• evrensel bir düstur olduğu için ve default olarak aldatılmayı kimse kabullenmeyeceği için herkesin ve her toplumun, içerisinde geçen "biz" kelimesi yerine rahatlıkla kendilerini koyabileceği bir peygamber ikazı.

    bu ikaz, aldatmayı; hileyi ve yalanı da içerisine alacak şekildeki kapsayıcı büyük küme olarak kabul eden bir yaklaşımdır. burada aldatmaya, "feyk atmak" olarak da bakabiliriz, "kişiye sağı gösterip, sola götürmek" olarak da bakabiliriz. temel espri, muhatabın beyaz kelimelerle, yanlış anlaması istenilen istikamete çekilmesi, ama bu yapılırken doğru şeyler söylenildiğine inanılmasıdır.

    sözün sahibine, bu sözü söyleten de buna benzer bir tablodur. teftiş ettiği pazarda denk geldiği satıcının sattığı buğdayı inceleyen hazret-i peygamber <aleyhissalâtu vesselâm>, elini daldırdığı çuvalın derinlerindeki ıslak buğdayları farkeder ve satıcıyı ırgalar, sarsar. ona, "neden çürük çarık malzemeyi altta sakladığını, buharlaşınca alıcının aldığını sandığı ağırlığı azaltacak ıslaklığı neden gizlediğini" sorar. bu manzara onu öfkelendirmiştir ve "aldatanın, nice özverilerle girdiği daireden, anında çıkacağını", dostluğa ve kardeşliğe zemin olan hukukun böylece ortadan kalkacağını ve bu tarz fiillerin sahiplerinin fiilen karşı cepheye yerleşmiş olacaklarını ifade etmiştir.
  • anlık, ulu bursa ulu cami mahlası.
    "anlamlı" bir mahlas... bu sözü kabul etmeyecek inançlı/inançsız kimse yoktur merak ettiğim bu sözün gerektirdiklerini yapmayan insanlar: iş erbabları, siyasetçiler, esnaf ve tüm diğer çalışanlar, göz göre göre kandıran insanlar... insafa gelir umarım... aslında normal koşullarda dilek ve istek ile değil liyakat ile olacak bir iş. ve umarım artık liyakatin insanların, canlıların ve doğanın sürdürülebilirliği için ne denli önemli olduğunu anlaşılır. dünya daha da ölümcül bir yer olmadan...
  • aldatan bizden değildir, peygamber efendimizin hadisi şerifidir ve müslümanlara net bir mesaj vermektedir. rabb'im, ibret alan, nasihat dinleyenlerden eylesin.

    cenâb-ı hak buyuruyor:
    bismillahirrahmanirrahim

    “ey îmân edenler! karşılıklı rızâya dayanan ticâret olması hâli müstesnâ, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin! ve nefslerinizi (kendinizi) öldürmeyin! allâh size karşı pek merhametlidir.” (nisâ, 29)

    rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

    "doğru sözlü, dürüst ve güvenilir tâcir, nebîler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir." (tirmizî, büyû, 4)

    rasûlullâh (sav) buğday satan bir adama rastladı. satıcıya:

    “–nasıl satıyorsun?” diye sordu.

    adam da kendince anlattı. o esnâda rasûlullâh (sav)’e:

    “–elini onun (buğdayın) içine daldır!” diye vahy (işâret) edildi.

    allâh rasûlü (sav) de elini daldırdı ve buğdayın ıslak olduğunu gördü. bunun üzerine:

    “–insanların görmesi için ıslak olanı üst tarafına koysaydın ya! aldatan bizden değildir.” (müslim, îmân, 164) buyurdu.

    yâ rabbî! ticaret ehli kardeşlerimizi, hadîs-i şerîfte buyurulan "elinden dilinden mü'minlerin istifade ettiği" kullarından eyleyip vatan ve milletimiz için hayırlı kimseler eyle!.. her iki cihanda da rahmet ve berekete vesile olacak amel-i sâlihlere müyesser kıl! âmîn!..
  • istismar edilmek suretiyle insanları aldatmaya en uygun şekilde kurgulanmış bir inancın peygamberinin sözü.
hesabın var mı? giriş yap