• geyik avını ve geyik avlamanın nasıl insanı gerdek odasında bekleyen nazlı yari bırakıp av peşine düşürtebilecek kadar manyaklık derecesinde bir bağımlılığa yol açabileceğini konu edinen, gençlerimizi geyik gibi bilimum zararsız hayvancağızları avlamak gibi zararlı alışkanlıklardan uzak tutmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatan cüneyt arkın filmi.
  • 1969 yapımı ve süreyya duru'nun çektiği cüneyt arkın'lı versiyonunda, gerdek gecesi geyik boynuza üflenerek elde edilen sahte geyik sesini duyunca gaza gelen halil şu sözlerle zeynep'in gönlünü almaya çalışır:
    halil-kınama beni zeynebim...küçük görme gözünde...bi geyiğe değişti beni deme sakın...
    de bana, bebek sütsüz yaşar mı?
    tarla susuz olur mu?
    zeynep-olmaz halil'im...susuz tarlanın bağrı taş olur, kaya gibi olur ki faydasız...
    halil-ben öyleyim işte avsız, geyiksiz...
    der ve "ah bu ses, bu ses" diyerek daha fazla dayanamaz, "bu son artık" diye söz vererek tazecik gelini gerdek gecesi boynu bükük bırakıverir.

    not: izleme imkanı bulamadığım, 1959 yapımı, atıf yılmaz'ın çektiği, yılmaz güney'li ilk versiyonda da yni sahne ve diyaloglar olabilir.
  • aziz şenses ve ahmet yamacı'nın müzik literatürümüze kazandırdığı adana yöresine ait türkü.

    --- spoiler ---

    ben de gittim bir geyiğin avına
    geyik çekti beni kendi dağına
    tövbeler tövbesi geyik avına

    siz gidin kardaşlar kaldım burada
    aman anam burada
    siz gidin avcılar kaldım burada
    aman anam burada

    ben giderken kaya başı kar idi
    yel vurdu da erim erim eridi
    ak bilekler taş üstünde çürüdü

    urganım kayada asılı kaldı
    esbabım sandıkta basılı kaldı
    nişanlım sılada küsülü kaldı
    --- spoiler ---

    ala geyik-aziz şenses
  • bu efsane videonun en efsane tarafı, çocuğun şiiri okumadan önce anons eder bir ses tonuyla şiirin başlığını söylemesidir. şöyle bak:

