy pusulasını düzgünce yerleştirdiğim zarfımı tam yalayıp yapıştıracakken:

    sandık başındaki görevli: pardon zarfı yapıştırmasınız olur mu?

    plue: neden yapıştırmıyorum?

    sbg: (melih gökçek sırıtışıyla) sonra sayım yaparken açması zor oluyor da.

    plue: sana ne kardeşim dil benim zarf benim.

    dedim. hatta zarfı daha bir güzel yalayarak sandığıma yerleştirdim. hadi bunu ben yemedim. o gün benim gibi o sınıfın içinde oy kullanan bir sürü insan vardı. o andan sonra düşündüğüm şey bir komplo teorisi olabilir ama herşeye rağmen normal değildir.
hesabın var mı? giriş yap