• 96-el-alak

    alak, insanın yaratılış safhalarından olan aşılanmış yumurtayı ifade eder. bu sûreye "ikra' sûresi" de denir. mekke'de inmiştir; 19 âyettir. ilk 5 âyeti, kur'an'ın ilk inen âyetleridir. bu sûrede okumanın, öğrenmenin üstünlüğü, insanın yaratılışı, kalemin özelliği, bunların insana allah'ın ihsanı olduğu, insanın bunları düşünmesi, rabbine itaat etmesi gerektiği, aksi halde azaba dûçar olacağı anlatılır.

    rahmân ve rahîm (olan) allah'ın adıyla.

    1. yaratan rabbinin adıyla oku!

    2. o, insanı bir aşılanmış yumurtadan yarattı.

    3. oku! rabbin, en büyük kerem sahibidir.

    4. o rab ki kalemle (yazmayı) öğretti.

    5. insana bilmedikleri şeyi öğretti.

    6. gerçek şu ki, insan azar.

    7. kendini kendine yeterli gördüğü için.

    8. kuşkusuz dönüş rabbinedir.

    9. gördün mü şu men edeni,

    10. namaz kılarken bir kulu (peygamber'i namazdan)?

    11. gördün mü, ya o (peygamber) doğru yolda olur,

    12. yahut takvâyı emrediyorsa?

    13. ne dersin o (meneden, peygamber'i) yalanlıyor ve doğru yoldan yüz çeviriyorsa!

    14. (bu adam) allah'ın, (yaptıklarını) gördüğünü bilmez mi!

    15. hayır, hayır! eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), yakalarız (cehenneme atarız).

    16. o yalancı, günahkâr alından (perçemden),

    17. o, hemen gidip meclisini (kendi taraftarlarını) çağırsın.

    18. biz de zebânîleri çağıracağız.

    19. hayır! ona uyma! allah'a secde et ve (yalnızca o'na) yaklaş!
  • (bkz: sülük)
  • alakın kuranda geçen halinin anlamı kan pıhtısı değildir.
    zira alak birden çok anlama gelen bir kelimedir.
    kuranın ilk tefsir edildiği yıllarda alak'ın kan pıhtısı anlamı ragbet görmüştür zira canlı duruma en yakın bu öngörülmüştür..
    lakin teknoloji ilerlediğinde alak'ın kuranda geçen halinin "asılı duran şey" özdeş anlamı olduğu görülmüştür.. asılı duran şey de ana rahmindeki embriyoya tekabül ediyor haliyle..
    burada bir de copy paste yapıyorum:
    elmalı tercümesinin son hali
    96-alak:
    1 - yaratan rabbinin adıyla oku!
    2 - o, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.
  • embriyo rahimden atılmamak için bir tür asit salgılayarak rahim duvarını eritir ve buraya yapışır. bir nevi asılır. işte alak arapçada kene veya sülük gibi hayvanlar için kullanılan bir kelimedir. bilim adamlarının 30-40 yıl önce keşfettiği bu olay kuran'da 1400 küsür sene önce işte böyle anlatılmıştır. anlayana burada büyük bir hikmet ve mucize vardır.!
  • bu sure iki kısma ayrılır. birinci kısım, "ikra"dan beşinci ayet olan "ma lem ya'lem"e kadardır. ikinci kısım, "kellâ inne'l-insane le yetğa"dan surenin sonuna kadardır. cumhur ulema, birinci kısmın rasulullah'a gelen ilk vahiy olduğunda ittifak etmiştir. bunun hakkında, imam ahmed, buharî ve müslim müteaddit senetlerle en sahih hadislerden sayılan bir rivayeti hz. aişe'den rivayet etmişlerdir. bu rivayette hz. aişe, vahyin nasıl başladığını rasulullah'ın kendisinden duymuştur. ayrıca aynı rivayet ibn abbas, ebu musa el eş'ari ve sahabeden bir cemaatten de şu şekilde menkuldür: "kur'an'ın ilk inen ayetleri bunlardır." ikinci kısım, rasulullah harem-i şerif'te namaz kılmaya başladığı ve ebu cehil'in de onu namazdan menetmek için tehdit ettiği zaman nazil olmuştur.

