• (bkz: akp döneminde medya patronlarına yapılan baskılar)
    fail meçhule kurban gitmediklerinden hallerine şükretmeleri gereken gazetecilerdir.

    şöyle söyliyeyim, bir ülkenin demokrasi seviyesi askerin konumundan çok basın özgürlüğü ile alakalıdır.

    asker yönetime geldimi faşizm gözle görülür, ancak özgür medya olmadığı zaman yaşananlar perdelenir. örneğin açlıktan kırılan mahellerin olduğu bir bir şehirde "vatandaş evi bıraktı yat alıyor" minvalinden başlıklar atılır.

    işbu entryde tutuklamadan kasıt mesleği ve düşünceleri nedeniyle, yargılanan, tutuklanan, sindirilen onurlu basın emekçileridir.

    darbenin olacağı günden çok muhalif gazete bulamayağınız günden korkunuz.

    öncelikle saygıyla anarak;
    (bkz: necip hablemitoğlu)
    (bkz: hrant dink)
    (bkz: neden öldürüldüler)
    ***
    (bkz: mustafa balbay)
    (bkz: nedim şener)
    (bkz: ufuk büyükçelebi)
    (bkz: ufuk akkaya)(bkz: normalleşen türkiye'den bir fotoğraf)
    (bkz: deniz yıldırım)(bkz: normalleşen türkiye'den bir fotoğraf)
    (bkz: tuncay özkan)(bkz: #18190506)
    (bkz: mehmet yeşiltepe)
    (bkz: vedat yenerer)
    (bkz: ilhan selçuk)
    aylin duruoğlu
    (bkz: erol manisalı)
    (bkz: ziya ulusoy)
    (bkz: bayram namaz)
    (bkz: füsun erdoğan)
    (bkz: ali hıdır polat)
    (bkz: arif çelebi)

    linuswithnoblankets'in hatırlattıkları
    (bkz: seyithan akyüz)
    (bkz: kenan karavil)
    (bkz: hacı boğatekin) (bkz: fethullah gülen hoca hazretlerine feto diyemezsin)
    (bkz: bedri adanır)

    [ek: listedekilerin bazılarının ismini ilk defa duydum.eğer ismi olmayanları iletirseniz eklenecektir.]
    ___
    "ulusal egemenlik temeline dayalı temsili bir hükümette kamuoyu büyük rol oynar. basın yayın ve toplantı özgürlükleri olmadan ve kamuya ilişkin işler hakkında geniş bir eleştiri ortamı bırakılmadan kamuoyu görevini yerine getiremez. bu ortam sürekli açık tutulmalı ve sürekli, çeşitli ve değişik düşüncelerle beslenmelidir. bu ise basın yayının çalışması ve kamu yararının her gün yeniden yeniye tartışılmasıyla olur... basın yayının tam ve geniş bir özgürlüğe sahip olması ve bunun doğru yolda kullanılması konusunun ne denli ince ve hassas bir konu olduğu açıktır... basın yayın özgürlüğünden ortaya çıkabilecek olumsuzlukları ortadan kaldıracak etkin yol, kesinlikle geçmişte olduğu gibi basın yayın özgürlüğünü kısıtlama yolu değildir. basın yayın özgürlüğünden doğacak olan sakıncaların ortadan kaldırılması yolu, yine doğrudan doğruya basın yayınn özgürlüğüdür." (bkz: #18267880)
  • genellikle gazeteci nam altında bir takım kirli ilişkilere girdikleri iddia edilen kimselerden müteşekkil grup.
  • belki de aralarına mehmet baransu katıldığı gün ilgi gösterilecek gazetecilerdir.

