• hic olmamasi gerekirken, inadina anlamlarinda bir kalip. ornek bir gereksiz diyalog:
    "- .... sonra gec de olsa biz ba$ba$a kaldik, aksi gibi bir de kiz regl cikmaz mi? $ans olucak abicim...."
  • pınar öğünç'ün ocak ayında iletişim yayınları'ndan çıkacak öykü kitabının adıymış. levent cantek müjdeledi.
  • çıkış tarihi 16 ocak olarak müjdelenen pınar öğünç kitabı.

    http://www.iletisim.com.tr/…-gibi/9021#.vlun9yusufz
  • pınar öğünç 'ü bilen bilir. gazeteciliği kalitesi ve derinliği ile tescillidir. şu ülkede " gerçek gazetecilik" kavramı her neyse onu karşılayan iki üç kişiden biridir. lakin iletişim yayınları'dan çıkan bu kitabı başka. dili, anlatımı, üslubu, gerçekliği sizi kitaba kendiliğinden dahil ediyor. sadece cümleler değil etkileyen, görüntüler. kelimelerin görüntüleri...
  • sayfa 24'te "kafamın içiyle dışında olup bitenler arasındaki tutarsızlık hafifletti sanki beni, gezegen üzerinde kimsenin anlamaya uğraşmayacağı bir garabeti gizliden sevmekte huzur bulmuştum yine." demiş yazar.

    bu cümle ile şu noktada ruh halimi özetlemiş kitap.
  • bu coğrafyaya ait insanların (farklı sınıflardan, kimliklerden, hissiyatlardan) hayata tutunuşlarını, duygularını, düşüncelerini kendine özgü bir edebi dille aktaran öykü kitabı.

    benim gibi rus edebiyatı ve 70'lerin türk edebiyatında sıkıştıysanız, bugüne, zamanın ruhuna uygun hikayeler duymak iyi geliyor.
  • zor okuduğum kitap. kelimelerin yerleri, cümle yapıları vs. o kadar garip ki, pek çok cümleyi "ha? ne? kim?" diyerek tekrar tekrar okumak durumunda kaldım. misal:

    "devetüyü rengi honda, asfaltı tozutarak 34 plakasına doğru yol alırken erişte, tarhana paketlerinin arasından sigarasına uzanıp koltuğa çöktü"
    devetüyü rengi honda'ya da, erişteye de inanmıyorum ama bir özne var, diyerek tekrar tekrar okudum şu cümleyi. sonradan fark ettim ki özne bir üst paragraftan transfer edilmiş. eylem koltuğa çökmek gibi insana özgü bir şey olmasa, sigaraya uzanma detayı verilmese daha epey de bir düşünürdüm.

    kitaptaki öyküler özleri itibarıyla hoş; ama bence ifadelerde bir olmamışlık var. bilemedim.
  • akbaba (boğuk bir sesle):
    "ak saçlılar* değil! akbabalar! istemez duymayı kimse
    kendine ak saçlı denmesini, her sözcükten
    yansır kesinlikle kökensel anlamı,
    nitekim eşkökenlidir ak sakal*, akağa, aksak, akrep,
    aksi gibi sözcükler de, özdeş sesler çıkarır,
    bozarlar düzenini sinirlerimizin." goethe - faust (çev. ismet zeki eyuboğlu)
    [burada almanca'nın söz oyunları çevrilmiş, yoksa burada akrep, aksi eşkökenli değil.]
hesabın var mı? giriş yap