    aaalaa geeyik
    küçüktüm ufacıktım
    top oynadım acıktım...
  • psikopat küçük kızımızın, yanındaki zavallıya hayvan gibi geçirdiği andaki okuyuşu ve vurgusuyla birlikte okuduğum şiirdir.
  • yüksek kaldırımdan karaköy yönüne ilerlerken solda kalan, meşhur karaköy kerhanesi ile ünlü sokağın adı.
  • 1969 yapımı bir cüneyt arkın filmi.
    daha önce de bu film hakkında yazmışım ve yine aynı konuya değinmişim: gaza getirme.
    ama ucundan kıyısından.
    bu konuyu derinlemesine irdelemek istedim.
    öncelikle şunu söylemek gerekir ki, türk ve dünya sinemasında böylesine gaza getirme, teşvik etme, dolduruşa getirme, fikir sunma vb. dolu bir başka film yoktur.
    film baştan sonra birilerinin birilerini dolduruşa getirmesi çerçevesinde cereyan ediyor.
    cüneyt arkın'ın canlandırdığı halil karakterini bertaraf etmeye yönelik olarak; bilal inci'nin canlandırdığı karaca ali'nin çevresindeki 3-4 salak adam sürekli farklı yöntemler öneriyor ve her yöntem itina ile denendiği halde başarısızlığa uğruyor.film bu anlamda çizgi film mizahına göz kırpıyor.kemal sunal'ın natuk baytan'la çektiği filmleri çokça andırıyor.andırması gayet normal, çünkü bu filmin senaristi erdoğan tünaş, bahsettiğim natuk baytan filmlerinin bazılarının da senaristi.(korkusuz korkak, gerzek şaban)
    filmin iki ana karakteri halil ile karaca ali, film boyunca gaza getirilip bir anlamda madara ediliyor.klasik melodramlarda, ana karakterler hem fiziken hem de karakter ve zeka olarak üstün kişiler olurlar.baş kötü adam da, fiziken üstün olmasa da dirayetli, güçlü ve zeki kişilerdir.
    film bu anlamda farkına varmadan bu anlayışı da yerle bir ediyor.
    şimdi de filmdeki gazlama öğelerine bir göz atalım.
    filmin baş gaz dolum elemanı hiç şüphesiz ki aliye rona'nın canlandırdığı sultan ana.
    eşi, çoluğu çocuğu, damadı, torunu vs.var mı bilmiyoruz? çünkü tüm mesaisini ve gücünü gökdere köyünün dirliği ve mutluluğu için harcıyor.
    bir nevi moderatör.
    geride ataklara gözcü olarak kalan bir emektar.
    kıvama getirici, yönlendirici,herkesin bildiği ama söylemeye cesaret edemediği doğruları köy meydanında korkusuzca haykıran bir bilge kadın.
    köyün en ileri gelen yaşlıları, koca koca herifler karşısında sümüklü mahalle çocuğu gibi boyun büküyor.
    sürekli köy meydanında elleri kolları havada,
    -hey gidi yiğit halil'im,
    -haaaadii, hadiiii
    -heeeyy
    -bu meydan hora tepmek içindir.
    -hadi bakalım erkek bozuntuları.yakın ateşi hadi.getirin şişleri,şişe geçirin geyikleri.
    -gökdere'de hiç mi erkek kalmadı gayrı?
    -karaca ali'ye verin müjdeyi.gel al köyün sözlü kızın deyin.
    -ne susarsınız be anlatsanıza, halil'e, zeynep'i nasıl peşkeş çektiğinizi.
    -gidin arayın o deliyi.tez indirin dağdan
    gibisinden değerlendirme ve talimatları ile , köy meydanında adeta terör estiriyor.
    gücü öylesine etkili ki, bir sürü korkağı "ey gökdereliler, halil karaca ali'nin boğazına basmaya gidiyor.düşün ardına hadi çabuk" diyerekten silahlandırıp köy basmaya bile ikna edebiliyor.
    köyün ileri gelenlerinin, zeynep'in karaca ali'ye verilmesi doğrultusundaki kararına tek başına karşı geliyor.
    hem yasama, hem yürütme hem de yargıyı etkileyebiliyor.
    tek başına bir muhalefet.
    ataerkil yapıya tek başına karşı çıkarak, anadolu'da var olan anaerkil yapıyı da vurguluyor.(şahsen aliye rona'nın sinemada canlandırdığı en sevdiğim karakter budur.)
    sultan ana'nın telkinleri sadece köylüye değil.
    eşkıya yılanlıoğlu'nun saldırısından korumak için halil'i geyik avına çıkarmaya çalışırken "şimdi mis gibi kekik kokuyordur dağlar, geyikler kız gibi seğirtiyordur tepelerde"
    ve
    zeynep'e, halil'i bir karara zorlamaya yönelik "ya geyik ya ben dersin halil'e.zeynebini koca boynuzlu hayvana feda edecek değil ya, ben de karaca ali'ye giderim de"
    şeklindeki gazlamaları da cabası.(zeynep, bu gazla çöpçüler kralı'nda hacer'i kaçırmaya giden apti şakrak edasıyla harekete geçer.)

    sultan ana dışında yukarıda da bahsettiğim gibi karaca ali'nin avenesi de, sürekli kimi akıllıca kimi aptalca önerileri ile ağayı yönlendirip durur.
    yok halil'i şurada pusuya düşürelim, olmadı gidip adam gibi isteyelim sana vermicekler de kime vercekler, olmadı gök hüseyin'in oğlunu hapisten çıkart o da köylüyü ikna etsin, olmadı eşkıya yılanlıoğlu'na bas parayı,
    diye diye film boyunca koskoca bilal inci'yi maymuna çevirirler.
    zavallı karaca ali, aslında adamlarının salak olduğunu bildiği halde ve her seferinde "lan bu seferde olmazsa karşıma çıkma" diye tehditler savursa da bir umut her önerileni uygular.

    karaca ali'nin baş danışmanı, laf cambazı, hin oğlu hin mustan (hakkı kıvanç) pis pis sırıtarak ağasına verdiği gazları, eşkıya yılanlıoğlu'na da verir.yılanlıoğlu'nun para için babasını bile öldürecek karakterde olduğunu bildiğinden "sana altın liralar yakışır ağam.kese kese, kuşak kuşak" diye verir coşkuyu.önüne de avans olarak bir miktar altın atar.