    ek: dediğim gibi baransu'ya dava açılınca omurgasızlar basın özgürlüğünden dem vuramaya başladılar.
  • bün itibariyle aylin duruoğlu'nın dahil olmadığı gazetcilerdir. darısı diğer gazetecilerin başına
  • "herkes gitti yalnız kaldık meyhanede, hesabı... darbe iddialarının esas muhatabı olan albaylar, generaller, kuvvet komutanlarının çoğu gitti... mustafa balbay, tuncay özkan ve diğerleri kaldı hapishanede... onlarla birlikte hikmet çiçek, ufuk akkaya, deniz yıldırım gibi gazeteciler de... ergün poyraz gibi yazarlar da... mehmet haberal gibi suçları televizyon sahibi olmaktan ibaret isimler de tutuklu... darbeyi gazeteciler mi yapacaktı? yoksa darbe davası çoktandır muhalifleri yok etme davasına dönüştüğü için mi bu arkadaşlar hâlâ hapisteler?
    ağır ceza davaları uygar ülkelerde bir iki celsede sonuçlanır. ergenekon bir türlü bitmiyor. yargının ağır işlemesinin cezasını hapiste tutulanlar çekiyor.
    bu süreçte sözde işkence yapılmıyor... oysa haksız tutukluluk işkenceden daha ağır bir ceza. demektir ki, işkence katmerlenerek uygulanıyor.
    * * *
    bu arada yandaş basın, insanların tutuklanması veya tutuklu kalması için insafsız yayınlar yapıyor. tahliye kararı veren hakimler saldırıya uğruyor. bu arkadaşlar yargıç mı? önlerinde dosya mı var? neden verilen tutuklama kararları hep doğru da tahliye kararları yanlış? gazeteciliğin bu hali görenlerde hüzün yaratıyor. suçlu olup olmadığı bilinmeyen insanların tutuklu kalmasını istemek hangi insanlıkla bağdaşır? bu kadarını da düşünemeyecek kadar kendilerinden geçtiler anlaşılan..."
    ___
    http://www.milliyet.com.tr/…010/1220365/default.htm
  • "türkiye cumhuriyeti, ‘sınır tanımayan gazeteciler’ kurumu tarafından yayınlanan basın özgürlüğü sıralamasında ermenistan, ürdün, kenya, uganda, mozambik’in altında 122. sırada yer almaktadır.

    economic forum tarafından 2009 yılında yayınlanan listede ise 134 ülke arasında 106. konumdadır.

    bu konumda bir ülkede milli iradeden bahsedilemeyeceği gibi, yapılacak hiçbir seçime veya referanduma da demokratik, hür ve adil denemez. sn. başbakan kendini de aldatmasın, milleti de."
    cem toker ldp genel başkanı"
    ___
    http://www.hurriyet.com.tr/…1.asp?yazarid=42&gid=61
  • "türkiye gazeteciler sendikası (tgs), türkiye gazeteciler cemiyeti (tgc), avrupa gazeteciler birliği (aej)'nin de aralarında bulunduğu g-9 gazeteci örgütleri platformu, cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını, parlamentonun kanunlarda düzenlemeler yapmasını istedi."

    "“biz adil, hızlı ve tutuksuz yargılanmak istiyoruz. gazetecilerin tutuklanması, mesleki haklarını kullandığı için suçlanması, yargılanması adeta bir ‘meslek hastalığına’ dönüşmüştür. başta medya mensupları olmak üzere, tüm sivil toplum kuruluşlarını, partileri, bu hastalığın kaldırılması için başlatılan kampanyaya omuz vermeye çağırıyoruz.”"

    (bkz: dink cinayetinin üzerine giden milliyet dinlendi)
  • (bkz: tutuklanayazmak)

    "başbakan’ın çifte standardı

    gazeteci (bkz: irfan aktan) ve express dergisi editörü (bkz: merve erol), bir haberde aktardıkları bir konuşma nedeniyle terörle mücadele kanunu’na muhalefetten mahkûm oldular. aktan’ın cezası, hapis, erol’un cezası para cezası olarak çekilecek. mahkûmiyet haberleri gazetelerde yayımlandığından beri dikkatle izliyorum.
    bununla ilgili birçok haber ve söyleşi yayımlandı, köşe yazıları yazıldı, televizyon programları yapıldı. yani duymayanın kalmış olması pek mümkün değil.
    ama ne başbakan recep tayyip erdoğan’ın ne de herhangi bir akp yetkilisinin bir geçmiş olsun telefonu açtığını duymadım, okumadım. bununla ilgili bir demeç de vermediler ki biliyorsunuz her gün her konuda onlarca demeç verebilme yeteneklerine sahipler.
    hatırlayacaksınız, başbakan recep tayyip erdoğan, “hazırlık soruşturmasının gizliliğine riayet etmediği” gerekçesiyle mahkûm edilen bir gazeteciyi bizzat telefonla arayarak [şamil tayyar] geçmiş olsun demiş, “bu yasanın düzeltileceği” sözünü de vermişti.
    gazetecilerin yazdıkları yazılar ve haberler nedeniyle, eğer kişisel bir hakaret yoksa mahkûm edilmeleri bir demokraside kabul edilebilir bir durum değil.
    başbakan’ın da bu titizlikte olduğu için o gazeteciyi aradığını düşünmüştüm ama aktan ile ilgili herhangi bir üzüntü beyanında bulunmadığı da dikkatimden kaçmadı.
    bunun bir tek nedeni var: başbakan’ın demokrasi anlayışı çifte standartlı. kendisine yakın gördükleri için kabul edilebilir bulduğu söz söyleme, haber yorum yazma özgürlüğünü, kendisine uzak gördüğü gazetecilerden esirgiyor!
    beğendiği şeyleri yazanlara sınırsız özgürlük istiyor, beğenmediği şeyler yazanlara da “hak ettiler” diye bakıyor olmalı.
    üstelik bu mesele, başbakan’ın kokteyller, kahvaltılar, yemeklerle anlatmaya çalıştığı “demokratik açılım” ile de yakından ilgili.
    bazı gazeteciler konuşamayacak ve yazamayacaksa bu “açılım”, nasıl “demokratik” olacak?"
  • "2010 yılının ilk üç ayında tam 69 gazeteci yargı önünde. onlar için istenen hapis cezası toplam 148 yıl, para cezası toplam 278 bin lira."
  • "akp?döneminde 67 gazeteci cezaevine girdi

    iktidara geldiği günden bugüne kadar insan hak ve özgürlüklerini arttıracağı ve demokrasinin standartının yükseltileceği iddiasında bulunan akp döneminde 67 gazeteci cezaevinde tutuluyor.

    mustafa balbay: cumhuriyet gazetesi yazarı. varlığı ortaya konulmamış ergenekon terör örgütüne üye olduğu gerekçesiyle cezaevinde.

    tuncay özkan: gazeteci. ergenekon davasından yargılanıyor.

    hikmet çiçek: aydınlık dergisi ankara temsilcisi. ergenekon davasından yargılanıyor.

    emcet olcaytu:, aydınlık dergisi yazarı. ergenekon davasından yargılanıyor.

    deniz yıldırım - ufuk akkaya: silivri’de tutuklu bulunuyorlar.

    vedat yenerer: 11 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.

    ferit ilsever: ulusal kanal genel yayın yönetmeni. sağlık gerekçesiyle tahliye edildi.

    serhan bolluk: aydınlık dergisi genel yayın yönetmeni. tutuksuz yargılaması sürüyor.

    adnan akfırat: ulusal kanal yönetim kurulu üyesi, gazeteci-yazar. tutuksuz yargılanıyor.

    füsun erdoğan: özgür radyo genel yayın yönetmeni. mlkp davasından yargılanıyor.

    ibrahim çiçek: atılım gazetesi genel yayın yönetmeni. mlkp davasından yargılanıyor.

    erdal güler: devrimci demokrasi gazetesi yazı işleri müdürü.

    ali buluş: diha mersin muhabiri.

    erol zavar: odak dergisi sahibi ve yazı işleri müdürü.

    ismail eskin: dicle haber ajansı (diha) kocaeli muhabiri.

    gençağa karafazlı: show tv, birgün ve evrensel gazetelerinin rize temsilcisi."
hesabın var mı? giriş yap