• alacaklının kendisine sunulan ifayı haklı bir sebep olmaksızın kabul etmemesi veya ifanın gerçekleşmesi için kendisinin yapması gerektiği birşeyi yapmamasıdır.
  • borcun ifasının alacaklıya ilişkin nedenlerle engellenmesi durumudur. en önemli şartı haklı bir nedenin bulunmamasıdır. ifanın usulü dairesinde önerilmiş olması ve haklı bir neden olmadan önerilen ifanın kabul edilmemesi alacaklıyı mütemerrid kılar.
    bu durum borçluya borcundan kurtulma hakkı vermektedir. borcun konusu bir eşya ise eşyanın tevdi hakkı (başkasına borçlu eşyanın devredilmesi) doğmaktadır. öte yandan hakim izniyle eşya açık arttırmada satılıp bedel tevdi edilebilir. eğer borcun konusu eşya değilse, borçlu borçlunun temerrüdüne ilişkin kurallar ekseninde borcundan kurtulabilir.
  • prof.dr.ejder yılmaz'ın hukuk sözlüğündeki tanımı aynen nakletmemiz gerekirse "alacaklının temerrüdü, yapılacak veya verilecek bir şeyin usulüne uygun olarak sunulduğu alacaklının, haklı bir neden olmaksızın onu reddetmesi veya borçlunun borcunu yerine getirebilmesi için daha önce kendisince(alacaklı açısından) yapılması gereken işlemleri yapmaması; alacaklının, borçluya ait yükümlülükten kurtarmaya yanaşmaması."

    alacaklı temerrüdünün koşulları tbk m.106'da düzenlenmektedir.

    madde 106 - "yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiilerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.(f.1)
    alacaklı müteselsil borçlulardan birine karşı temerrüde düşerse diğerlerine karşı da temerrüde düşmüş olur.(f.2)"
  • tbk'nin 106-110.maddeleri arasında düzenlenmiş borçlar hukuku terimidir.kısaca borçlunun ciddi,gerçek ve usulüne uygun bir ifa teklifini alacaklının haklı bir sebep olmaksızın reddetmesi veya haklı bir sebep olmadan ifada üzerine düşen hazırlıkları yerine getirmemesidir.
    bu durumda hemen sonuçlarına geçeyim efenim!
    bence en önemli sonucu masraf ve hasarların borçludan alacaklıya geçmesidir.yani o saatten sonra borçlunun hafif kusuru dikkate alınmaz,ağır kusurundan sorumluluğu doğabilir ama bu durum kötü kullanılmamalıdır.mesela bir arabayı teslim etme konusunda alacaklı temerrüdü gerçekleşti ve borçlu kışın ortasında arabayı sokakta bıraktı,garajı olmasına rağmen.ve motor bozuldu.bu halde borçlunun yine kusuru vardır,çünkü kötü niyetli kabul edilir.
    alacaklının temerrüde düşmesi için ifa yerindeki sulh mahkemesine gidilir ve karar çıkartılır.burada malı tevdi,parayı tevdi ve sözleşmeden dönme gibi ihtimaller geliyor.
    borçlu yukarıda bahsettiklerimi seçmekte özgür;durum ve koşullar uygunsa tabi.
    son olarak tevdi yapılırken borçlu,hakimin belirlediği tevdi yerine eşyayı ya da parayı bırakır.tevdi yerindeki kişiyle 3.kişi lehine saklama sözleşmesi yapılır ve alacaklı malın bakım ve masraflarını ödemeden elimi teslim alamaz.
  • borçlu ve alacaklının bir edimi söz konusu olur. borçlu, alacaklıya edimi ifa eder. buraya kadar tamam, sorun buradan sonra başlıyor. alacaklı herhangi bir sebeple ifayı kabul edemez. alacaklının sebebi haksız olmalı. borçlu kusursuz olmalı. bu durumda alacaklı temerrüdünden bahsedebiliriz. tbk m.107 ve devamında düzenlenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap