• atinada polis kurşunuyla öldürülen genç
    (bkz: 7 aralik 2008 yunanistan ayaklanmasi)
  • 16 yasindaydi öldügünde (ya da katledildiginde mi demeli)
    devletin polisi kalbine ates acarak öldürdü onu
    varlikli bir ailenin cocuguydu ama her seyden önce bir "anarsist"ti
    yunanistan'daki anarsistlerin onun ölümüne sessiz kalmamasi* ise huzur icinde uyudugunun belgesidir
    (bkz: rest in peace)
  • 7 aralık 2008 yunanistan ayaklanması'na sebep olan "polis kursunuyla ölen genctir"

    polis otosuna saldıran grupta oldugu soylense de, olumu tum ulkesini saracak ayaklanmanin fitili olmustur.

    durumdan yararlanip ona buna saldıran, cam kıran, vitrin indiren, araba yakan, yağmacilik yapan her ulkede gorulebilecek asalak grubunu saymazsak toplumun tepkisini nasil gostecegine ve bu tepki karsisinda hukumetin nasil alttan almak zorunda kalacagina ornek olmustur.
  • cenazesinde dağıtılan mektup şöyledir;

    unuttunuz
    bizi desteklemenizi bekliyorduk,
    bir defa da olsa,sizin bizi gururlandırmanızı bekliyorduk
    boşuna
    yalancı hayat yaşıyorsunuz,boynunuzu eğdiniz,
    donunuzu indirdiniz ve öleceğiniz günü bekliyorsunuz
    hayaliniz yok,sevdalanmıyorsunuz,
    yaratmıyorsunuz
    yalnız satıp alıyorsunuz.
    her yerde maddiyat
    sevgi hiçbir yerde-hiçbiryerde gerçek
    anababalar nerede? sanatçılar nerede?
    neden dışarı çıkıp bizi korumuyorlar?
    bizi öldürüyorlar
    yardim edin

    çocuklar
  • bir cocuktur. 16 yasinda, yaptiginin ardinda ne gibi cikarlar elde edecegini hesap ettiyse bile, fasafiso da olsa, kofti de olsa ideolojik bir durus gostermis bir cocuktur. ama ote yandan, olayin ozunden siyrilip, her durusun ardinda, kari kiz meselesi oldugunu dusunebilen insanlarin varligini da gostermis bir cocuktur. herkesi kendi gibi bilen insan durusundan biraz siyrilinsa, biraz on yargisiz tutum sergilense, baska tip insanlarin baska baska dusuncelerle icraatlar gerceklestirebildigi gorulebilse, o sokulen kaldirim taslarinin, o devletin o polislerine, kari kiz etkilemek icin degil, skerteyim sizin kurdugunuz dunya duzenini demek icin atildigi gorulecektir.
    ama belli ki bunu goremeyen bir toplumuz. bundan oturudur ki, bu ulkede, siyasetle ilgilenen ve genc yasta bisekilde oldurulen insanlar, kari kizi etkilemek icin yapiyorlardi zaten, denilip yalniz birakildi.
    ve ardindan biz de boyle burdan, uzaktan, yunan gencinin gosterdigi durusa hasret bisekilde otlamaya kaldigimiz yerden devam ederek yasamimizi devam ettirir olduk.
  • geçenlerde okan bayulgen sade vatandaşta bir soru sormuştu konuklara. kelimesi kelimesine hatırlayamayacağım fakat genel olarak şu tarz bişeydi: "şimdi bir çocuk öldürüldü ve bütün yunanistan neredeyse ayağa kalktı, bu oluşum farklı ülkelere sıçradı ve şimdi ben merak ediyorum tekrar bir 68 kuşağı oluşur mu? ya da biz çok mu çaresiz kaldık, küreselleşme bu denli her yanımızı kapladı da birkaç çocuk kapı pencere kırınca "acaba" mı dedik?"

    ne kadar anlamlı değil mi bu "acaba"

    kimse bir çocuğun ölmesini istemezdi, ama bu çocuk yaşasaydı bile hiç bir zaman olamayacağı bir konuma geldi şu an.

    yıllar geçtikçe değiştermek istediği dünyayı değiştiremiyeceğinin bilincine varıp, sosyal hayatın içine adapte olup, sistemin kendisine sunduğu yolardan birini seçecek ve gerçekleri görmemeye çalışıp mutsuz olacaktı, ya da herşeyi unutup kabul edecekti "matrix"i..

    aksi halde düşüncelerini değiştimeyecek, ya bir hapishane köşesinde kaderiyle ya da işkenceyle ölecek, daha da ileri giderse bir "kaza" ile yaşamını kaybedecekti belki de..

    burası "harikalar diyarı" değil maalesef grigoropoulos kardeş..
  • en azından şu an bulunduğu yerde, uğur kaymaz, rozerin aksu ve adlarını hatırlayamadığım birçok çocuk kadar mutsuz olmayan çocuktur.
  • "kurşun değildi top tüfek değildi
    zulüm yılanıydı boğan oğlumu
    bir can gitse de binler var geride
    bir gün gelir ki hey... ezerler onu"

    *
hesabın var mı? giriş yap