    muhaddislerin kendi senetleri ile imam zühri'den, onun urve b. zubeyr'den, onun da, teyzesi hz. aişe'den rivayet ettiği gibi vahyin başlangıcı şu şekilde nakledilmiştir: vahiy ilk dönemlerde rasulullah'ın sadık rüyalar (bazı rivayetlerde iyi) görmesi ile başladı. rasulullah bu rüyaları apaçık bir gerçek olarak görmekteydi. rasulullah daha sonra yalnızlığı sevmeye başladı.

    hıra mağarasında günlerce ibadet için kalırdı. (hz. aişe burada "tahanus" kelimesini kullanmıştır. imam zuhri bunu "taabbûd" olarak açıklamıştır. bu, rasulullah'ın eda ettiği bir çeşit ibadetti. çünkü allah (c.c.) ona henüz nasıl ibadet edeceğini öğretmemişti) rasulullah (s.a) evden yiyecek ve içeceğini alarak mağarada birkaç gün geçirirdi. sonra yine eve döner ve hz. hatice'ye yiyecek ve içecek hazırlatarak ibadet için mağaraya dönerdi. birgün rasulullah hıra mağarasında iken birden bire vahiy nazil oldu. melek gelerek ona "oku" dedi. hz. aişe rasulullah'ın sözünü şöyle nakletmektedir: "ben okumuş değilim, dedim. bunun üzerine melek beni tutarak sıktı. o kadar şiddetliydi ki tahammül edemiyordum. sonra bıraktı ve tekrar "oku" dedi. ben tekrar "okumuş değilim" dedim. beni tekrar o kadar şiddetli sıktı ki tahammül edemedim. sonra bıraktı ve tekrar "oku" dedi. ben tekrar "okumuş değilim" dedim. beni üçüncü defa öyle kuvvetli sıktı ki, tahammülüm kalmadı. sonra beni bıraktı ve "ikra bismi rabbike'llezi halak" (yaratan rabb'inin ismiyle oku) dedi. bu ayetten "ma lem ya'lem" e kadar okudu. hz. aişe diyor ki: sonra rasulullah, titreyerek eve döndü ve hz. hatice'ye "beni örtün" dedi. rasulullah'ı örttüler. bu korku durumu geçtikten sonra rasulullah şöyle buyurdu: "ey hatice! bana ne oldu?" daha sonra bütün olanları hz. hatice'ye anlattı. ve "canımdan korkuyorum." dedi. hz. hatice "kesinlikle değil. memnun ol. allah'a yemin ederim ki, o seni rezil etmez. sen akrabalarına iyi davranırsın. doğru sözlüsün (diğer bir rivayette emaneti yerine getirirsin), çaresiz olanların yükünü hafifletirsin, fakir ve yoksullara yardım edersin, misafirperversin, iyi işlerde yardımcısın..." dedi. hz. hatice daha sonra resulullah'ı yanına alarak amcasının oğlu varaka b. nevfel'e gittiler. varaka, cahiliye döneminde hristiyan olmuştu. ibranice ve arapça olarak incil yazıyor, okuyordu. çok yaşlı olduğundan gözleri görmüyordu. hz. hatice ona şöyle dedi: "ağabeyciğim! yeğenini biraz dinler misin?" varaka rasulullah'a sordu ve rasulullah olanları anlattı. varaka: "bu aynı namustur (vahiy getiren melek). allah, onu hz. musa'ya da göndermişti. keşke senin nübüvvet zamanında genç olabilseydim. keşke kavminin, seni yurdundan çıkaracağı zamana kadar yaşayabilseydim." rasulullah sordu: "onlar beni buradan kovacaklar mı?" varaka: "evet, senin getirdiğini getiren bir şahsa insanların düşman olmadığı bir zaman yoktur. eğer senin döneminde yaşarsam bütün gücümle sana yardım ederim." dedi. ancak çok geçmeden öldü.
  • yaşar nuri öztürk çevirisinde alaka, ilgi ve sevgi.
  • ilkokul birden beri kuran "oku " emriyle başlar diye belleyip , birgün kuran'ı elime aldığımda başlangıcında bulamayıp şaşırdığım sure.
  • kuran'ın ilk indiği söylenen ve "oku" diye başlayan suresi'. ne var ki bu günki kuran''da 1. sırada değil 96. sıradadır.
    (bkz: nüzul sırası)
    (bkz: esbab-ı nuzul)
  • aynı zamanda ''alalım'' anlamına gelen 1.çoğul şahıslı yüklem.
    (bkz: adana dili ve edebiyatı)
hesabın var mı? giriş yap