    oğlu hapiste olan ve gökdere'nin en sözü geçen adamı (sultan ana hariç) gök hüseyin'e (atıf kaptan), oğlunun hapisten kurtarılması karşılığında köylüyü zeynep'in ağaya verilmesi konusunda ikna etmesi teklif edilir.bu kez karaca ali'nin adamlarından durmuş (reşit çıldam) gök hüseyin'e verir gazı: benim ağam değil hapisten ipten bile adam alır.bir haftaya kadar getiririm oğlunu köye dedi.olmazsa benim yakama yapış.(nitekim, hapisteki ömer bir haftaya kalmaz köye gelir.)

    gök hüseyin, gaza gazla karşılık verir: selam et ağana, zeynep'i 10 günde koynuna alıyor diyor de.

    hep bir iddia, hep yüksek perdeden vaatler, coşmalar gırla gider filmde.

    devam edelim.

    gök hüseyin, zeynep'in ağaya verilmesi temalı toplantıda köylünün yüreğine korku ateşi düşürür ve ver kurtul politikası izlenmesi için köylüyü ikna eder.
    "vermezsek ayvayı yedik, verirsek kardeşçe yaşarız, halil çulsuzu için köyü ateşe mi atalım?" gibisinden sözlerle.

    gök hüseyin'in hapisten çıkan oğlu ömer de, pusuya düşürebilmek için "korkundan geyiğe bile çıkamıyormuşsun" diye dolduruşa getirir halil'i.akabinde sultan ana benzeri bir dağ ve geyik güzellemesi yapar: bir geyik yatağı belledim ki sorma.üçün , beşin, yüzün lafı olmaz.kum gibi...

    halil, gerdeğe girerken bu kez de arkadaşları tarafından gazlanır: dört çocuk isteriz, burdan öte yalnız gider er kişi...

    filmdeki en büyük dolduruşa getirme sahnesi elbette ki, boynuz sesi olayıdır.
    bunu daha önce yazmıştım.
    (bkz: #39844125)

    neyse,
    lafı fazla uzattık.
    güzel ve eğlencelidir bu film.renkli kostümleri ve leziz diyalogları ile masal gibidir.
    her rastladığımda en azından bir kısmını izlemeden duramam.
  • birçok nesle travma yaşattığını düşündüğüm film. geyiklerin seslerinin olup olmadığını düşünmesi ayrı, geyik sesine dayanamayıp gerdek gecesini bırakan cüneyt arkın'ın yüz ifadesi ve yavuklusuna yalvarma sahnesi apayrı. iddia ediyorum, yeşilçam'da ciddi olarak çekilmiş en absürt sahne.
  • (#57781195)
    şu videoyu izlediğimden beri* benim de bu videodaki vurgudan farklı okuyamadığım güzel bir şiirdir.

    hatta bu videonun aynısını iki arkadaşımla canlandırmıştık, hem de üniversitede :( ne yapalım, çok bunalmıştık ve canımız çok sıkılıyordu, o dönem hangi üniversitede okuyor olduğumuzu söylemeyeceğim, türkiye'nin en iyi üniversitelerinden birinin klasını bu şekilde zedelemek istemem.*
  • başlıkta daha evvel hiç bahsedilmemiş, yaşar kemal'in üç anadolu efsanesi kitabındaki efsanelerden biridir. henüz okuyamadığım bir kitabı ama elimin altında, yakında okurum.

    kitaba bir göz atıp 69 yapımı filmi izledikten sonra neredeyse kitaptaki tüm diyalogların aynen aktarıldığına kani oldum. zaten filmi çocukluğumdan sonra ikinci kez izleme isteği uyandıran da kitaba ulaşmam oldu. filmin anlatımı, diyalogları herhangi bir yaşar kemal kitabı okumuş olanlara hiç yabancı gelmez. bir de bizim gibi çukurovanın torosların çouklarına.

    film şöyle başlıyor:

    "çok uzun seneler geçti aradan. doğanlar, büyüyenler, ölenler oldu, ama hiç kimse ala geyik efsanesini unutamadı. bugün bile yüzlerce sene önce söylenen ala geyik türküsü bebelere ninni oldu. o günleri yaşamış olanlar çoktan kara toprağın bağrına sığınmışlardı. gün görmüş, beli bükülmüş kocamışlarsa bugün bile inanıyorlar ala geyik efsanesine.
    gavurdağı'nda dolaşırmış ala geyik, torosların dik başlı kartalıdır gavurdağı. serttir, âmâsızdır gavurdağı'nın kayaları. yılın bir günü tepeden tırnağa ak bulutlar kaplar en sivri kayasını. bulutların içinden bitmez tükenmez bir türkü duyulur: ala geyik türküsü"
hesabın var mı? giriş yap